Anadolu Uygarlıkları; Hititler, Lidyalılar, Urartular, Frigler, İyonyalılar
Anadolu Uygarlıkları; Hititler, Lidyalılar, Urartular, Frigler, İyonyalılar
Anadolu uygarlıklarının başlıcaları:
- Hititler
- İonlar
- Firigler
MÖ II. BİNDEN MÖ VI. YÜZYILA KADAR TÜRKİYE
2. HİTİTLER:
Anadolu’da siyasi teşkilatlanma önceleri şehir devletleri halinde olmuştur. Anadolu'da ilk siyasi birlik Hititler zamanında olmuştur.
Kafkaslar üzerinden geldiği sanılan Hititler MÖ-2000 yıllarında Orta Anadolu’da Kızılırmak çevresine yerleşmişlerdir. Hititler Hattuşaş (Boğazköy) başkent olmak üzere bir devlet kurdular. Hitit Devleti’nin
Bu dönemin en önemli olayı Hititler ile Mısır'ın Kadeş'te Kuzey Suriye toprakları için karşı karşıya gelmesidir. 16 yıl süren savaşlardan bir sonuç alınmamıştır. MÖ 1280 de aralarında Kadeş Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma tarihte bilinen ilk yazlı antlaşmadır.
-Hititler MÖ 1200’lerde Ege göçleri ile batıdan gelen kavimlerin Hitit Devleti’ni yıkması sonucunda MÖ 700 yıllarında önce Asurlara sonra da Perslerin hâkimiyetine girmişler.
Hititlerde Ordu:
Hititlerde eli silah tutan bütün erkekler askerlik yapmak zorundaydı. Savaş arabalarında biri sürücü, ikisi okçu üç savaşçı bulunurdu. Ordu; yaya, atlı ve savaş arabalı askerlerden oluşurdu.
Yaya askerler; mızrak, kılıç, kalkan, balta, topuz gibi aletler kullanırlardı.
Savaş Arabalarındaki askerler ise ok ve yay kullanırlardı.
Hititlerde Kültür ve Medeniyet:
Devletin başında “Büyük Kral" unvanını taşıyan bir hükümdar bulunurdu. Kral, aynı zamanda
-başkomutan,
-başrahip ve baş yargıç sayılırdı. Kralın yetkileri "Pankuş" denilen bir meclis denetlerdi.
Kraldan sonra en yetkili kişi "Tavananna" denilen kraliçeydi.
Tavananna’nın Yetkiler: Tavananna, kralın olmadığı zamanlarda Pankuş’a başkanlık eder, dini toplantılar ve bayramlar düzenlerdi.
Hititlerde Din Anlayışı:
Anadolu’da MÖ 1700’lerde kurulan Hititlerde kralların, gücünü tanrıdan aldığına inanılır ve emirleri tanrının emriymiş gibi görülürdü.
Fakat krallar kendilerini tanrı olarak görmezlerdi. Bu yüzden Hititlerin yönetimi dine dayalı bir krallık veya teokratik bir monarşi olarak ifade edilebilir
Çok tanrılı bir dini inanışları vardı. Komşu ülkelerin tanrılarını benimsediklerinden Bin Tanrı İli olarak anılmışlardır.
Hititlerde sosyal yapıda en üst sınıfı kral ve ailesi oluşturmuştur. Bu sosyal yapı;
- asiller,
-rahipler,
-sanatçılar,
-askerler,
-memurlar ve köleler gibi sınıflara ayrılmaktaydı.
Ekonominin temeli tarım, ticaret ve hayvancılığa dayanırdı. Topraklar tanrıların ve kralın ortak malı sayılırdı.
Yazı: Hititler Hint-Avrupa dillerinden birini konuşurlardı.
Hititler Asurlardan aldıkları çivi yazısı ve kendi buluşları olan hiyeroglif yazısını kullanmışlardır.
Hitit Edebiyatı daha çok dini nitelikte Mezopotamya edebiyatının etkisi altındaydı.
Hititler, Asurlulardan aldıkları çivi yazısıyla beraber kendi icatları olan hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır.
Anal:
Tarihte ilk defa objektif tarih yazıcılığı Hititlerde başlamıştır. Çünkü Anallar adıyla tuttukları yıllıklarını tanrılara hesap vermek amacıyla yazılmıştır.
Hitit sanatı; Mezopotamya sanatının etkisinde gelişmiştir. Heykelcilik ve kabartmacılık gelişmiştir. Kabartma sanatının en önemli eseri Alacahöyük’deki Sfensli Kapı, Güneş Kursu, Yazlıkaya ve
İvriz kabartmalarıdır.
