Türklerde Ordu

Türklerde Ordu

Türklerde Ordu

  

ESKİ TÜRKLERDE ORDU

Türk devletlerinde her Türk savaşa hazır durumda olduğundan, askerlik özel bir meslek sayılmazdı. Türk ordusunun başlıca özellikleri şunlardır:

-Türk ordusu ücretli değildir.

-Her Türk asker sayılmıştır.

-Türk ordusunun temeli atlı askerlerdenmeydana gelmiştir.

Düzenli ve disiplinli ilk Türk ordusunun kurucusu Mete Han'dır. Mete Han, Türk ordusunu"onlu sisteme" göre teşkilatlandırmıştır (onbaşı, yüzbaşı, binbaşı ve tümen başı gibi).Bu durum orduda dü­zen ve disiplininsağlanmasını kolaylaştırmıştır.

Çinliler, MÖ III. yüzyılda Hun ordusunu taklit ederek ordularını düzenlemişlerdir. Romalılar ve Bizanslılar da askerî alanda pek çok şeyi Hunlardan öğren­mişlerdir. Bu durum Türklerin askeri alandaki gücünü göstermektedir.

    Hükümdar başta; olmak üzere herkes töreye uy­mak zorundadır. Bu durum İslamiyet'ten Ön­ceki Türklerde kanun üstünlüğü ilkesinin be­nimsendiğim gösterir.

 Türk ordusu ücretli değildi. Türk orduları daimiydi. Her kadın ve erkek asker sayılırdı. Bu nedenle ordu-millet anlayışı vardı. Her an savaşa hazırlıklı olurlardı.

Türk ordusunun temeli atlı askerlerden oluşurdu.

 10'lu sistem denilen teşkilatlanma yapılmıştır.(10 kişinin başında Onbaşı,100 kişinin başında Yüzbaşı,1000 kişinin başında Binbaşı,10.000 kişinin başında Tümenbaşı) Bu yolla sağlanan kumanda zinciri sayesinde    ordunun ve halkın bir merkezden idaresi mümkün olmuştur.

 NOT:  Bu düzen Avrupa'ya Attila ile girmiştir.

Ok, yay, kement, kargı, mızrak,süngü, kalkan, kılıç başlıca silah araçlarıdır.

Savaş taktiğinin iki önemli özelliği "Sahte Ricat" ( sahte çekilme ), ve "Pusu" dur.

Bu taktikle Malazgirt ,Niğbolu, Mohaç savaşları gibi savaşları kazanmışlardır.

Savaş stratejileri "keşif seferleri" ve "yıpratıcı savaşlar"  a dayanır.

Sınır boylarında tampon bölgeler bırakmışlardır.

Askeri alanda Çin, Roma, Bizans, Rus, Balkan Slavlarını ve Moğolları etkilemişlerdir.

  Türklerde ceza İşlerinin kesin hükme bağlanması ve devlet tarafından takip edilmesi toplumda"kan gütme" geleneğini engellemiştir,   

Uygurlarla birlikte hukuk daha sağlam ve şekilci bir nitelik kazanmıştır. Ticaret hayatının gelişmesi, ilişkilerin "kanıtlanabilir" nitelikte olmasını gerektirdiğinden yazılı ve tanıklı sözleşmeler önem kazanmıştır.

     Türk hukuku ilk defa Uygurlar tarafından yazılı ha­le getirilmiştir. Turfan şehrinde bulunan binlerce belgenin çoğu hukuk metinleridir. Bu durum Uygurların yazılı hukuka da önem verdiklerini göstermektedir. Türk devletlerinin orduları atlı birliklerden kurul­duğu için hafif silahlar kullanılmıştır. Bu uygulama Türk ordularının hızlı hareket etmesini sağlamıştır. Türkler savaşlarda "Hilal - Turan" taktiğini kullanarak düşmanlarını mağlup etmişlerdir. 

