Sözleriniz Fitne Kokuyor

Sözleriniz Fitne Kokuyor

İşte Sorunuzun karşılğı

Bismillahirrahmanirrahim

Allah'ın taktir ve selamı Onun Peygamberlerine, Seçilmiş Peygamberi Hz. Muhammet (s.a.v.) a ve ehlibeytine olsun.

 

Onu öğrenmek isterim?

“Kura’n-ı Kerim'in bir ayetinde şöyle buyuruyor “Bir fitneci size bir haber ulaştırdığı da onu araştırın buyurulmaktadır.” olabilir ki onların kalbini kırarsınız diye bir ayet vardı galiba şimdi ben de bu nedenle bu gönderdiğiniz yazın içeriğini tarihi kaynaklara dayalı olarak incelemeye aldım.

Ama baştan size onu söyleyeyim ki bu yazının içinde fitne, fesat kokusu var. Tamamen İslam Dünyasını karşı karşıya getirerek birbirine boğdurmaktır. Allah yalan söyleyene lanet etsin.

Şimdi paylaşımlarınızı bir tarihçi olarak gücüm yettiğince ara ara açıklama getireceğim.

 

Şİİ ARAŞTIRMACI "ENSAR EL SADR'DAN" ACI İTİRAFLAR...!

Biz arlanmaz utanmaz bir toplumuz.Ve tarihi gerçekler asla unutulmamalı!

1. Şam, İran ve Irak’ı kim fethetti?

Ömer bin Hattap, Sünni.

  Bir defa koca bir yalan. Bu dönemde Şiilik ve Sünnilik yoktu. Eğer Hz. Ömer Sünni, Hz. Ali de Şii olarak kabul edilecek olsa, Ordunun komutanı Hz. Ömer, ordunun askeri de Hz. Ali’dir.

Şii ve Sünniler aynı orduda mı? (Sasanilerin ordusunun çökertilmesinde Hz. Ali’nin büyük payı var. Hz. Ali ani bir baskınla kendi kurduğu ekibi ile Sasani ordusunu yararak Sasani Kralı ve komutanlarının çadırını basarak hepsini kılıçtan geçirdiler.)

 

Bu büyük bir yalandır. O dönemde Şiilik ve Sünnilik yoktu.

Allah yalan söyleyenlere ve iftira atanlara lanet etsin.

 - Kim Kuzey Afrika’yı fethetti?

Kutaybe bin Muslim, Sünni.

- Endülüs’ü kim fethetti?

Tarık bin Ziyad ve Musa bin Nasır, Sünni.

Kuteybe bin Müslim Emevilerin Horasan Valisidir. Emeviler Sünni değildi ki. Hz. Ayşen’in Akrabası olan Abdullah bin Zübey neydi hangi mezheptendi o dönem onu soruyorum.

Peki Medineliler hangi mezheptendi? Sana soruyorum?

Peki Mekkeliler hangi mezheptendi?

Harra olayı ne bir onu oku. Medineye saldıran Emeviler 3 gün kadın ve kızların namusunu halal saymışlar. Yani kadın ve kızları 3 gün boyunca tecavuz etmişler.

Süt emen çocuklar öldürülerek kadınlar tecavuz edilmiş.

Medineli kız babalar Harra olayından sonraki dönemlerde kızlarını kocaya verirken bakire olduğu güvencesini vermemişler.

Mekke’ de bulunan Abdullah Zubeyir ve Mekkeliler hangi mezheptendi. Mekke mancınıklarla alevli taş yağmuruna tutulmuştur. Abdullah bin Zubeyir, komutanı ordu komutanı Musa’nın kafası kesilmiştir. O dönem Hz. Ayşe hayattaydı ve Hz. Ayşe galibe Abdullah bin Zubeyr’in Teyzesiydi. Bazı kaynaklara göre Hz. Ayşe’ validemizin de Mekke’de olduğuna dair rivayetler var. Hem Şii olarak lanse edilen Muhtar’da Mekke Savunmasında Abdullah bin Zubeyr ile birlikteydi.

