Masadaki plan sahaya sığmadı. Çünkü sahada gerçeklerle yüz yüzesin. Masada yapılan planlarda art niyet varsa onun adına fitne denir. Bir yerde fitne amaçlı bir plan yapılırsa buna tuzak denir. Eğer bu kurulan tuzaklar Allah’a rağmense Allah bize bunun cevabını Kur’an’da vermiştir. Yüce Allah; Kur’an'da; yeryüzünde fitne çıkarmayın buyurmuştur.  Onların bir tuzağı varsa Allah’ın da tuzağı vardır. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Yüce Allah yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizi buyurmuştur.
        Karabağ olayındaki amaç  ve hedef nedir, diye bir çözümlemeye çalıştığımızda, aslında biraz dikkatlice baktığımızda her şey gün ışığı gibi ortada. Ermenistan saldırıya geçecek, Azerbaycan yenilecek ve savunma yapamayacaktı. Türkiye Azerbaycan’ı destekleyecek ve Azerbaycan’ın safında olacaktı. Azerbaycan’ın güçlenmesini istemeyen kendi çıkarları gereği İran Ermenistan’ın tarafında olacak ve Ermenistan’ın tarafında yer alacak. Bu durumda Ruslar da bir süre sonra olaya müdahil olarak Ermenistan’ın safında savaşa girecekti. 
      Rusya, Ermenistan, İran üçlüsü bir safta olacak, Türkiye, Azerbaycan, İsrail ve bazı batılı devletler Türkiye’nin tarafında saf tutacaklardı. Türkiye; Rusya ve İran karşısında yalnızlaştırılacak, Azerbaycan etkisiz hale getirilecek, Türkiye de savşa nedeniyle yıpranarak saf dışı bırakılacaktı. Tabi ki bu arada Batılı devletler, silah satarak kâr kâr katacaklardı. 
 

     Ama onlar açısından ilginç bir gelişme oldu. Rusya savaşa müdahil olmadığı gibi, savaş Azerbaycan toprakları içinde oluyor, diyerek tarafsızlığını ilan etti. Bekledikleri gibi olmadı, İran da Azerbaycan karşısında yer alarak Ermenistan’a yardım yapmadı. İran;  "Karabağ İslam toprağıdır,, Ermenistan Karabağ'dan çekilmeli," açıklamasında bulundu.  Oysa ABD planına göre; "" İran  Azerbaycan karşısında Ermenistan safında yer almalıydı." Bu defa dünyayı kandırmak için birçok sosyal medya yandaşları İran’ın Ermenistan’a yardım yaptıkları ile ilgili o kadar yalan haber yapıp yaydılar ki. Malesef bu söylemlerini doğrulayacak bir delil tutturamadılar.
     Kıbrıs'ta da Aynı Oynu Oynamışlardı ama Planları Tutmamış Ters Tepmişti.

Aynı oyun Kıbrıs’ta da oynanmıştı. 1950’li yıllarda Rusların teşviki ile Rumlar, Kıbrıs’taki İngilizleri protesto ederek askerlerini Kıbrıstan çekmesini istemişlerdi. İngilizler de Kıbrıs'tan çekildiler ama 20 yıl içinde öyle bir Rum gençlik oluşturdular ki tamamen Türk kasabı. İngilizler bunu neden yapmış olabilirler, diye bir tarihi çözümlemeye çalıştığımızda; plan aynen şöyleydi.
        Rumlar Türkleri katledecekti, Türkiye bu katliamlar karşısında müdahil olacak ve Yunanistan ile savaşa girecekti. Burasına kadar planları normal yürüdü. Türkiye bu savaşın bataklığına saplanıp kalacaktı (İşte burasını tutturamadılar).  Böylece hem Yunanistan, hem de Türkiye Emperyalist devletlerin önünde diz çökecekti.
Ama bu palanları tutmadı. Türkler Kıbrıs’taki Beşparmak dağlarını geçemez dedikleri yerden 6 günde geçti. Sonrasında Türkiye’ye ordunuzu çekin dediler ama Türkiye ordusunu çekmedi. Hala orada varız ve varlığımızı koruyoruz. Türkiye’ye ambargo uygulayarak zayıflatmaya çalıştılar. Türkiye’yi yıpratmak için çeşitli terör örgütleri türettiler. Türkiye bu durumlar karşısında dostunu ve düşmanını tanıdı. İçindeki hainlerini de tanıdı. Şimdi de biz şunu söylüyoruz, biz toprağımızı namus biliriz. Karabağ bizim elimizde olmadıkça namusumuz tehlike altındadır. Orası bir Türk toprağıdır ve Türk toprağı olarak kalacak. 

Eğer Azerbaycan Karabağı alamazsa bu Azerbaycan halkının değil oradaki iktidarın ayıbıdır. Bunu da zaman gösterecek. Karabağ meselesi Azerbaycan içindeki hainleri ve hain yüzlüleri ortaya çıkarcak. Karabağ meselesi Azerbaycan iktidarının da ne derece milletinin sesi olup olmadığını ortaya çıkaracak.