 

 TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE ORDU

Türk- İslam devletlerinde ordunun başlıca özellikleri:

  • 1. Dış tehditlere karış önlem almak amacıyla ve yeni yerlerin fethedilebilmesi için ordu daima savaşa hazır durumdaydı.
  • 2. İlk Türk-İslâm devleti olan Karahanlılar hassa adı verilen çoğunluğu savaşta ele geçirilip Müslümanlaştırılan kişilerden oluşmuş bir ordu kurdular.  Bu ordu Osmanlı Devleti’ndeki kapıkulu askerlerinin temelini oluşturmuştur.
  • 3. Gazneliler başka milletlere mensup olan ve ücret alan askerlerden oluşan bir ordu kullanmışlardır. Bu durum devletin kısa ömürlü olmasına sebep olmuştur.

Karahanlılarda Ordunun Genel Özellikleri       

1. Türklerden oluşmuştur

2. İlk kez satın alınarak eğitilen gençlerden gulam askerleri (paralı asker) oluşturulmuştur.

3. Kullandıkları Silahlar: ok, yay, mızrak, kılıç, balta, hançer, topuz, tolga, zırh, kalkan vb. silahlar kullanmışlardır.

4. Ordu başlıca şu kısımlardan oluşmuştur:

   Gaznelilerde; Gulam Sistemi:

 Çoğunlukla Türklerden oluşan bu askerler; genellikle; savaşlarda esir alınan çocuklar satın alınarak gulamhanelerde toplanır ve gulamhanelerde bu çocuklar küçük yaştan itibaren asker olarak yetiştirilirdi. Gulamhanelere çoğunlukla sarayda bulunur ve askeri konuların yanı sıra yönetim ve protokol kurallarıyla ilgili eğitim de verilirdi.

    Gulamlar aldıkları eğitim sonucunda idari görevlere getirilirdi.

    Gulamhanede yetişen gulamlar,  sultanın özel muhafızı ve ordunun asıl vurucu kısmı olan hassa ordusunu oluşturdular.  Bunlara Gulam Sarayı ( Saray Köleleri) de denmiştir.  Bu askerler senede dört kez hazineden maaş almaktaydılar. Bu uygulama-Senede dört defa maaş alma- Karahanlılardan Osmanlılara kadar bir çok Türk devletlerinde uygulanmıştır.

 İkta (tımar) sistemi: Hz. Ömer döneminde; İran’ın fethi ile İranlılardan öğrenilen bu uygulama ile ülke toprakları vergi gelirlerine göre bölümlere ayrılarak, her birinin askeri ve sivil devlet görevlilerine hizmet karşılığında maaş olarak verilmesidir.  Görevliler elde ettikleri gelirden maaşlarını aldıktan sonra kalan bölümü ile atlı asker beslerlerdi.  “Sipahiyan” adı  verilen bu askerler savaş zamanında orduya katılırlardı. Bu askerler Selçuklu ordusunun en büyük bölümünü meydana getirmiştir. Türkiye Selçuklularında devam eden bu uygulamaya Osmanlılarda “tımar” sistemi adı verilmiştir. 

 O S M A N L I L A R D A     O R D U

 Yeniçeri ocağı I. Murat zamanında kurulmuştur (1363). II. Mahmut döneminde (1826)’da kaldırılmıştır.Yeniçeri ocağının en büyük komutanı yeniçeri ağasıydı.

Eyalet ordusu, XVII. Yüzyılın basında tımar sisteminin bozulmasıyla büyük bir çöküşe girmişlerdi. XVIII. Yüzyılda tamamen güçlerini yitirerek çoğalan yeni çerilerin durumuna düşmüştü.

-XVI. Yüzyılın ünlü Türk denizcileri Barbaros Hayrettin Paşa, Salih Reis, Piri Reis, Seydi Ali Reis ve Murat Reistir. 

ORDU

Kara Ordusu    Deniz Ordusu

 

Kara ordusu üç kısımdan oluşurdu.

