Ramazan Ayı
Allah'ın Mağrifet ayı, her aydan daha hayırlı, her günü diğer bütün günlerden daha faziletlidir. Bu ay öğle bir aydır ki, bu ayda sen misafirsin Allah ise ev sahibidir. Rahmet kapıları sonuna kadar açık ve Allah'ın sofrasında olmayan bir nimet yok. O sofraya oturmak ve o nimetlerden faydalanmak ancak bu ayda oruç tutanlara nasip olur. Yani biz insanlar misafiriz Allah'ın rahmet ayında.
Bir hadiste buyruyorki: "Bu ayda her nefes; Allah'ı zikr eden bir tespih, uyumak ise bir ibadet hükmündedir. Tövbe kapıları sonuna kadar açılmıştır. Her kim bu ayda bir farize yerine getirirse 70 kat daha sevaplıdır. Her kim bu ayda 1 ayet okursa bir Kur'an hatmetmiş sayılır."
Günahkârlar için ise beraat belgesi hazırlanmıştır. Bu nedenle bu ayda tövbe etmek gerekir. Tövbe için iki önemli unsur vardır.
1-Pişmannlık; günahlar karşısında pişman olmak
2-Geçmişte işlenen günahları tekrarı olmamalıdır.
Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: "Eğer insanlar Ramazan ayında Allahı'ın vereceği nimetlerin neler olduğunu bilselerdi diyer tüm ayların Ramazan olmasını ister ve tüm günlerini oruç tutarak geçirirlerdi."
Ramazan ayı rahmet ve bağışlama ayıdır. Bu ayda rahmet kapılarının açıldığı bir aydır. Bakara Suresi’nin 185. Ayetinde: “Ramazan ayı, bir aydır ki insanlara doğruyu bildiren, doğruluğa ait apaçık delillerden ibaret olan, Hak ile Bâtıl’ı ayırt eden ve tüm insanların hidayeti için Kur'ân, bu ayda indirildi. Sizden kim, bu aya erişirse orucunu tutsun. Hasta olan ve yolcu bulunan, hastalığında, yolculuğunda orucunu yer, sonra yediği günler kadar tutar. Allah sizin için kolaylık diler, güçlük değil. Bu da sayıyı tamamlamanız, Allah'ın size doğru yolu göstermesine karşılık onu ululamanız içindir, böylece de ona şükretmiş olabilirsiniz. ” buyrulmaktadır.
Ramazan ayı kıymetli bir aydır. Ramazan ayını kıymetli kılan tutulan oruçtan değil bu ayda inen Kur’an bu ayı değerli kılmıştır. Neden Ramaz’an-ı Şerif denilmiştir. Kur’an’da isminden bahsedilen tek ay Ramazan ayıdır. Ramazan ayının kelime manası Arapça olarak yanmak, yakmak anlamına gelir. Yakılan bu şeyin ne külü kalır, ne de dumanı. Peki yakılan şey ne “günahlar” yani işlediğimiz günahların yakılmasıdır. Bu da ancak bu ayda tövbeyle olmaktadır. Bu ayda tövbe ile kulların işledikleri günahların tümü Allah tarafından yakılıyor ve insan ter temiz olur.
Bir Müslüman’ın vazifesi bu ayda oruç tutması gerekir.
Bir insan bu ayda hasta olsa veya yolcu ise orucun kazasını sonraki dönemde gaza etmesi gerekir. Allah insanlara kolaylık tanımak ve zorluk yapmamak için böyle yapar.
Bir başka ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Bu ayda oruç tutmayı farz kılmıştır.”
Bu ayda:
-Günahlar bağışlanır
-Sevap kapıları açılır.
-Allah rahmet kapılarını açar.
-Bir yıllık kader bu ayda belirlenir, rızıklar bu ayda kararlaştırılır.
Kur’an bütün insanlık için kurtuluş vesilesi yani kurtuluş gemisidir.
Bir karanlık düşünün. İki çeşit karanlıktan bahsedebiliriz.
