İslam Dini'nin Temel Özellikleri

İslam Dini'nin Temel Özellikleri

11. Sınıflar Temel Dini Bilgiler 4. Ünite Ders Notları

 

     Arapça kökenli olduğu bilinen ‘İslam’ kelimesinin genel olarak temel anlamının Allah’a itaat  emek, boyun eğmek ve yaratıcıya teslim olma anlamını taşır. Yaratıcıya tam teslimiyet anlamı içerir ‘İSLAM’ kelimesi. Aynı zaman da S-L-M kökünden türediği için barış manasına da gelmektedir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) İslam Dini'ni

1. İnanç (iman)

2. İbadet (amel-sorumluluk)

3. Adalet

4. Ahlak

    temelleri üzerine kurmuştur.

İSLAM DİNİ’NİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

-Bireyleri Sorumlu Tutar

-Sevgi ve Saygı Temellidir

-Eşitlik ve Kardeşlik Esasına Dayanır

-İnsan Hak ve Özgürlüklerini Esas Alır

İslamiyet’i diğer din ve anlayışlardan ayran temel fark;

1. Hayatın bütününü kuşatıcı bir bakış açısına sahip olması yönüyle diğer dinlerden ayrılır: Yani, İslam, bireysel ve toplumsal hayatın tüm alanlarında yol gösterici bir özellik taşır.

2. İslâm, Allah’ın birliği ilkesini hayatın merkezine yerleştirir: Bir tek Allah inancının

varlığı, 
başlangıcı, 
bugünü ve sonrası açısından 
      anlamlandırmasını sağlayan esas unsurdur.

1. İslam Dini Tevhit dinidir.

Allah katında mümin iyi bir kul olabilmek için yalnızca Allah’ın var olduğunu kabul etmek yeterli olmamaktadır, rabbimizin bir ilah olduğuna da inanmamız gerekmektedir. Bu sebepten ötürü  tüm peygamberlerin cemaatlerine ilk sözleri: “Ey kavmim! Allah’tan başkasına kulluk etmeyin.” olmuştur. Tevhidin anlamı “birlemek, bir şeyin bir olduğunu anlamak” demektir. Tevhit, kelimesi rabbimiz için kullanıldığı zaman “eşi, ortağı ve benzeri olmayan bir ve tek varlık” anlamına gelmektedir. “Sizin ilahınız bir tek İlah’tır.” (Bakara suresi, 163. ayet.) ayetinde  “vahid” ile “De ki: O Allah bir tektir” (İhlas suresi, 1. ayet.) “ehad” tevhit kelimesiyle aynı kökten gelir.

2. İslam Dini Bireylere Sorumluluk Yükler.

İslam dini Akla Önem Verir: insan akıl sayesinde, iyiyi kötüden, helalı haramdan, günahı sevaptan ayırt ede bilecek bir özellikte yaratılmıştır.

İslam Dini'nde yaratılan her insan; akıl ve özgürlük doğrultusunda sorumlu tutulur.
Sorumluluklar;    Allah’a
                          Peygamberine (Sünnetlerine)
                          Anne-Babaya, çocuklara
                         Topluma ve devlet’e karşı 
                         İyiliği yaygınlaştırmayı kötülüğü engellemeyi yönelik sorumluluklar yükler.

  Zilzal Suresi 7. Ve 8. Ayette Yüce Allah: “Kim zerre miktarı iyilik yapmışsa, onun karşılığını görecek, kim de zerre miktarı bir kötülük yapmışsa onun karşılığını görecektir.” Buyurmuştur.

İnsan, toplumsal bir varlıktır. Toplum hayatını düzenli olarak işlemesi için o toplumda yaşayan her fert bu düzeni sağlamaktan mesuldür.

Maide suresi 2. Ayette Yüce Allah (c.c) şöyle buyrulmaktadır: “İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin, suç işlemek ve düşmanlık etmek için yardımlaşmayın ve Allah'tan sakının, şüphe yok ki Allah'ın cezası, çok çetindir.”

3- İslam dini Evrensel Bir Dindir

4. İslam Dini Kolaylıklar Sunan Bir Dinidir

Allah, insanı ancak gücünün yeteceği işle mükellef tutar…” (Bakara suresi, 285. ayet)

5. İslam Dini Barış Dinidir

İslam yeryüzünde barışa dayalı bir toplum yapısını öngörür. 