1. Kapıkulu Ocakları

A. Kapıkulu Piyadeleri

                1. Lağımcılar

2. Humbaracılar

                3. Top Arabacıları

                4. Topçular

                5. Cebeciler

                6. Acemi Oğlanlar

                7. Yeniçeriler

B. Kapıkulu Süvarileri  

1. Sol Garipler

2. Sol Ulufeciler

3. Sağ Garipler

4. Sağ Ulufeciler

5. Silahtar

6. Sipahi  

2. Eyalet Askerleri

Bu ordunun temeli tımarlı sipahilerden oluşurdu. Bu ordu da kendi arasında aşağıdaki şekildeydi;

Azaplar

Akıncılar

Tımarlı Sipahiler

Yörükler

Sakalar

Deliler

3. Yardımcı Kuvvetler:

Yayalar ve Müsellemler (Yörükler)

Gönüllüler

Beşliler

Sakalar

Açıklama:

A. Kapıkulu Piyadeleri

                1. Lağımcılar

Kale kuşatmalarında tünel kazarak patlayıcı maddeler döyşemek  ve kale surlarını yıkmakla görevliydiler

2. Humbaracılar

Havan topu ve el bombasını yapan sınıftı.

                3. Top Arabacıları

Top arabalarını yapar ve topları taşımakla görevli sınıf

                4. Topçular:

Topları döken ve savaşlarda kullanan ocaktı.

                5. Cebeciler

Ordunun silahlarını yapar, onarır ve korumakla görevli sınıf

                6. Acemi Oğlanlar: Yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarına asker yetiştirmek için kurulmuştur.

                7. Yeniçeriler: Kapıkulu asker-lerinin en önemli kısmı olan yeniçeri ocağı savaşta ve barışta padişahı korumakla görevliydi.

    Evlenmeleri ve askerlik dışında başka meslekle uğraşmaları yasaktı. Bu ocak III. Murat döneminden sonra bozulmaya başladı ve II Mahmut tarafından kaldırıldı.

B. Kapıkulu Süvarileri  

Sol Garipler ve Sağ Garipler:

Savaşta ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı.

Sağ ve  Sol Ulufeciler:

Savaşta saltanat sancaklarını korurlardı.

Silahtar ve Sipahi:

Savaş sırasında hükümdarın sağ ve sol taraflarında durarak hükümdarın çadırını korurlardı.

Kapıkulu ocaklarının Özellikleri:

-Genellikle devşirmelerden seçilirlerdi.

-Masrafları devlet tarafından karşılanırdı.

-İstanbul’da ya da sınır boylarındaki kalelerde otururlardı.

-İstanbul’un güvenliğini sağlarlardı.

-Devletin teknik askeri gücünü oluştururlardı.

-Savaşta, padişahı, sancakları ve hazineyi korurlardı.

-Merkezi otoritenin bozulmasıyla pek çok isyan çıkarmışlardır.

Eyalet Askerleri:

Osmanlı Devletinin dayandığı en büyük kuvvetti. Bu ordunun da temelini tımarlı sipahiler oluşturmaktaydı.

Tımarlı Sipahi:

Dirilik sahiplerinin beslemek zorunda oldukları atlı askerlerden oluşurdu.

Maaşları dirilik sahiplerinin köylüden aldıkları vergilerden karşılanırdı.

Barışta toprakların işlenmesine katkıda bulunurdular.

Osmanlı devleti dirilik sistemiyle devlet hazinesinden para çekmeden büyük miktarda tımarlı sipahinin yetişmesini sağlamıştır. Bu sistem devletin ekonomik yükünü azaltmıştır.

Ordunun en kalabalık askeri kuvveti Tımarlı Sipahilerdi

Tamamı Türklerden oluşturulmuştu. Yabancı dili iyi bilenler akıncı birliklerine alınırdı.

3. Yardımcı Kuvvetler:

Azaplar: Gönüllü bekâr Türk gençlerinden oluşmuştur. Masrafları kendi şehir ve kasabalarından karşılanırdı. Savaşta yeniçerilerin önünde düşmana ilk hücum eden bu kuvvetlerdi.

