Çocukluk Hatıralarımdan Bir Gün
En sevdiğim hayvan kurttu. Ama o sevdiğim hayvan beni çok korkutmuştu.
Köyümüz Araz nehrinin kıyısındaydı. Evimizden Araz nehri kıyısı arasında 500 m mesafe vardı. Kuzenim bani Araz nehri kıyısına gezinti yapmaya davet etti. Ben de kabul ettim. Kuzenim kararlaştığımız saatte gelmedi. Sürekli yarım saat veya 1 saat aralıklarla beklememi istedi. Öğle ki tam da güneş matmak üzereydi geldi. Tekrar biraz beklememi söyledi evlerine gitti. Geri geldiğinde akşam ezanı okunmaya başlamıştı bile. Hava soğuktu ama kar ve kış gibi şiddetli bir soğu koydu. Sonbahar ayları içinde bulunmaktaydık. Aylardan kasım ayi içinde bulunuyorduk. Beni gizlice götürdü. Halkın geçtiği, görebileceği normal yollardan gezintiye götürmüyordu. Gizli, sarp, çalılık ve kanal içinden götürüyordu. Beni sürekli konuşturuyor, sorular soruyor, ben de sorduğu soruları cevaplandırmaya çalıştığımdan nereye gittiğimizi sorma fırsatı bile aklıma gelmemişti. Muhtemelen hipnoz gücünü kullanıyor olmalıydı ki ben bilinçli değil gibiydim. Ayniden bir kurdun bizi takip ettiğini fark ettik. O anda kendime geldim, kendi kendime bizim bu saatte buralarda işimiz ne, buralara nasıl geldik diyerek kendimi ve kuzenim Necatiyi yargılama fırsatını bulamamıştı. Çünkü bizi takip eden kocaman bir kurt vardı. Bize saldıracak gibi bakıyordu. Belli ki başım yine büyük bir beladaydı. Köyden ayrılırken kuzenimde sadece küçük bir çakısı vardı. Ama şimdi koltuğunun altında gizlettiği arkasında üç ok bulunan sapı bir insan dirseyine kadar uzunlukta olan küçük keskin ağızlı bir balta. Onu çıkardı ve kurt saldıracak olsa onunla kurda vurmayı düşünüyordu. Biz durduk kurt da durdu. Ve bizim önümüzde arka ayaklarının üzerine oturdu.
Biz bu durum üzerine kurda taş attık. Ama kurt buna aldırış etmedi. O zaman bu durum karşısında korktuk ve ağır ağır geri gittik. Biz uzaklardan kurt ulamalarını duyuyorduk. Ben bu zorlu durumdan kurtulmak için yüce yaratıcı Allah'a dua etmeye başladım. Bir süre sonra uzaklardan bir traktör sesi duymaya başladı. Bir süre sonra gece karanlığını yaran traktörün ışığını görmeye başladık. Evet ışık giderek bize doğru yaklaşıyordu. Bu arada hava iyice karanlık olmuştu. (Karanlık çökmüştü.) Kurdun gözlerine traktörün ışığı vurunca kurt hızla olay yerinden koşarak uzaklaştı. Biz traktörün arkasından koşarak ramoğuna arkadan asıldık ve köye kadar gittik. Hala kafamda bir soru var. Kuzenim beni gece karanlığında nereye götürüyordu. Elindeki keskin ağızlı balta ve arkasında üçlü delici ok bulunan o palta neyin nesiydi. Kuzenimin bana karşı büyük bir kıskançlık beslediği zaman zaman olmuştu. Ama kıskançlığının bu kadar canileşeceğini hiç düşünememiştim. Allah beni korudu, yar ve yardımcım oldu. Yüce Allah'a şükürler olsun.
Vedat AKBULAK
Yukarıdaki Hatıra günlüğümü Almanca olarak görmek için tıklayın.