Fırsatlar
Kader deyince aklıma gelen ilk şey, yüce yaratıcının hayat boyunca bize sunduğu imkânlar, nimetler olduğudur diye düşünmekteyim. Sahip olduğumuz anne ve babamız ve onların sahip oldukları mal varlıkları, uyrukları bizim kaderimizdir.
Yaşamak insan için büyük bir imkândır ve bu verilen imkânı fırsatlara çevirmek veya çevirememek bizim amelimizdir. Hayatın imkânları bize iki türlü fırsat sunar. Bunlar:
Birinci tür fırsatlarda bize sunulan bazı imkânlar var ki her insan hayatı boyunca sadece bir kere sahip olur ve kaybetti mi bir daha geri getiremez. Anne ve babası, çocukluğu, okuduğu ilk, orta ve lisedeki yılları, gençliği, üniversite hayatı.
-Çocukluk çağı insan için bir fırsattır. Anne babalar çocuklarını helal rızıkla besler, Allah’a iyi kul olmayı öğretir, ahlak anlayışı doğrultusunda, saygıyı, sevgiyi, sorumluluğu öğretmesi anne babalar için bir fırsattır.
-Gençlik çağı, insan için en büyük ve en önemli fırsatlardan biridir. Gençliğinde verilen sorumlulukları yerine getirir, çalışır, yardım eder, topluma faydalı olur, kendisini iyi yetiştirir. Kur’an okumayı öğrenir, her gün 50 ayet okur, Kur’an emirleri doğrultusunda namazını kılar, yılda bir ay Ramazan ayında oruç tutar, haramlardan sakınır, Kur’an’da belirtilen yasakları yapmaz, vacip ve farzları yerine getirir.
İnsanoğlu kendisine sunulan bu fırsatların tam aksisini de yaparak hayatın fırsatlarını olumsuz yönde de değerlendirebilir. Araştırarak hakiki din İslam’ı ve onun peygamberlerini tanıma gereği duymaz. Müslüman birisi ise namaz kılmaz, oruç tutmaz, Kur’an’dan ayetler okumaz, Kur’an’dan okuduğu ayetlerden dersler çıkarmayarak hayatın fırsatlarını değerlendirmez. Ayrıca; tembellik, sorumsuzca davranış, yankesicilik, yalakacılık, hırsızlık, başkalarının piyonu veya maşası olarak kullanılmak cehaletten kurtulmak için öğrenmeye önem vermeme gibi fırsatları olumsuzluğa çevirmek ise insana iyi bir gelecek hazırlamaz
.
-Okuduğumuz okul bir fırsattır. Mesele okulda çalışır çalışkan öğrenci olur ve sınavlarda başarılı olur sonrasında iyi bir meslek edinmek bir fırsattır. Ama bunun tam aksisi de olur. Bu fırsatı değerlendirmemenin sonrasında sınavlarda başarılı olmama durumu ortaya çıkarır.
Bunlar bize kaderin sunduğu fırsatlardır. Bu fırsatları olumlu veya olumsuza çevirmek bizim amelimizdir.
Hastalık, insan için bir fırsattır. Hastalık insana sabredip daha dikkatli yaşama şuurunu kazandırır.
Dünya üzerinde yaşayan insanlara baktığımızda sanki ölüm yok, sanki ölümden sonra cennet veya cehennem yok.
Hale kâfirleri bir kenara bırakalım peki Müslümanlar neden inandıkları halde inançlarını yaşamıyorlar. Acaba Kur’an’dan, İslâm’dan, Kıyamet gününden ve Ahret inancından şüpheleri mi var? Müslümanların bu sorumsuzca davranışları İslamiyet’i tanımayan gayrimüslimlerin de önünü tıkamıştır. Bu nedenle Müslüman gençliği ve Müslüman toplumlar büyük vebal altındadır diye düşünmekteyim.
Yaşam insan için bir fırsattır. Çünkü bir zaman olur ki 40 yaşından sonra gençlik biter ve bu durumu kabullenmek istemeyen bazıları makyajla bu durumu 50, 55 yaşlarına kadar gizlemeye çalışır. Ama 60 yaşından sonra bu yaşlılık olayını kabullenmek zorunda kalır. İşte hayatın ve yaşamın getirdiği zorlukları fırsatlara çevirmek lazımdı ama birçoğu maalesef bu bilinçte değildir.
Güneşin doğuşu insan için bir fırsattır. Sabah namazı sonrası Kur’an’daki Şems suresini okumak insana büyük sevap getirir. Güneşin aydınlattığı bütün cisimler sayısınca insana sevap verilir.
Kızlar için gençlik çağı bir fırsattır. Gençlik yıllarında namazını kılıp Kur’an’ın Nur suresindeki ayet doğrultusunda Rabbim sen istedin ben kabul ediyorum diyerek örtünmesi bir kız için fırsattır.
İkinci tür fırsatlar da var ki bu fırsatlar pek az kimseye nasip olur.
Bir hükümdarlık, bir krallık, bir vezirlik, bir başbakanlık, bir sadrazamlık, bir bakanlık, bir beylik gibi toplumun ağır yükü aniden omzunuza bini verir. Öğle bir meslek veya unvan ki, bu unvan sayesinde bütün dünya sizi tanır ve tarihte adı sanı, şanı bilinen insanlardan olursunuz. Tarih sizden ve yaptıklarınızdan bahseder. Emrinizde koruyucular, hizmetinizde askerler olur. Böylesi bir fırsat ile karşı karşıya kalma durumu varsa ne yapılır?
