Afet
İnsan veya toplumlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, insanın normal yaşantısını ve eylemlerini durduracak veya kesintiye uğratacak, imkânların yetersiz kaldığı, doğal veya insan kökenli olay veya olayların doğurduğu acı sonuca afet denir.
Afet; insanları veya insanların yaşamını sürdürdüğü çevreyi derinden etkileyerek acı sonuçlara neden olur.
Sel baskını, büyük yangınlar, savaşlar insanlar için bir afettir. Ve etkileri bir süre veya yüzyıllarca devam edebilir.
Afetler; en başta can ve mal kaybına neden oldukları görülür.
Can kayıpları insan ve hayvanların ölmesi;
mal kayıpları ise eşya, bina ve tarım alanlarının zarar görmesidir.
Kayıpların bir kısmı doğrudan hemen afetle birlikte ortaya çıkarken bir kısmı ise belirli bir süre sonra ortaya çıkabilir.
Afeti kısaca tam bir yıkım olarak tarif edebiliriz. Afetlerin meydana getirdiği hasarın etkisini sil baştan yeniden başlamaktır. Düşünün ki bir köyü sel vurmuş. Bu demek oluyor ki; evler yıkılmış, eşyalar kullanılamaz hale gelmiş, sınırlar kaybolmuştur. Her şeye ilk başlandığı yerden tekrar başlamak gerekir. Buna mukabil, sadece can ve mal kaybında afet olmaz. Söz ve davranışlarda da afet olabilir. Sözler afet etkisi yapabilir. Söylenen sözler özellikle fitnesel sözler toplum içinde tam bir karışıklığa, isyana, yıkıma, savaşlara neden olabilir. Söylenen sözler içinde "giybet" bir toplum veya fertler arasında afete yol açabilecek ilk adımdır. Bu nedenle dinimiz afet etkisi yapacak ve yaratacak sözlerden insanları sakındırmış ve gıybet yapmanın cezasının ölü eti yiyen insanlara benzetmiştir. Böylece dinimiz gıybeti haram kılmış ve toplumda afet etkisi yapacak söz ve davranışların ilk adımı olan gıybeti yasaklamıştır.
Gıybet; bireyin gizli veya açık olarak yaptığı davranış veya hareketleri arkasından çekiştirmek, dedi-kodusunu yapmaktır. Gıybet yapan bir şahıs, gıybetini yaptığı kimsenin rüyasına genellikle köpek suretinde girer ve rüyasında ona saldırır.
Şimdi yapılan davranış, söz ve olayların afetleri üzerinde biraz da duralım. Sevgili Peygamberimiz afetle ilgili şöyle demiştir:
Sözün afeti yalan,
İlmin afeti unutmak.
İbadetin afeti ihmalkarlık.
Cömertliğin afeti minnet.
Yiğitliğin afeti zulüm.
Güzelliğin afeti bencillik ve soy sopun afeti onunla övünmektir.