Muhtar al Sakafi olarak bilinen birisinin Şii olduğundan bahsetmiş ve Hz. Hüseyin’i yalnız bırakıldığından bahsedilmiştir. Muhtar al Sakafi  o dönemlerde Abdullah Zübeyr tarafından o tarafa bu tarafa  360 derece  dönen tahta oturması istendi. Galiba tahtının o tarafa bu tarafa dönmesi onun başını döndürmüştür de ondan Abdullah al Sakafi’nin yanında Mekke Savunmasına katılmıştır. O eğer Abdullah Zübeyrn yanında Mekke'yi savunmasıydı, Abdullah Zübey'in kafası kesilerek Şam'a gönderilecekti. Yizidin Ordusu bunu anlayarak kuşatmayı yarıda bıraktı, önce Muhtar ile Abdullah Zübeyir'in arasını açtı sonra Muhtarı, ardından da Abdullah b. Zübeyir'in kafasını kesti. Eğer bu dönemde sünnülik vardıysa Abdullah b. Zübeyir'den daha güçlü bir Sünni lider olamaz. Ama Abdullah b. Zübey'in kafasını keserek cesetini Mekke'nin girişine asmışlardı. Öğle ki yıllanlar sinekler gelip cesedini yiyiordu. Eğer kendini Sünni ve Emevileri de Sünni olarak görüyorsan İşte Emevilerin yaptıkları ortada.

 Bence sen Sünni falan değilsin, sen ya parababalarının çıkarcı şehlerinden birisisin, ya da cahil ve ahmağın ta kendisisin. 

Ama kesin olan bu ki, Muhtar al Sakafi, O Kerbala Vakasında tutukluydu. Yine söylüyorum o dönemde Şiilik Sünnülik diye bir şey yoktu.

Bahsettiğin Emevi Valisi veya komutanı Türklere karşı büyük mücadele vermiştir. Uygur İllerine girdiğinde Türkleri ayaklarından ağaçlara bağlayarak diri diri yaktırdığını tarihi kaynaklardan bulabilirsin. Var da şimdi Emevilerin yaptıklarıyla övün bu gerçeklere rağmen Emevi Araplarının yaptıkları ile övünmeye hala devam ediyorsan gerçekten sen kendini, kalbini ve yuttuğun lokmalarını gözden geçir.

Tarık Bin Ziyat’ta Emevi Komutanlarından’dır

Eğer siz Emevileri Sünni olarak kabul edecek olursanız, O zaman Hz. Hüseyin’in kafasanı da Sünniler kesti anlamı ortaya çıkar.

Bu yanlış daha bu dönemde mezhepçilik ve mezhepler daha çıkmamıştır.

“Şii” taraf demektir. Hz. Ali’nin yanında olan onun öğretilerini dinleyenlere Şii denmiştir. Hz. Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ali’nin tarafında olan 10 kişi bile yoktu.

Geri kalanlar ise ben Şii’yim diyenler de yalan söylemişlerdir.

Tarih kitapları veya tarikat ehli insanlar ne kadar Şiilik ve Sünnilik olayının Kerbala vakasında belirginleştiğini veya Hz. Ali döneminde ortaya çıktığını söyleseler de bu hem yalan hem de yanlıştır.

Şiilik nedir, Şiiler kimmiş, genel özellikleri nedir? Onların üzerinde durmak gerekir.  Ben size ne kadar da Şii değilim desem de buna seni inandırmak mümkün olmayacaktır.  Çünkü Şiilerde takiye olduğunu ileri süreceğin düşüncesinden hareketle bana inanmayacaksınız.

Şiilik eğer Hz. Ali’yi sevmek onun Ehli’ Beyt’ini sevmekse ben Şii’yim. Şiilik dört halifeye küfretmek, hanımına iftira atmaksa o zaman ben Şii değilim. Bu tür şeyler fesatçıların yapabileceği şeylerdir. Bir tarafa geçip Sünni’yim diyerek Şiilerin kutsallarına hakaret etmek, diğer tarafa –Şiilerin safına- geçip Sünnilerin kutsallarına hakaret edip küfürler yağdırmak ancak, fesatçı fasıkların işidir ki Allah onlara lanet etsin.