Akıncılar:Sınır ve uçlarda görev yapan atlı birliklerdi. Bahar aylarında düşman topraklarına akınlar yapmak, orduya keşif hizmetinde bulunmak, ordunun güvenle ilerlemesini sağlamak ve savaş sırasında akınlar yaparak düşmanın moralini bozmak gibi görevleri vardı.  XVI. Yüzyıl sonlarında bozulmuşlar. Yerini bir süre Kırım kuvvetlerine bırakmıştı ve bu konumunu XVIII. yüzyılın ortalarına kadar korumuştur.

Akıncı olmanın en önemli şartı Türk ve Müslüman aileden gelmekti.

Akıncı birliklerinin adı komutanlarının adı ile anılırdı.Osmanlı Devleti’nde en ünlü akıncı beyleri Malkoçoğlu, Mihaloğlu ve Turhanbeyoğulları idi.

Yayalar ve Müsellemler (Yörükler) :

Ordunun önünde gider, yolları ve köprüleri onarırlardı.

Gönüllüler:

Sınır boylarında oturanlardan meydana gelirdi. Sınırlardaki şehir ve kasabaları korumakla görevliydiler.

Sakalar:

Ordunun su ihtiyacını karşılayan birliklerdi.

Kapıkulu Ordusu: XVII yüzyılda devlet içinde bir devlet sınıfı oluşturmuş devamlı isyan etmişlerdir. Ta ki 1826 yılında bir iç harple ortadan kaldırılana kadar bu olay devam etmiştir.

 Devşirme Sistemi:

Gayrimüslimlerin  kimsesiz ve fakir çocuklarının küçük yaşta toplanarak (5-12 yaş arası) devlet hizmetinde kullanılmak üzere yetiştirilmekteydiler. Bunların zeki ve gürbüz olanları, saraydaki Enderun mektebinde devlet memuru yetiştirmek amacıyla okutulurdu. Rumeli’den toplanan çocukların önce Anadolu’ya gönderilerek Türk ailelerin yanında Türk-İslam kültürü almaları sağlanır, sonra Gelibolu’daki Acemioğlanlar Ocağı’na getirilirlerdi.

Donanma

Osmanlı Devleti’nin ilk donanması Karesi Beyliği’nin alınmasından sonra oluşturulmuştu. İlk Osmanlı tersanesi Gelibolu’da I. Bayezıt döneminde açıl-mıştır. Osmanlı, ilk büyük donanmasına Fatih döneminde İstanbul’un fethi için inşa edilen donanmayla ulaştı. Fatih döneminde İstanbul ve Rusçuk’ta tersaneler açılmıştı. Yavuz’un Mısır’ı fethi sonrasında Süveyş, Kanuni’nin ırak’ı fethi sonrasında da Basra’da tersaneler açıldı.

    Osmanlı en büyük donanmaya Kanuni döneminde Barbaros Hayrettin Paşa ile ulaştı.

Osmanlı donanması iki gruba ayrılırdı:

1. İnce Donanma:

Irmaklarda dolaşan kürekli gemilerden oluşan donanmadır.

2. Donanma-ı Âmire

   Kalyon ve kadırga gibi büyük gemilerden oluşan, denizdeki donanmadır. Osmanlı donanma komutanına Kaptan-ı Derya unvanı verilirdi. Donanmada görev yapan askerlere de Levent adı verilmiştir.

Donanmanın durumu:

      XVII. Yüzyılda iyi değildi Venedik-lerin Çanakkale'yi kapatmaları açıkça gös-termektedir. Çeşme'de Rusların donan-malarımızı yakmasından sonra Cezayirli Gazi Hasan Paşa önemli bir ıslahatla donanmaya çeki düzen verdi. Tersaneler yenilendi. Denizcilik okulu açıldı. III. Selim devrinde bu çalışmalar hızlandırıldı.