Hukuk:
Anadolu’nun ilk kanunlarını yaan Hititler aile kurumunu ve özellikle kadın haklarını korumaya yönelik insancıl düzenlemeler yaptılar. Tarihin ilk meşruti krallığını kuran Hititler hukuk alanında Mezopotamya uygarlıklarından etkilendiler. Hititlerde adalet güneşle sembolleşmiştir. Güneş tanrıçası aynı zamanda hak ve adaletin koruyucusudur. Hititliler Mezopotamya’dan aldıkları kanunlara eklemeler ve düzeltmeler yaparak Anadolu’daki ilk kanunları oluşturmuşlardır. Kadınlara mülkiyet hakkı ve resmi nikâh zorunlulukları vardı. Kadınlara da boşanma hakkı tanınmıştı. Cezaları Sami kavimlerinden farklı olup Babillilere göre daha hafif ve insancıldı. Bu yönüyle Sümer kanunları gibi daha insancıldı. Cezalar genelde bedelinin ödenmesi şeklindeydi. Ölüm ve işkence cezaları yerine tazminat cezaları konmuştu. Yalnız insanları değil havan ve bitkileri de korumaya yönelik kanunlar koymuşlardı.
Medeni hukuk ve ceza hukuku büyük gelişme göstermiştir. Hitit kanunları, hür vatandaşlara olduğu kadar kölelere de mülkiyet hakkı tanımıştır. Köleler bedelini ödedikleri takdirde özgür kalabilirlerdi.
3. İYONLAR
Mora’yı istila eden Dorların önünden kaçan Akadlar tarafından kurulmuştur. Batı Anadolu kıyılarının Menderes Nehri’nin Ege Denizi’ne döküldüğü bölgeye İyonya ve burada yaşayanlara İyonyalılar denir.
Eksi Çağ Anadolu uygarlıkları içinde soysal yaşam düzeyi en yüksek ve en gelişmiş toplum İyonyalılardır. İyonlar, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de ticaret kolonileri kurdular.
-verimli toprakları
-uygun iklim koşulları
-deniz ticaretinin gelişmiş olması
-düşünce özgürlüğüne verilen önem gibi sebeplerden dolayı İyonyalılar oldukça gelişmiş bir düzeye çıktılar.
-İyonlar denizci bir milletti.
-Demokratik rejim ve hukuk devleti niteliklerini taşıyan ilk şehir devletleri burada ortaya çıkmıştır. Bu nedenle İlk Çağ’ın Rönesans Dönemi olarak görülmektedir.
-İyonya kültürü Avrupa kültürünün özünü oluşturur.
İyonlar ayrı şehir devletleri halinde yaşamış siyasi yönden birlik kuramamışlardı. Milet, Efes, Foça, İzmir (Smyrna) önemli İyon şehirleriydi. Önce Lidyalılara ve daha sonra da Pers İmparatorluğuna bağlandılar.
Felsefe, tarih, astronomi, matematik ve tıp bilimlerinin temelleri İyonya’da atılmıştır.
Matematikte Thales (Tales) ve Hythagoras (Pisgor),
felsefe de Diyojen,
tıp alanında Hipokrat,
-tarihte Herodotos ünlü isimlerdir.
İyonların; Efes’te yaptırdıkları Artemis Tapınağı dünyanın yedi harikasından biri sayılır.
İyon Edebiyatının en önemli eserleri: Homeros’un İlyada ve Odise destanıdır.
Fenikelilerden alfabeyi alan İyonyalılar bunu yeniden düzenleyerek İyon alfabesi durumuna getirmişlerdir. Bu alfabe bazı değişikliklerle Yunanlılara onlardan Romalılar ve daha sonra Batı dünyası bu alfabeyi öğrenmiştir.
Not: Fenike alfabesini batıya iyonlar aktarmıştır.
4. URARTULAR:
MÖ. 600MÖ 900’lerde Asya kökenli Hurriler tarafından Van gülü çevresinde kuruldu.
Urartular yaklaşık 200 yıl Doğu Anadolu’da önemli bir güç oluşturdular. Urartuların bölgedeki siyasi varlıklarına, İskitlerle birleşen Medler son vermişlerdir.
Urartular özellikle Asurların istila ve saldırılarına sıkça maruz kalmışlardır.
-Urartular Anadolu’da ilk defa federal anlayışta bir devlet kurmuşlardır.
Sanat alanında; Asurların etkisinde kalmışlardır.
