GAZZELİ MÜCAHİTLERE DUA EDİN
Peygamberimiz döneminde Bedir, Uhut ve Hendek’te hak ile batıl karşı karşıya gelmişti. Ebu Cehil, Ebu Lehep batılın (gerçekle uyuşmayan, yanlış olan her şey) tarafında, Peygamberimiz ve ashabı ise hakkın tarafındaydı.
Çanakkale Savaşı’nda da yine ayni durum söz konusuydu. Hak ile Batıl bu defa Çanakkale' Cephesi'nde karşı karşıya gelmişti. Kimisi bir cepheden diğer cepheye koşarken, kimisi de cephe gerisinden duası ile yardım etmekteydi.
Kardeşlerim Gazze Ateş altındadır.
İslam tarihçilerinden biri olan İbn-i Haldun "Geçmiş geleceğe suyun suya benzediğinden daha çok benzediğini," söylemiştir.
Geçmişte yaşanan korkunç hadiselerden biri günümüzde Gazze’de tekarlanıyor.
Geçmişte Kutsal Hristiyanlığı kabul eden samimi Hiristiyanlar Roma Devleti’nin baskı ve zulmü karşısında Kapadokya’da dağları ve yeri delerek orada yaşadılar ve Roma’nın zulmüne karşı amansız bir şekilde direndiler.
Çanakkale’de ise atalarımız Batı’nın Zulmüne karşı Çanakkale boğazını labirant alanına çevirmişlerdi. Gece gündüz tırnaklarıyla kazdıkları savunma cephelerinde düşmanın kirli çizmelerine vatanımızı çiğnetmemek için göğüs göğse çarpıştılar. Düşmanın ateş kusan namlusuna iman dolu göğüslerini siper etmişlerdi.
Şimdi de aynı durumla karşı karşıyayız. Gazeli Müslümanlar; Amerika, İngiltere ve Fransa'nın desteklediği İsrail zulmüne karşı Gazze’nin altına tüneller kazarak düşmana karşı savunma cepheleri kurmuşlardır. Onlara dua edin.
Kur’an okumasını bilenler Yasin Suresi veya Al-i İmran suresini okuyarak Gazzeli şehitlere ve Gazze’nin Direniş Ordusuna dua etsin.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ı Teala: “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.” buyurmuştur.
Yüce Allah Al-i İmran 110 ve 139. ayetlerde şöyle buyurmuştur: “Ey Mü’minler! Siz, insanların iyiliği için yeryüzüne çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Çünkü siz usûlünce iyilikleri ve güzellikleri emredip yayar; kötülük ve çirkinlikleri yasaklayıp önüne geçmeye çalışırsınız. Bunu da zâten Allah’a inandığınızdan dolayı, onun bir gereği olarak yaparsınız. Ehl-i kitap da iman etseydi, elbette kendileri için hayırlı olurdu. Gerçi içlerinde inananlar da var, fakat onların çoğu dinden çıkmış fâsıklardır.” (Al-i İmran 139. Ayet)
Başka bir ayette ise "Onlar size, dilleriyle incitmekten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşacak olsalar, arkalarını dönüp kaçarlar; sonra kendilerine yardım edecek kimse de bulunmaz." (Al-i İmran 111)
Allah Gazzeli Mücahitlerin yar ve yardımcıları olsun, inşallah.
Amin.