Kur’an Müslümanlar arasında husumet ve kavgalara sebep olabilecek her türlü söz ve davranışlardan kaçınmamızı istemektedir.

Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz. (Hucurat: 10)

Ey iman edenler! Hepiniz toptan barışa giriniz. (Bakara 208)

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır. Siz insanlar için meydana çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz; insanlara iyiliği emredersiniz, kötülükte bulunmamalarını söylersiniz ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı hayırlı olurdu kendilerine. Onlardan inananlar da var, fakat çoğu dinden çıkmıştır. (Al-i İmran 104 ve 110)

Yine bir başka ayette: “…Kim bir kişiyi, haksız yere öldürürse muhakkak ki o bütün insanları öldür¬müş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle) yaşa¬tırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur.” (Mâide suresi, 32.)

6. İslam Dini Fıtrata Uygun Bir Dinidir

Fıtrat, demek insanda hakkı, yani doğruyu, gerçeği kabul etme yeteneğinin potansiyel varlığıdır. Bu nedenle İslam dini ile fıtrat arasında yakın ilişki bulunmaktadır:

 “Yüzünü doğru bir din olarak İslam’a, insanların fıtratına uygun olan dine çevir.” (Rûm suresi, 45. ayet)

7 İslam’da; Sevgi ve Saygıya Önem Verilir:

Efendimiz Hazreti  Muhammed, insanların birbirlerini sevmelerinin yollarını da göstermiştir:

“Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş olamazsınız. Size yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız.” (Müslim “İman” 93)

8. İslam Dini Aşırılıklardan Uzak Bir Dindir.

9. İslam Dini Hem Dünya Hemde Ahiret Hayatı Dinidir

Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver.” (Bakara suresi, 201)
 İslam'ın temel esaslarından birisini insanı sevmek oluşturur. Yunus Emre'nin dediği gibi yaratan hoş gör yaratandan ötürü.
Sevgi, kalbin sevilen varlığa yönelmesi ve ona tüm varlığıyla bağlanması şeklinde tanımlanabilir. Gerçek sevgi:
 -benlikten sıyrılmış kısıtlayıcı olmak yerine kucaklayıcı olan,
-almak yerine vermeyi tercih eden,
-pasif bir duygu yerine etkinliği önceleyen bir özellik taşır.
     Peygamberimiz (s.a.v); hemen herkese zengin fakir ayrımı yapmadan sevgi ile yaklaşıyordu.  Bir gün Mekke’nin ileri gelenlerden bazıları Peygamberimize gelerek etrafındaki ve yanındaki fakir olanları uzaklaştırması halinde kendisine iman edeceklerini bildirdiler. Peygamberimiz bunu kabul etmeyince bu defa kendileri onun yanına geldiğinde onları başka bir yere oturtmasını istediler.  Bunun üzerine Enam Suresi 52 ikinci ayette şöyle buyurmaktadır. “Sabah, akşam, râzılığını dileyerek Rablerine duâ edenleri kovma; ne onlardan, herhangi bir hususta sen sorumlusun, ne de senin amelinden onlara bir şey sorulur, onun için onları kovup da haksızlık edenlerden olma.”

Hz Muhammed Sallallahu Aleyhisselam Müminin mümine karşı sevgisini iman ile ilişkilendirilmiştir. İman ve sevginin ayrılmaz ve kopmaz özelliklerine şu şekilde dikkatlerimizi çekmiştir. “Siz İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi? Aranızda selamı yaygınlaştıran.” buyurmuştur.

Selam vermek:

- muhabbeti artırır

-Sınıfsal çatışmalar yerine karşılıklı güveni,

-emniyet ahlakı yerine sevgiyi tesis eder.

Sevgi ve saygı temelli böyle bir bakışın yaşam tarzı haline geldiği bir toplumda gerçek anlamda bireyler arasında

-barış,

-güven ve kardeşlik sağlanabilir.

İnsanın dokunmaz hak ve hürriyetleri vardır. Bunlar;

10. Mahremiyete Saygı Esası Vardır: Kuranı Kerim'de birbirinizin kusurunu araştırmayın Müslümanların eksiklerini ayıplarını araştırmayın. Zira her kim Müslümanların ayıplarını araştırırsa Allahu Teala da onun ayıbını takip eder nihayet onu evin içinde de olsa rezil ve rüsvay eder.

 a. Gıybet:

İslam insan hakları arasında yer alan temel haklardan bir diğeri de kişinin dokunulmazlığı ilçesidir zedeleyen manevi hastalıklar arasında gıybet gelir.

