SSCB'nin Dağılması

SSCB'nin Dağılması

SSCB’nin fiilen dağılması ve Sonuçları

A.SSCB’DE DEĞİŞİM VE SONUÇLARI

  Soğuk Savaşın taraflarından biri olan Doğu Bloku 1980’lerden itibaren büyük bir değişimin içine girmişti.

   -SSCB’nin mevcut sistemi işlemez durumdaydı.

   -SSCB bu ekonomik krize rağmen bütün kaynaklarını nükleer silahlanmaya aktararak dünyadaki güçlü konumunu sürdürmek istiyordu.

       Glastnost ve Perestroika: Perestroika "yeniden yapılandırma" anlamına merkeziyetçiliğin ortadan kaldırılmasına dönük faaliyetleri kapsar.

    -Kamuda verimliliği artırmak

    -Ekonomik ve toplumsal ilerlemeyi sağlamak

    -İdari yapıyı yenilemeyi amaçlayan bütün politikalar perestrokanın ana hedefidir.

Merkeziyetçiliğin ortadan kaldırılmasına dönük faaliyetler de çoğu zaman glastnost (açıklık) politikası içinde yer alır.  Kısaca, Glastnost ve Perestroika; yeniden yapılanma hareketinin özel bir bölümünü nitelendirmek için kullanılan bir terimdir diyebiliriz.  

       1.SSCB’de Politika Değişiklikleri Ve Nedenleri

       II. Dünya Savaşı sonrası dünya ülkeleri Doğu ve Batı olmak üzere iki bloğa ayırmıştı. SSCB’nin uydusu konumunda olan Sosyalist Blok içindeki ülkelerde daha fazla özgürlük ve bağımsızlık isteğiyle toplumsal olaylar başlamıştı. Bu dönemde dünya politikasına SSCB ve ABD yön vermişti. Doğu Blokunu sarsan ilk önemli gelişme 1975′te 35 ülke tarafından imzalanan Helsinki Nihai Senedi′dir. Bu Antlaşma Doğu-Batı ilişkilerinde yeni bir yumuşama ve yakınlık süreci başlatmış, Doğu Avrupa′da milliyetçi düşünceyi güçlendirmiştir.

       Ancak SSCB′nin dağılma süreci, Mihail Gorbaçov′un 1985′te SSCB′de liderliğe getirilmesi ve Sovyetlerin mevcut yönetim anlayışını değiştirmeye yönelmesi ile başladı. Gorbaçov′un ilk hedefi siyasal iktidarın ve devlet yapısını değiştirmekti. Gorbaçov, Sovyet komünizminin yapısını değiştirmek gayesi ile ocak 1987’de “glasnostu”, kasım ayında ise “perestroikayı” açıkladı.

  Gorbaçov ayrıca:

     -Komünist iktidarın tepki çeken baskıcılığını, demokratik bazı uygulamalarla halk egemenliğine yaklaştırmak

     -Ekonomik yapıda radikal değişikliklerle ülke ekonomisini canlandırmak

     -Sosyalist Blok içindeki toplumsal olayları yatıştırmak

     -Ülke ekonomisini ABD ile rekabet edebilecek hale getirmek istiyordu.

  Gorbaçov döneminde “Halk Temsilcileri Kongresi” kuruldu. Böylece halk ilk defa devlet yönetiminde doğrudan katılma imkânı buldu. 1988’de “Sosyalist Teşebbüs Kanunu” ile işletmelerin yöneticilerine geniş yetkiler verildi. Gorbaçov bu uygulamayla kapitalist sistemin üretimde başarıyı sağlayan yöntemleri sosyalist sistemde uygulamak istiyordu.

        2. SSCB’nin Dağılması

     Gorbaçov perestroika ile siyasi sistemi, devlet örgününü ve hükümet yapısını yeniden düzenlemeyi hedeflemiştir. SSCB’de, Letonya, Estonya, Litvanya′da başlayan bağımsızlık hareketlerini karşısında Gorbaçov “Egemen Devletler birliği Antlaşması” fikrini ortaya attı (1990). SSCB içinde en büyük Rusya Federasyonu lideri Boris Yeltsin 1990’da bağımsızlığını ilan etti. Aynı yıllarda bir çok cumhuriyet de bağımsızlığını ilan etmiştir.

 SSCB′nin dağılmasını istemeyen Gorbaçov bağımsızlık ilanlarına tepki gösterdi. Ermenistan Ağustos 1990′da SSCB′ye bağlı kalmak kaydıyla bağımsızlığını ilan etti. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeksin, Mart 1991′de Gorbaçov′un istifasını istedi. SSCB′nin dağılma süreci hız kazanmıştı. 31 Mart 1991′de ise Gürcistan bağımsızlığını ilan etti.