Osmanlı Devletinin uzak vilayetleri (Cezayir'i, Tunus, Trablusgarp, Mısır) Müstakil donanmalar oluşturmakta idi. Özellikle Cezayir Donanması Merkez donanmanın yerini alarak Akdeniz'in Osmanlı'ya bağlı kalmasını sağlamıştır. Bu donanma 1681 yılına kadar büyük okyanuslara kadar açılmıştır. Hatta 5 Eylül 1795 de Amerikan Ticaret gemilerini ele geçirerek Amerika ile Amerika'nın yılda 642 dolar altın ve 12 bin Türk altını Cezayir'e ödeyecekti, anlaşması imzalanmıştı.

-Osmanlı ordusunda ilk top I. Kosova Savaşı’nda kullanıldı.

Tımarlı sipahilerin önemini kaybetme nedenleri;

—Diriliklerin hak etmeyen kişilere verilmesi

—Yeniçerilerin tımarları ele geçirmeleri,

—Sipahilerin sayılarının azaltılması,

—Yeni fetihlerle toprakların genişletilememesi,

—Celâli isyanları yüzünden üretimin azalması

—Tımar gelirlerinin düşmesi ve gelirlerinin hazineye mukataa yolu ile aktarılması,

—XVII. yüzyıl ortalarından itibaren tımarlı sipahilerin geri hizmetlerde görevlendirilmeleri.

  

 Tımar Sisteminin Yararları:

İdari Yararları:

- Tımarlı sipahiler bulundukları yerlerde bir jandarma gibi asayişle ilgilendiğinden ülke genelinde güvenlik sağlanmıştır.

-Ülkenin en ücra köşesinde bile devlet otoritesi kurulmuş, merkezi otorite güçlü tutulmuştur.

 Askeri Yararları:

Her an savaşa hazır büyük bir atlı askeri birlik yetiştirilmiştir.

Ekonomik Yararları:

-Devlet, hazinesinden para harcanmadan önemli bir askeri güç oluşturulmuş, hazinenin yükü hafiflemiştir.

-Ülke topraklarının boş kalması engellenerek üretimin artmasın ve devamlılığı sağlanmıştır.

-Aynı toprak üzerinde köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları karşılanmıştır.

 Yeniçeriler:

Yaya askerlerdir

Barış zamanında merkezde (İstanbul) veya merkeze yakın yerlerde otururlardı

İstanbul’da güvenliği sağlarlar

Devşirme sistemi ile toplananlardan oluşturulurlardı.

Maaşları hazineden ödenirdi.

Emekli olana kadar evlenemezlerdi

 Tımarlı Sipahiler (Atlı Askerler):

Atlı askerlerdir.

Barış zamanında kendilerine tahsis edilen dirilik topraklarında otururlar

Kırsal bölgelerde güvenliği sağlarlar

Türk ve Müslüman kökenli ailelerden oluşurdu.

Tımarlardan toplanan vergilerle geçimlerini sağlarlardı

 Not: Osmanlılarda toprağın mülkiyetinin devlete ait olması büyük toprak ağalarının ve hanedanlarının ortaya çıkmasını engellemiştir. Bu nedenle Osmanlı Devleti’nde Avrupa’da görülen feodal sistem ve toprağa bağlı köle çiftçi sınıfı serfler oluşmamıştır.

Üretim:

Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde toprağa dayalıydı.

Görev ve Sorumluluklar:

Halkın Sorumlulukları:

Sebepsiz yere toprağı üç yıl üst üste boş bırakmamak

Toprağı habersiz terk etmemek

Ürettiği ürünün vergisini tımar sahibine ödemek

Tımar Sahibinin Sorumlulukları:

Köylünün güvenliği ve düzenin sağlanması

Üretim araçlarının temininde ve ihtiyaçların karşılanmasında köylüye yardım etmek

Gelirinin belli bir bölümüyle asker yetiştirmek

Devletin Sorumlulukları:

Halkın huzur ve güvenini sağlamak

Adaleti tesis etmek

 Osmanlı Devleti’nde Kuruluş döneminde İç ve Dış Ticaretin Gelişmesi Ülke açısından Önemi:

Ülkede üretimin artmasına

Ülkeye para girişinin artmasına

İşsizliğin azalmasına

Halkın refahının yükselmesine

                                          neden olmuştur.  

  

         

Google+ WhatsApp