Toplum düzenini bozan unsurlar arasında yer alan gıybet; bir kimseden hoşlanmadığı şekilde arkasından başkalarının yanında eleştirilmesine denir.

Gıybet; söz, yazı görüntü, karikatür, mizah, taklit, ima işaret gibi davranışlarla da yapılabilir.

Kuranı Kerim'de gıybet; kardeşlik bağlarını zedeleyen kötü bir ahlak olarak belirtilmiştir. Bu sebeple Yüce Allah müminleri Hucuret suresi 12. Ayette . “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” demektedir.

11. İslam Eşitlik ve Kardeşlik Esasına Dayanır.

 İnsanlar hayatta ve ölümde haklarda ve borçlarda, kanun ve Allah huzurunda, dünyada ve Ahret'te eşittir. İslam insanların birbirlerine karşı herhangi bir üstünlük unsurunu beraberlerinde getirdikleri hurafesini kesinlikle kabul etmez.

İslam, kardeşlik inancı üzerine bina edilmiştir. Hucurat Suresi 10 uncu ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor:” Müminler ancak kardeştirler.” İslam kardeşliğini zedelenmemesi için koruyucu bir takım önlemler almıştır. Bunun için

kötü lakap yani çirkin lakap takma yasaklanmıştır.

Suizan yapılmamasını

hasetten uzak durulmasını tembih etmiştir.

Suizan kötü tahmin manasına gelir. Bununla ilgili Hücuret suresi 12. ayette "Ey iman edenler zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır." Dolayısıyla mahiyeti bilinmeyen bir şeyin arkasına düşmemek gerekir.

12. İslam Zan ile Hareket Etmemeyi Emreder:

İslami literatürde zan;

 sanmak,

şüphe etmek,

ihtimal üzere hüküm vermek,

mahiyetini bilmediğimiz bir konuda akıl yürütmek manalarını gelir.

 İhtimal üzere bir hüküm olduğundan bir kısmı hakka ve doğruya hiç isabet etmez. Dolayısıyla mahiyeti bilinmeyen bir şeyin arkasına düşmemek gerekir. İslam Bunun yerine alternatif olarak "hüsn-i zan"ı ahlakı bir ilke önermiş kir. 

Hüsn-i zan; ibadetin güzelliğindendir.

Kişilerin kesin bilgi sahibi olmadıkları durumlarda, içeriklerini anlamadıkları, nedenlerini bilmedikleri olay,davranış ve bu davranışı gerçekleştiren kişi hakkında olumlu düşünmeye hüsn-i zan denmiştir. . Kök itibari ile güzellik manasına gelen "hüsn" kelimesinin "zan" kelimesini tamlaması ile ortaya çıkmış ilk ve doğru yazımı hüsn-ü zan şeklinde olan tanımlamadır.

Haset :

Başkalarının sahip bulunduğu insanların elinden çıkmasını ve kendisine geçmesini istemektir. İslam kardeşliğini zayıflatan erdemsizlikler arasında Türkçemizde çekememezlik dediğimiz Haset hastalığı yasaklamıştır. İslam Müslümanların birbirleriyle kinleşmeyi, hasetleşmeyi,  birbirlerinden yüz çevirmemeyi buyurmuştur.  

İslam; eşitlik ve kardeşlik anlayışının temeline;

üretici sevgiyi,

özveride bulunmayı

ahlak ve samimiyet içinde bulunmayı uygun görmüştür.

Eğer bugün Müslüman toplumlar arasında sıkıntılar yaşanıyorsa bunların nedenlerinden birisi de kardeşlik hukukunun ciddi anlamda gözetilmemiş olmasıdır.

13. İnsan Hak ve Özgürlüklerine Önem Verir, 

İslam sadece Allah'a kul olmayı ister ve köle olmayı reddeder.

İnsan onurlu yaratılmış bir varlıktır.

Onu diğer canlılardan ayıran temel vasıflar;

-konuşma,

-aklını kullanma,

-seçme özgürlüğü,

-yeryüzünün maddi ve manevi mimarlarını üslenme gibi vasıflardır.

