Takva

Takva


Bölüm:  - I -

Takvalı olmayı Allah bize hedef olarak göstermiştir. Takva, insanın vicdanlı yaşamasını ve insanın insanca kalmasını ön gören bir yaşam biçimidir. Her ne olursa olsun insaf çizgisinden çıkmayan ve insanın fıtratına uygun bir şekilde yaşamasını sağlayan bir güçtür.

Eğer bir insan karşılaştığı olaylar, zorluklar, güçlükler karşısında insanın insaf ve vicdan çizgisinden çıkarıyorsa o insan takvalı değildir. Takva; mümin birini insanlık ölçüleri içinde ve adaletli davranmaya sevk etme durumdur.

Bir musibet gelip çattığı zaman ne yapacağını bilemeyen şaşırıp kalan, bocalayan bu durum karşısında korkuya kapılan biri takvadan nasibini almamıştır.

 -Herhangi bir olay karşısında sinirlenip küfürler eden, ateş küplerine binen biri takvadan nasibini almamıştır.  Yani sinirine yenik düşen biri takvadan nasibini almamıştır.

-Kısas sınırlarını aşan ve bunu linç girişimine çeviren takvadan nasibini almamıştır.

-Cihat amaçlı, mücadele adı altında her türlü yalan ve iftira ile hareket eden biri veya birileri takvadan nasibini almamıştır.

Allah bizden insanlık ölçütleri içinde adaletli davranmayı istiyor. Savaş zamanında sabretmeyi, aile içindeki yaşantısında aile ile ilişkilerini, toplumla ilişkileri dizayn eden şey takvadır. İşte Allah bizden bunu istiyor. 

Oruç tutmak takvalı olabilmek içindir.

Namaz; takvalı insan modelini yaratmak içindir.

Allah’ın emrettiği bütün farzların tamamı takvalı bir insan portesi oluşturmak içindir.

-Yasak olan ve haram kılınan şeylerin de amacı insanın bu takvasına vereceği zararı, hasarı önlemek içindir.

Bu nedenle İslam’da ihmalkârlık ve aşırılık (ifrat ve tefrit)  her zaman yasak edilmiştir ve İslâm ifrat ve tefrite asla izin vermemiştir.

Hz. Ali şöyle der;  “ Öldürdüğünüz bir kuduz köpek bile olsa ona eziyet etmekten kaçının.”  demesinin sebebi; Müslümanları ifrat ve tefritten kaçındırmak için söylemiştir.

Takvalı insanın; namaz hali öncesi ve namaz esnasındaki gönülleri birdir.

 Takva: Doğru olanı tespit etmek ve doğru olanı yaşamaktır.  Her şeyin doğru olanını  görebilmek, bulabilmek ve o bulduğu doğruyu Allah’u Tealanın istediği bir biçimde hayatını dizayan ederek yaşaya bilmektir.

Takva; doğruları görebilme marifeti ve doğruları yaşaya bilme basiretidir.

Eğer bir insan doğruları görebilme marifetinden yoksunsa veya gördüğü doğruyu yaşayamıyorsa  o insan takvalı değildir.  Veya takvadan nasibini az almıştır.

Takvalı olmamız bize Allah ve Peygamberi tarafından emredilmiş ve görev olarak bize verilmiştir.

Takva bizim için doğruyu bulmaksa bu dünya hayatında bu keşmekeşler içerisinde doğruyu nasıl bulabiliriz? Doğru nedir?

Allah’ı Teala Kur’an’da; “Ben doğruları göstermedikçe kimseleri de bundan dolayı hesaba çekmeyeceğim.” der.

Yani yüce Allah Teala; doğruları göstermek için Peygamberler göndermiş ve  bazılarına kutsal kitaplar göndermiştir. Hakikatları arayanlar için hakikatlar ortada ve  bu nedenle insanlar bundan hesaba çekilecektir, bundan insan için kaçış yolu yoktur.  Bundan dolayı herhangi bir şahıs, "Ben doğruyu bulamadım." diye bir mazereti  olamaz.  Çünkü doğrular; Peygamberler aracılığı ile  kutsal kitaplarla belirlenmiştir.  Kimsenin kıyamet gününde ben doğruları bilmiyordum, beni bu nedenle hesaba çekmeyin diye bir şansı yoktur.

Yani doğruyu Allah kulları olan insanlara çeşitli şekillerde ulaştırmıştır. Çünkü Allah kullarını seviyor ve lütufu gereği insanlara doğruyu göstermiştir ve bundan sorumlu tutmuştur.  Çünkü Kudreti Yüce Allah bir takım hakikat ve gerçekleri göstermedikçe ondan sorumlu tutmaz.  Allah’u Teala  Peygamberler ve kitaplar göndererek insana sorumluluklarını  vazifeleri ve bir takım gerçekleri göstermiştir. 

Allah  insanlara da emretmiştir ki bu sadık insanlarla,peygamberlerle,  birlikte olun. Peygamberler de Allah’a olan sadakatlerini ispatlamışlardır. Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Zekeriye, Hz. Yakup ve benzeri peygamberler Allah’ın bu emir ve yasaklarını insanlara bildirmişler ve çeşitli mucizelerle kendilerinin peygamber olduklarını ispatlamışlardır. Eğer insanlar bu peygamberlere uyar ve onların hayat ve yaşam tarzını örnek alır ve yaşayışlarını ona göre dizayın eder ve hayatlarını onların istediği şekilde biçimlendirirlerse takvalı olurlar. İşte takvanın özü budur.

 

 II. Yazının II. Bölümü için tıklayın

http://asyaahileri.com/takvaya-giden-yol_m23.html 

  

Google+ WhatsApp