-Urartular madencilik ve maden işletmeciliğinde çok başarılı olmuşlardır. Geçim kaynakları tarıma dayanan Urartular baraj ve sulama kanalları yapmışlardır.
Dini İnanış:
Çok tanrılı bir dini inanışları vardı. Geniş yetkilere sahip krallar, yaptıkları işleri tanrıları “Haldi” adına yaparlardı. Krallar tanrı değildi ama onun yerine hükmederlerdi.
Günümüze Kalan Tarihi Eserler:
-Van’da bulunan Van kalesi ve Çavuştepe Kalesi
-Erzincan’da Altıntepe Kalesi bu dönemin eserleridir.
4. FRİGYALILAR (MÖ 800-MÖ 676)
Frigyalılar; MÖ 1200 yılında boğazlar üzerinden Anadolu'ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Hititlerin Anadolu’daki siyasi varlıklarının sona ermesiyle MÖ VIII. Yüzyılda Batı Anadolu’dan Kızılırmak kıyılarına kadar uzanan topraklara siyasi bir güç haline geldiler. Ancak hiçbir zaman ülke genelinde siyasi birlik sağlayamadılar.
-Başkentleri Gordion (Ankara-Polatlı) şehri olmak üzere devletlerini kurmuşlar.
-Frigya Devleti Gordios tarafından kurulmuştur.
Kral Midas döneminde bütün Orta Anadolu'nun, tamamına egemen oldular. Frigler krallıkla yönetiliyordu.
MÖ 600’de Lidyalıların egemenliğine giren Frigya Devleti’ne Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerler son vermiştir (MÖ 676).
Tarım:
Temel uğraşları tarımdır. Dokumacılık, madencilik ve ağaç işlemeciliğinde ileri gitmişlerdir. Tapetes adı verilen kilimleri ve çivi kullanmadan yaptıkları mobilyaları ile tanınmışlardır.
Ayrıca “fibula” adını verdikleri çengelli iğneleri icat etmişlerdir.
Edebiyat:
Fabl adı verilen hayvan hikâyelerini dünya edebiyatına kazandırmışlardır.
Hukuk:
Ziraatçı bir kavim olduklarından dini inanışlarında bunun etkisi görülür. Öküz öldürmek ve sapan kırmanın cezası ölümdü.
Tarihçi Herodotos, Friglerden Anadolu’nun en zengin halkı olarak bahsetmiştir.
5. LİDYALILAR (MÖ 687-546)
Lidya, bugünkü Gediz ve Küçük Menderes ırmakları arasında kalan bölgeye İlk Çağda verilen addır.
Lidyalılar MÖ 1200 yıllarında Anadolu’ya gelmişler. Gediz ve Menderes nehri arasında yaşayan Lidyalılar önceleri Hititlerin sonra Friglerin egemenliğinde yaşadılar.
Friglerin yıkılmasından sonra Giges adlı bir kral, Lidya devletini kurdu (687). Lidyalıların en güçlü ve parlak dönemi son kralları Krezüs zamanına rastlar.
Tüccar bir toplum olan Lidyalılar ticaret sayesinde zenginleşmişlerdir. Kara ticaretine büyük önem vermişlerdir. Ticaret önemli gelir kaynağıydı. Bu nedenle Lidyalılar, Persler tarafından yapılan Kral Yolu’nu geliştirmişler.
Kral yolu Lidyalıların başkenti Sardes’ten başlayarak “Sus”a kadar oluşturulan bir ticaret yoluydu. Bu yol üzerinden Mısır, Mezopotamya ve Yunan kent devletleriyle yoğun ticaret ağı kurmuşlardır.
Mezopotamya ve Ege Havzası arasında var olan ve Asurların da kullandığı ticaret yolu sayesinde Doğu ile Batı arasında kültürel etkileşim artmıştır.
Parayı Bulmaları:
Lidyalılar, MÖ 700’lü yıllarda mal takasına dayalı ekonomiden paraya dayalı ekonomiye geçişi sağlamışlardır. Tarihte ilk defa uygarlık tarihine yaptıkları en önemli katkıları “elektron” adı verdikleri parayı kullanmalarıdır.
Ordu: Lidyalılar paralı askerlerden oluşan ordular kurmuşlardır. Ancak paralı askerlerde vatan ve millet ruhu olmadığından savaşlarda pek üstünlük sağlayamadılar. Bu yüzden Lidyalılar kısa sürede zayıflamış ve yıkılmışlardır.
Başkenti Sardes şehri kültür ve sanat merkezi durumundaydı. Bu devlete MÖ 546'da Persler son vermiştir.