Radikal komünistler 16 Ağustos 1991 ′de bir askeri darbe yaparak Gorbaçov′u düşürmeye çalıştı. Halk Boris Yeltsin′in liderliğinde darbe girişiminin başarısız olmasını sağladı. Gelişmeler Boris Yeltsin′i  halkın gözünde bir kahraman oldu. Gelişmeler ve karışıklıklardan yararlanan SSCB’ye  bağlı cumhuriyetlerin tamamına yakını bağımsızlıklarını ilan etti. 19 Ağustos 1991’de Kremlin Sarayı′na 1917 İhtilali öncesindeki Rus bayrağı çekildi. Gorbaçov, Komünist Partisi Genel Sekreterliği′ni bırakarak sadece devlet başkanlığı görevini sürdüreceğini açıkladı. 24 Ağustos′ta Ukrayna, 25 Ağustosta da Beyaz Rusya bağımsızlığını ilan etti. 29 Ağustosta ise Sovyet Komünist Partisi resmen kaldırıldı. Devlet Başkanlığı görevine bir süre daha devam eden Gorbaçov 25 Aralık 1991’de bu görevinden istifa etmesi üzerine yerine Boris Yeltsin geçti.

      3. SSCB’nin Dağılmasının Doğu Avrupa’ya Etkileri

       Gorbaçov’un “Her ulus istediği kalkınma yolunu seçme, kendi kaderini tayin etme, topraklarını ve insan kaynaklarını istediği gibi kullanma hakkına sahiptir.”  açıklaması nedeniyle, Doğu Avrupa′da komünist yönetimler tarafından idare edilen ülkelerde halk hareketleri başladı. İnsan hak ve hürriyetlerini kazanmak amacıyla başlayan bu halk hareketleri  zamanla Sosyalist Blokun temellerini sarsarak bağımsızlık hareketine dönüştü. Halk hareketleri doğrudan kendi ülkelerindeki sosyalist yöneticileri tasfiye şeklinde gerçekleşti. Kısa sürede sosyalist yönetimler yıkılarak SSCB’ye karşı bağımsızlıklarını kazandılar.  Böylece Doğu Bloku ülkelerinde rejim değişikliği ve Sovyetlerden kopma süreci başladı.  Macaristan Komünist Partisi, Marksizm′den vazgeçerek Macaristan Sosyalist Partisi adını aldı. Ülkede çok partili sisteme geçildi. Polonya′da Komünist Parti kendisini feshetti ve Sosyal Demokrasi Partisi adını aldı.

        Bulgaristan′da 15 Ocak 1990′da Komünist Partisi′nin yönetimdeki tekelini öngören madde anayasadan çıkarıldı. Romanya′da Mayıs 1990′da demokratik ve serbest seçimler yapıldı. Doğu Almanya, Batı Almanya ile birleşti. Arnavutluk′ta da Aralık 1990′da siyasi partilerin kurulmasına izin verildi. Çekoslovakya Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ikiye ayrıldı.

       SSCB’deki Bu Hızlı Değişim Aşağıdaki Sorunlara ve Sonuçlara Neden Oldu:

        -Bu süreçte Doğu Bloku ülkelerini ekonomik yönden birbirlerine bağlayan COMECON ve 2. Dünya Savaşı sonrasında kurulan Varşova Paktı ortadan kalktı.

       -Boris Yeltsin liderliğindeki Rusya Federasyonu, bu yeni dönemde SSCB′nin varisi olarak hareket etmek istedi. Eski Sovyet cumhuriyetleri üzerindeki Rus etkinliğini sürdürmeye yönelik bu politika bazı sorunlara yol açtı.

      -Rusya Federasyonu′nun SSCB′ye ait nükleer silahlara tek başına sahip olmak istemesi, önemli miktarda nükleer tesis ve silaha sahip bulunan Kazakistan tarafından sert tepkiyle karşılandı.

      SSCB′nin Rusya′dan ibaret olmadığını ifade eden Ukrayna, Rusya′nın kendisini BM′de temsil etmesine karşı  çıkarak Rusya′nın SSCB′nin mirasçısı olarak görülmesini kabul etmeyeceğini belirtti.

    -Rusya;  BDT(Bağımsız Devletler Topluluğu) üyelerinin ekonomik reformlarda ortak harekete geçilmesi konusunda yaptığı girişimlere karşı çıktı.

      - Ukrayna ile Rusya arasında SSCB′den kalan Karadeniz donanmasının denetimi sorunu ortaya çıktı. Yaklaşık 300 savaş gemisinden oluşan Sovyet donanması ve Kırım′ın denetimi tartışması Rusya ile Ukrayna arasında gerginliğe yol açtı. İki devlet Ocak 1992′de Karadeniz donanmasının paylaşılması konusunda anlaştı.

      -Moldova′da bağımsızlık sonrasında, ülkedeki Rus azınlığın Dinyester Cumhuriyeti′ni kurması Mart 1992′de iç savaşa yol açtı.

      -BDT′nin ortak silahlı kuvvetler kurma çabalarına karşı Beyaz Rusya kendi silahlı gücünü oluşturma kararı aldı.

     -SSCB′nin dağılmasıyla bağımsız olan devletler; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Ermenistan ve Moldova Mart 1992′de BM üyeliğine kabul edildi.  

       Litvanya, Estonya ve Letonya, bağımsızlık sonrasında BDT′ye katılmadı. 1992′de Rusya içindeki özerk cumhuriyetlerden Tataristan ve Çeçenistan bağımsızlık kararı aldı, Moskova 1 Nisan 1992′de Rusya Federasyonu′ndaki yirmi cumhuriyetten on sekizi ile anlaşma imzalayarak Rusya′ya bağlı kalmalarını sağladı. 

Google+ WhatsApp