Kerbela olayında  daha hala Türkler Müslüman olmamıştı ki. Sonraki dönemlerde Türkler Müslüman olduğunda Suriye ve Iraklı Arapların peygamberimizin torunlarına yaptıkları zalimlikler karşısında üzülmüşlerdir. Bu nedenle Emevliri yıkmak için başlatılan isyanlara gönüllü olarak katılmışlardır. Peygamberimizin torunlarından birisi Medine’den İran topraklarına sürülür. Sürüldüğünde Abbasi ordusunda olan Türkler ücretli askerdir. İşte ne olduysa bu dönemde olmuştur. Peygamberimiz torununun etkisi ile Caferi olmuşlardır. Yani Caferilikte, küfretmek yok, isyan yok. Iğdır’ın yarıdan çoğu Caferi diğer yarısı da Kürt veya göçmendir. Bir bakalım hapishanede olanların yüzde kaçı Caferi Türkü’dür. Eğer hapishanelerde olanların yüzde onu bile Caferi Türkü değildir. Caferiler devlete kurşun sıkmaz, isyan etmez. Kalleşlik bizim kanımızda yoktur. Terör örgütü kurup devletine kurşun sıkmaz. Kendi Müslüman kardeşine pusu kurup kurşun sıkmayız. Her şeyimiz açık ve nettir.

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlılarla Kafkasya’da omuz omuza verip savaşmışlardır. Esir Osmanlı Askerlerini kurtarma operasyonlarımız vardır. Sen Arapların hainliklerini Şiiliye yükleyip Şiilikten de Caferi veya Şiilik ile kıyaslama yapman doğru değildir. Bunun hesabının ödeyemezsin Kıyamet gününde. Biz I. Dünya Savaş’ında Osmanlı Halifesinin “Büyük Cihad” adıyla başlattığı kıyama katıldık, Sünni kardeşlerimizle, Çanakkale’de; Kut’ul Ammara’da ve Tebriz’de düşmanlarımıza karşı Sünni kardeşlerimizle omuz omuza savaştık. Bu savaşlarda galip gelindiyse bunda bizim büyük payımız vardır. Ama Sünni olarak gördüğünüz Arap Vahabileri İngilizlerle birlikte masum yüzbinlerce Osmanlı evladını hunharca öldürme ve katletmelerinden galiba haberin yok. Yine Ermenilere karşı kurulan Hamidiye Alayının komutanı Said-i Nursi ne hikmetse karakolun dibinde büyük katliamlar olduğunda karakoldan tek kurşun atarak olaya müdahale etmemiştir. 90 bin Osmanlı Türk Askeri’nin Ruslara esir düşmesine neden olan Senin ünlü gönüllü komutanın ne hikmetse Ruslar onu serbest bırakıyor diğerlerini bırakmıyor. Sen var kendi ihanetlerinizin üzerini örtmeye çalışma veya kendi ihanetlerinizi örtmeye çalışan tarihçilere bari hiç olmazsa lanet oku.

Şah İsmail’in ordusundaki Türkleri Osmanlıya karşı savaşmadı. Savaş başlamadan kısa süre ordudan ayrılmışlardır.

Yavuz Sultan Selimin Ordusundaki Türkler ise Şah İsmail ile savaşmak istememişlerdir. Yavuz Sultan Selim, savaş sonrası veya Savaş anında bazı bahanelerle bu tür emir dinlemeyen Türk komutanlarını idam ettirmiştir. 

O Araplar ve Iraktaki Araplar maalesef öğledirler, bir tarafa geçer, Sünniyiz derler, diğer tarafa geçip Şii’yiz derler. Bazı insanlar maalesef yanar dönerdir. Milleti birbirine kırdırırlar.

Kardeşim sana karşı Şiilerin bir saygısızlığını şimdiye kadar hiç gördün mü?

O zaman senin bu Şii veya Caferilerle alıp veremediğin ne?