Bir insan hangi coğrafyada doğarsa doğsun bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.

 İslami bakış açısına göre;

bir kimseyi köleleştirmek,

 ayrımcı muameleye tabii tutmak

hukuki manada müstakil bir şahsiyet olarak  tanımamak

                                           ahlak dışıdır.

Bundan dolayı İslamiyet’in doğuşundan bu yana İslam; her türlü ayrımcılıkla mücadele etmiş, hak katında insanların eşitliği prensibini getirmiştir. Yüce Allah'ın insana yüklediği sorumlulukların başında Adalet ilkesine uygun hareket etmek gelir.

14. İslam Dini Adaletle Hükmetmeyi İster.

 insanların eşit haklara sahip oldukları,

haklarının güvence altına alındığı ve korunduğu bir düzenin temini ile olur. İşte İslam'da insan haklarının birinci ilkesi insanların Allah katında eşitliğidir.

İkincisi ise adalettir

insan hak ve özgürlüğün temel esasları:

-Allah'a iyi bir kul

-eşitlik

adalettir.

Özetle İslam, din ve kültürel farklılıkları bir yaratılış yasası olarak değerlendirir. Sadece aynı inanca bağlı olan insanların değil farklı inançlara mensup olan insanların da her türlü hak ve özgürlüklerini teminat altına alan hükümler getirmiştir. Herkesin özgür bir şekilde din, seçebileceğini bildirmiştir. Seçilen dinin gereklerinin rahatça yerine getirilmesini de garanti altına alacak ilkeler ve hükümler koymuştur.

Hz Peygamber Sallallahu Aleyhisselam İslamiyet'ten önce de güçlülerin zayıfları ezdiği temel insan haklarının ihlal edildiği ve kabileciliğin esas alındığı Mekke'de bir grup insanla birlikte haksızlığa uğrayanlara yardım etmek amacıyla "Hilfu'l Fudul ( Erdemliler Yemini ) Anlaşması'na  imza atması O yüce şahsiyetin insan hak ve özgürlüklerine verdiği değeri göstermektedir.  

15. Adalet ve Güveni Temsil Eder;

Adalet, her türlü sapmanın ve haksızlığın karşıtı olup, bir şey ait olduğu yere koymak, hakkını vermek, eşit ve denk yapmak anlamına gelir. Bu anlamda adalet; insaf, haklılık, ölçülülük söz ve eylemde doğruluk manalarını kapsayan bir kelimedir.

Adalet mutlak eşitlik değil verilen ile hak edilen arasındaki dengeyi ifade eder. Buna dağıtıcı adalet demek mümkündür. Bir işin değeri emek sarfiyatının çokluğu ile orantılı değildir. Dolayısıyla yetenekleri ve imkanları bakımından eşit durumda olmayanlara eşit davranılmalıdır.

Adalet doğal bir ahlak kanundur. Allah onu insanın özüne yerleştirilmiştir. Seni yaratan şekillendiren ve ölçülü yapan O'dur. Her akıllı insan objektif olarak adaletin iyi zulmün kötü olduğunu anlar. İslam bireysel ve toplumsal Hayatın tüm katmanlarında hakkaniyet ölçülerine uygun davranmayı emreder ve her türlü ayrımcılığı da yasaklar. Çünkü hakkaniyet bütünlüğü gözeten ahlakı bir tavırdır. Hakkaniyet adil olmayan kuralın değil adil olmayan sonuçların değiştirilmesi amacına hizmet eder.

Onun için toplumsal hayatta herkese insanca yaşama imkanı sağlayan sosyal adalet hizmetleri eşitlik üzerine değil rengi üzerine kurulmalıdır. Çünkü doğruluk ve adalet ortadan kalktığı zaman otomatikman sosyal barış ve güven duygusu yara alır. Allahın el müminin ismiyle ahlaklanan bir kimse iç dünyasında barış ve huzuru sağladığı gibi dış dünyasında da barış ve huzurun sağlanmasına katkı yapar.

Toplumu Güçlendiren Unsurlar:

1. Yardımlaşma ve Dayanışma

2. Barış ve Uzlaşı

3. Birlik ve Bütünlük

4. Adalet ve Güven

 

Google+ WhatsApp