1. Karadaki karanlığı aşmak için sadece ışık yeterlidir.
2. Denizlerdeki karanlığı geçmek için hem ışığa hem gemiye ihtiyaç vardır.
Kur’an hem dünyanın şefaat vesilesi hem de kıyamet günün şefaat meselesidir. Kur’andan ayrı düşmek dünya üzerindeki fitne ve fesatların artamasına neden olur. Fitne ve fesatların tehdidi altında olan insanlık ancak Kuran’ ile aşabilir. Bu nedenle bir Müslüman günde 50 ayet okumalıdır.
Her kim Kur’anı önüne alır onu kılavuz seçerse Kur’an kıyamet gününde onu cennete götürür.
Eğer ümmet Kur’an-a göre hareket etmez ve onu bir kenara iterse, Kıyamet günü Sevgili Peygamberimiz (sallallahu alehim vesselam) Müslümanları Allah'u Teala'ya şikayet edecek.
Ramazan ayı bir diriliş ayıdır. Müslümanlar bu ayda yeniden toparlanır, kendisini hesaba çeker varsa eksiklikleri gözden geçirir. Ramazan ayı sayesinde Müslümanlar mevcut bulundukları gayrimüslümlerin içinde asimile olmalarını önler. Yine Ramazan ayında tutulan oruç Müslümanlara bir şuurlanma, bilinçlenme duygusunu aşılar ve kolay kolay bireyler asimile olmazlar.
Peygamberimiz buyruyor ki; Oruç sağlıktır. Mide bir çok hastalığın kaynağıdır. Sene içinde vücutta bir çok yağ birikir. Oruç tutulduğunda bu yağlar erir. Böylece vucuttaki o zararlı yağlarda erir. Oruç tutan bir insanın ağzından kötü koku gelebilir. Bu kötü kokunun da temel nedeni budur. Yani o kötü yağlar eritildiğinden böylesi kötü koku çıkabilir.
Ramazan ayı boyunca tutulan oruç hem bedene faydası var hem de ruhi yönden de olumlu etkileri vardır. Beden oruç sayesinde kendisini yeniler, direnci artar. Ayrıca sindirim organları da dinlenir. Mide, bağırsaklar, karaciğer dinlenir.
Oruç ameli bir şükürdür. Kur'anı Kerim'de buyruluyor ki; "Umulur ki sizler bu orucu tutmakla şükür edesiniz."
1. Sağlığı elde ederiz
2. Allahı tenzih ederiz
3. İnsanın iradesini güçlendirir.
Oruç insanları haramlar karşısında direniş gücünü artırır. Kendi nefsani istekleri karşısında direnebilen insan güçlü insandır. Yüce Allah buyruyorki bir ayette; Sabir ve namazdan yardım dileyin. Burada sıbırdan maksat oruç kastedilmektedir. Günah karşısında zaaf göseteren hadeslerde buyruluyor ki oruç tutun. Oruç bir insanı şeytan karşısında zaafını giderir.
Oruç insana kanaakâr olmayı öğretir. Oruç insana az ile yetinmeyi, israftan kaçınmayı öğretir. Bu nedenle iftar sofralarını düzenlerken israfa kaçmamak gerekir.
Savaş sırasında düşman ekonomik yönden ambargo uygulayabilir. Bu durum karşısında oruç tutmak; böylesi bir sıkıntı karşısında insanı zorluklara karşı hazırlık yapmasını karşılar. Oruç tutan biri asla düşman karşısında zelil durumuna düşmeş.
Oruç tutmak; insanlara fakirlerin ne çileler, ne zorluklar çektiğini anlamasına neden olur. Bu nedenle oruç insanların paylaşma duygusunu geliştirir, kalbinin yumuşamasına neden olur.
Oruç insana düzen ve disiplin kazandırır. Düzen ve disiplin ilerlemenin olmazsa olmazıdır. Bir toplum eğer ilerlemek ve gelişmek istiyorsa düzen ve disiplinli olması gerekir.
Oruç tutulduğunda kalkış, yatış iftar saati, saur bunlar müslümanlara düzen ve disiplin kazandırrır.