Eğer cehaleten bu tür şeylere kalkıyorsan işte sana delilleriyle cevap verdim. Yok amacın fitne cıkırmaksa kıyamet gününde hesaplaşırız. Lütfen bizimle bir daha bu tür fitne kokan yanlış, yalan saçma şeyleri paylaşmayın. Bu tür gereksiz şeyleri okuyarak zamanımı telef etmek istemiyoruz.

Biz elhemdülillah Müslümanız.  Sen kendini Emevi Sünnisi olarak kabul edebilir ve onların komutanlarını da kendine komutan olarak seçebilirsin. Bu sana kalmış şeydir. Kim kimi seviyorsa o onunla haşır olacaktır.  Ama bizim komutanımız bellidir. Kerbela Vakası yaşandığında, İran, Feth edildiğinde Endülüs Feth edildiğinde bizim atalarımız daha Müslüman olmamıştı ki. Bezim atalarımız, Tuğrul ve Çağrı Beylerdir. Onlar o dönemlerde Sünni idiler. Bu da demek oluyor ki bizim atalarımız Sünni idi. Onlar Şii idiseler benim atalarım da Şii diler.

Ama onlar Abbasi halifesinin hizmetindeydiler ve Sünni idiler. Bu tarihi bir gerçek.  Bu hususiyeti sizinle daha yüz yüze konuşmak isterim. Ben böylesi fitne kokan yazıyı paylaşarak yaptığımız tüm amellerimizi boşa çıkartacak kadar cesur değiliz. Dinin kurallarını birleştirici kılarak hareket etmeniz gerekirken, İslam dinini mezheplere bölerek, ayrıştırarak birbiri ile karşı karşıya getirmek de neyin neyi oluyormuş. Bu durum sizin gibiler için gerçekten acınası durumdur.

Arapların yaptığı cehalet.

Bu nedenle yaptığınız yanlış bilgilere tepki göstermek doğal hakkımızdır.

“İstanbul’u kim fethetti?

Fatih Sultan Mehmet, Sünni.”

Sayın hocam Burak da Fatih’in Sünni olduğuna Fatihin kendisi karar versin. Buna Iraklı El Ensar Sadr karar vermesin. Öncesinde Araplar’ın çıkardığı isyanlarda Şehit ettikleri 500 binin üzerindeki Osmanlı askerini neden şehit ettiler, onun hesabını versinler.

Bağdat’ta kadar yakıp yıktırlar. Vahabiliği yaymak, Sünniliği ortadan kaldırmak için birer ikişer olarak ortadan kaldırdıkları Sünni alimlerini de dile getirsin. Arapların ellerine Sünni alimlerin ve masum Osmanlı askerlerinin kanı bulaşmıştır. Onların önce hesabını, diyetini ödesinler. Sonra bizim padişahlarımıza sahiplenmeye kalksınlar.

İngilizlerle işbirliği yaparak Osmanlılara karşı savaş açan Arapları neden gündeme getirmiyor. Öncesinde bunun hesabını versin.

“Hıttin’de Müslüman lider kim idi?

Salahaddin Eyyubi, Sünni.”