-Ya ölümden sonraki hayatı, seni yaratanı, seni yaratıp bu görevi sana vereni anar şükreden ve sadece onun adına hareket eder hareketlerinizi hükümdar peygamberler gibi sadece ona karşı sorumlu tutar ve ona göre hareket edersiniz. Hani Kur’an’da bir ayet var Yüce Allah El Maide Suresi’nde şöyle der: “Allah’ın hükmü ile hükmetmeyenler kâfirlerin tam kendisidir.” İşte bu ayete göre halkı yönetir Allah’ın sevdiği kullardan olursunuz.
-Ya da tüm bunları görmezlikten gelir, bir kenara iter, sizi bu makama oturtan çeşitli değişken halkı veya seni bu makama oturtmada rol oynayan çıkarcı kimseleri muhatap alır ve kendini onlara karşı sorumlu tutarsın.
İşte bunlar hayatın her insana nasıp olmayan çok önemli fırsatlarıdır. Bu sunulan fırsatlar ile bir hükümdar; fravun, nemrut, Hitler, Mussolini, Saddam da olabilir. Ya da hükümdarlık döneminde egemenliğiniz altındaki topraklarda fakirleri doyurup yardım eden bir Hz. Davut, Hz. Süleyman, Hz. Ali gibi olunabilinir ki bunlar hayatta herkese nasip olmayan fırsatlardır.
Başka neler insan için sunulan fırsatlardır. Güneşin battığı ve doğduğu anlar insan için bir fırsattır. Güneş doğmadan Allah’a dua etmek için namaz kılar ve sonra helal rızık peşinde tüm gün boyunca koşmak büyük bir ibadettir. Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Helal rızık kazanmak cihat meydanında kılıç sallamaktan daha zordur. Kim helal rızık peşinde ölürse şehit olmuştur.
Güneşin tam yükseldiği vakit yine büyük bir fırsattır. Bu vakitte Allah’a dua etmek için namaz kılıp Allah’tan sağlık, selamet, bereket ve başarı istemek için namaz kılmak hemen herkes için büyük bir fırsattır.
-Fakir birisine yardım etmek büyük bir fırsattır. Malının fazlasını yardıma muhtaç olan birisi ile paylaşmak büyük bir fırsattır.
-Allah’ın sunduğu nimetler karşısında Allah’a şükür etmek, tefekkür etmek insana sunulmuş büyük fırsatlardan bir diğeridir.
Kızların gençlik yılları onlar için bir fırsattır. Allah’ın ayetleri doğrultusunda (Nur suresi ayet: 31) örtünür iffetli olur. Ya da örtünmez ve onların yüzünden birçok erkek delalete düşer. Bazı kızlar kendisine ilke edinmiş, kapanacaklarını söylüyorlar ama 30’lu veya 40 yaşlarından sonra. Daha örtünmenin erken olduğunu söyleyerek Allah'ın bu emrini uygulamayı geçiktiriyorlar. Hem o kadar süre yaşayacakları ne malum ki. Zaten 40 yaşından sonra kapanmanın önemli bir hükmü kalmıyor ki. Yani 30, 40 yıl boyunca bazı kızlar veya kadınlar Allah’ın emirlerini kulak ardı ediliyor ve bunca seneden sonra eh bari örtüneyim diyorlar. Zaten 40 yaşındaki bir bayanın yüzüne kim bakmak ister ki. İşte kızlarımız acaba bu gençlik yıllarının verdiği o güzelliklerini örtünerek fırsata çevirebildiler mi diye düşünmeleri gerekir.
-Yaşlı birisinin elinden tutmak yolun karşı tarafına geçirmek bir fırsattır.
-Ramazan ayı bir fırsattır. Hoş görülü olmak, yardım etmek, toplumun huzur ve mutluluğu için çalışmak bir fırsattır. Anne babanın yüzüne bakmak, ilim öğrendiğin ve sana ilmin kapılarını açan nasihatte bulunanların yüzüne bakmak bir fırsattır.
Yani kısaca hayatın tüm kare ve noktaları büyük bir fırsattır. Ama değerlendire bilenlere. Unutmayın ki yüce Allah bir ayette şöyle der; yarattığım her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Kıyamet günü hemen herkesi dirilteceğiz iyi amel işleyenleri altından nehirler akan cennetlere yerleştireceğiz. Kötü amel sahiplerini, fasıkları, kâfirleri ve münafıkları ise Cehennem'e dolduracağız.
İşte ben bunun için aman Allah’ım dedim. Gençlikten sonra yaşlılık, yaşlılıktan sonra ihtiyarlık ve ihtiyarlıktan sonra ölüm her geçen gün bize yaklaşıyor. Ve insanların çoğunluğu bunun idraki içinde değildir. Oysa yaşamlarının her devresinde kendilerine sunulan bu imkânları fırsatlara çevirerek Allah'ın sevgili kulu olabilirlerdi. Yazık. Bu nedenle aman Allahım……………………..
Ölüm var, hesap var, kıyamet var, Ahret’te Cennet ve Cehennem var Ama insanlar…….