Tarih 34 Ramazan Bayramı Mesajı

Tarih 34 Ramazan Bayramı Mesajı


BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM:


Üç nur yüzlü Misafirimiz vardı. Onlar 3 ay boyunca misafirimiz oldu. Onları bize tanıtan Resul-u Ekrem olmuştur.  Hiçbir ümmetin onlarla tanışma şerefine nail olmadığı ve ancak Hz. Muhammed (sav.) ümmetine onlarla tanışma şerefine nail olduğu üç kutsal Misafir. 

Onlar üç ay boyunca misafirimiz oldular. İsteyen her Mümin’in evine konuk oldular.  Alllah’ın mağfiret, rahmet ve bereket kapılarını yüzümüze açmaya gelmiş 3 kutsal misafir. Birisinin adı Recep, diğerinin adı Şaban ve ötekinin ismi ise Ramazan’dı. 

Öğle bir ilahi sofra önümüze açmışlardı ki, sunulan nimetlerin kıymet ve değerini hesaplayarak tespit edemeyeceğimiz kadar fazlaydı.
 Allah tarafından sunulan sevapları üzerimize yağdırmaya gelmişlerdi. Onlar günahlarımızı silerek temiz bir amel defteri elimize verme fırsatı sundular. 
Onlar, üç kutsal Misafir; Allah’ın sınırsız rahmetini ümmetin üzerine dökme fırsatını sundular.
O ilahi sofranın kıymetini kimileri bildi ve değer verdi, kimileri ise bu ilahi misafirlerin kimler olduğunu idrak bile edemedi. Kimileri ise bildiği halde gerekli önem ve değeri veremedi.  

Onlar bize kardeşliği, yardımlaşmayı,  sabrı, vefalı olmayı, güzel ahlakı, sadakati, iyi bir kul olmayı,  öğrettiler. 
Düşman muhasarası altında sabrı ve direnişi, kıtlık zamanlarında sebat göstermeyi öğrettiler. 
Fakirlerin açlık içinde karşılaştığı zorluklarını, çileli yaşantılarının nasıl olduğu hissini bize yaşattılar. 
 Kıyamet günü amel hesaplarımız elimize verilene kadar, açlık ve susuzluk karşısında hangi zorluklar içinde bulunacağımızın mesajlarını bize ilettiler. 
En önemlisi ise bir ümmeti birlikte harekete geçirerek tek yumruk halinde bütünleşmeyi bize öğrettiler.

Çanakkale, Kut’ul Amare  ve Kafkas cephelerinde zaferden zafere koşturan ruhun özetini bize tekrar hatırlattılar. 
Onların bize kazandırdığı direnme gücü, Filistin’de düşmanın korkulu kabusu oldu.

Onlar bizi, karaların aslan pençesi, okyanus ve göklerin yırtıcı kartalı kıldı.
Bize kazandırdıkları cesaret, düşmanın içine korku düşürdü. 
Bize kazandırdıkları basiret ile dostumuzu ve düşmanımızı teşhis etmeyi öğrendik.
Onlar,  bize kazandırdığı o manevi ruh ile yenilmez sanılan düşmanın yırtıcı vampir  dişlerini kırarak karınlarına nasıl doldurabileceğimizi öğrettiler.
 Çelikten sanılan düşmanın yırtıcı pençesini nasıl kırabileceğimizin eğitimini de bize verdiler. 
Hepsinden önemlisi bize Allah’tan başka hiçbir gücün önünde eğilmememiz gerektiğini öğrettiler. 
Onlar bize dünya hayatının bir imtihan olduğunu, sakın ola sahte medeniyetlerin gücü karşısında korkuya kapılmamamız gerektiğinin eğitimini verdiler. 
Onlar bize, güneşin, ayın, yıldızların, havanın, rüzgarın, dağların, okyanusların, denizlerin, dalgaların, yerin, göyün, kum tanelerinin  ve yaratılan her şeyin Allah’ın önünde boyun eğdiğini bize anlattılar.  
Allah’ın bizi muhatap aldığını ve bunun nişanesi olarak da Kur’an’-ı Kerim’in de ilahi sofradan çıkan değerler hazinesinden olduğunu bize hatırlattılar. 

Nihayetinden misafirlerin süresi dolmuş geri dönme hazırlıkları başladığında kimileri onların ayrılışı karşısında üzüntülere kapılmış  hıçkırıklara boğularak, ağlayarak bu değerli misafirleri sevinç göz yaşları içinde uğurlamışlardır. 
 Kimileri ise temiz bir amel defterinin eline verilmesinin coşkusunu yaşamaya başladı. İşte bunun adı bayram olmuştur. 

 Böylesi bir günün anlam ve önemi münasebeti ile şahsınızda tüm  İslam Ümmeti’nin bayramlarını en içten dileklerimle kutlarım. Allah sizi ve sevdiklerinizi korusun. Allah dualarınızı kabul etsin. Ömrünüz uzun, rızkınız bereketli, canınız sihatlı, duanız kabul olsun. Nice nice güzel bayramlara.
Ali Vedat Akbulak

 

Google+ WhatsApp