Selahattin Eyyubi köken bakımından Araptır, Ama Selçukların Surye Kolunda Nurettin Zengi’nin yetiştirdiği komutanlardan biridir. Türkler içinde büyümüş ve yetişmiştir.  Fatimiler, Yönetim olarak İsmailiye fırkasını benimsemişlerdir. Ama devlet yönetiminde Hıristiyanlar ve Sünniler de vardı. Hatta diyebiliriz ki Hıristiyanlara oldukça ilgi alaka göstermişler, vezirliğe kadar atadıkları Hıristiyanlar olmuştur.  Yönetimde Hıristiyan olduğundan doğal olarak Haçlı Saldırılarında bu tür Fatimi devlet adamları ağır davranmışlar ve Kudüs düşmüştür. Fatimi Halifesi; Haçlı Saldırılarında Kudüs düşünce Nurettin Zengi’den yardım istemiş. Yanni Sünnilerle İttifak kurmaya çalışmıştır.  Devletin kötü gidişi ve düşman saldırısı karşısında yardım istemiştir. Selçuklulara bağlı Suriye Selçuklu Atabeyi Nurettin Zengi’de “Şirkuh” İsminde bir komutanını yardıma gönderir. Fatimiler de Şirkuh’u Vezirliğe getirirler ve Ordunun denetimini de Şirkuh’a verir. Bir iki yıl sonra Şirkuh ölünce yerine yiyeni Selahattin Eyyubi’yi getirilirler. Selahattin Eyyubi de yönetme gelince devletin birçok alanda çöküşte olduğunu, curcunaya döndüğünü, taht kavkaları ülke içi çekişmelerin olduğunu görünce Halifeyi tahtan indirerek yerine Abbasi Halifesi adına hutbe okutur. Böylece Fatimi devleti sona erer yerine Selahattin Eyyubi devleti devam eder. Yani Salahattin Eyyubi Sıfırdan bir devlet kurmamıştır ki. Fatimi Halifesi yardıma çağırıyor devletin bütün işlerini ona veriyor o da halifeyi devirerek kendisi yerine geçiyor ve Abbasi Halifesi adına hutbe okutuyor.

Burada onu da söyleyeyim ki Fatimiler-Eyyübiler ve Memlükler farklı devletler değildir. Her üçü de aynı devlettir. Ama maalesef tarihçiler bu devleti farklı üç devlet olarak göstermiştir. Sadece yöneticileri farklı kişilerdir. Sadece devlet yönetiminde hanedan değişikliği olmuştur.

Selahattin Eyyubi bir Türktür, ya da Türkler içinde Türkleşmiştir. 

Selahattin Eyyubi’nin dedeleri köken bakımından Araptırlar.  Abbasiler döneminde Kafkasya bölgesine Erivan’a sürürlürler. Sonra Selçukluların hizmetine girerler. Selçukluların ünlü komutanlarından Zenginin hizmetinde olurlar. Burada da zamanla Türkleşirler.

Selahattin Eyyubi'nin ağbeyisinin adı Turan Şah

Kardeşleri: Tuğ Tekin

Diğer Kardeşi de Böri

Annesi ise  kesin Türk'tür

Sevgili kardeşim ben olaya sizin gözünüzle bakıyorum. Şiilik ve Sünnilik gözüyle bakmıyorum. O nedenle lütfen Arap münafıklarının yaptıkları yanlışlığı bizim sırtımıza yüklemeye kalkmayın. Zira böyle yapılması büyük bir bağnazlıktır. Aklı selim düşünen insanlar bağnazca hareket ederse bunun altından kimse kalkamaz.

Arapların yaptıkları yanlışlıkları Sünnilik Şiilik perdesinden bakarak hareket etmek at gözlülük olur.

Hz. Hüseyin’nin yalnız bırakılması hadisesini de Şiilere dayandırmışsınız.  El Ensar Sadr. Bu da yanlış.  O dönemlerde Şiilik Sünnilik yoktu.

Medine ve Mekkeliler birbirlerine kırkındılar. Halifelik seçimlerinde birbirleri ile kavga yapmışlardı. Medineliler demişti ki biz buna sahip çıktık halife bizden seçilsin. Mekkeliler de bizden seçilsin demişti. Bazıları da Hz. Ali’nin halife olmasını istese de Hz. Ali’nin halife olmasını isteyen 10 kişi bile yoktu. Hz. Ali de ben halifelik makamına keçinin aksırığında çıkardığı sümük kadar bile değer vermiyorum diyerek görüşünü belirtmiştir. Hz. Ali bir imamdı. İmam halifeliği, krallığı kabul etmez ki. Onun yeri ve makamı Allah tarafından verilmiştir. Yoksa 10 kişi gelip de biz seni halife seçiyoruz demesi ne kadar komik olsa onun gözünde.

Mekke ve Medineliler kendi aralarında Yumruklaşmışlardı.  Sonrasında Medineli Halife aday üç gün içinde ölmüştü.

Kerbela Vakasında; Hz. Hüseyin Medine ve Mekkelilerden yardım istediğinde korkularından Hz. Hüseyin’e yaklaşamamışlardı.  Hz. Hüseyin’de Mekke’ye gitmiş, orada da tutunamayınca Küfe’ye doğru yol almıştı. Sonra Kufeliler O’nu öldürmüştür. Yezit Hz. Hüseyin ve Ali’yi seven kim varsa Kerbela Vakası’ndan önce zaten tutuklamıştı. Şüpheli herkes tutuklanmış hapse atılmıştı. Bazı kabile reisleri de para ile satın alınmıştı.

 

Yani senin bileceğin şeyin gerçeği şu ki; o dönem Şiilik ve Sünnilik yoktu. Vardıysa o zaman onlar tutuklandı. Arada olanlar çıkarcılar, korkaklar ise para ile veya korkularından Yezid’in ordusuna katıldılar.

Eğer Sünniler vardı ise bunlardan Birisi Hz. Ömerin Oğlu Abdullah O medinedeydi, bir diyeri Talha’nın oğlu Zübeyir O da Mekke’deydi. Eğer bunların her ikisini de Sünni sayacak olursak o zaman bunlar Hz. Hüseyin’e destek vermediler. Yani Sünniler destek vermediler. Bunlar böyle bir vakanın gerçekleşebileceğine inanmıyorlardılar. Bu peygamberin torunudur bu kadarı da olmaz diye düşünüyorlardılar.

 

Olaylar tahminlerin ötesinde gelişti İslam orduları olarak bilinen Emevi askerlerinin kılıçları kendi peygamberlerinin torunlarını kestiler. Bu sizse olayın geldiği vahametin vahşetini göstermeye yetmiz mi. Hala sen ve senin gibiler neden bunları göremiyor.

Bizi Azeri Türkü olarak görebilirsin, bu kabul edilebilinir ama doğru değil. Biz oğuz Türklerine mensubuz. Kanetimce sizin  İslam anlayışınız birleştirici değil. Çünkü mezheplere ve tarikatlara ayrılmışsınız. Birçok mezhep savaşları yüzünden birleştirici özelliğini kaybetmiştir. Eğer Türkiye yönetim şekli İslam devleti olacak olsa, ben senin şu mektubundan sonra Atatürk’ü yeni anlayabiliyorum.

Çünkü Cumhuriyet ilan edildiğinde Devlet’in dini İslam’dır denilmişti. Sonra 1928’yılında İslam kelimesi kaldırılmış yerine laiktir denilmiştir. Her halinde onlar da düşündüler taşındılar bunun böylesinin daha doğru olacağına karar verdiler diye düşünmekteyim. Çünkü İslam’dır dense, hangi mezhep’e göre hareket edilecekti ki, Hanifilik mezhebine göre hareket edilse, bu defa Şafiler veya diğer mezhepler ne’olacaktı. Onların küsmesine veya kırılmasına neden olacaktı. Kanaatimce Atatürk bundan dolayı Laik yönetim sistemine geçti.

Şimdi sana soruyorum: İslam dini Müslümanların birbirlerinin kanını dökmesini, masum yere öldürmesini haram kılmış mı kılmamış mı?

Timir ile Yıldırım Beyazıt birbiriyle neden savaştılar ikisi de Sünni idi.

Kürtler Sünni, Türkler de Sünni Neden Kürtler PKK adında terör örgütü kurmuşlar ve Türk askerini hergün şehit ediyorlar

Memlükler hem Türk hem de Sünni idi, Osmanlılar da Hem Türk hem Sünni idiler peki ikisi neden birbirleri ile savaştılar.

Akkoyunlular Sünni idi, Fatih de Sünni idi neden birbirleri ile savaştılar

Kur’an Masum yere öldürmeyin demişti.

Osmanlı padişahları neden her taht değişikliğinde onlarca çocuk öldürüyorlardı

Kanuni ve Fatih Sultan Mehmet ikisi de kendi çocuklarını bile öldürmüşlerdir

Neden bunları görmezlikten geliyorsun.

Tarihte kurulmuş bir Şii devleti yok ki.

 

Google+ WhatsApp