KATILIM VE SORUMLULUK

KATILIM VE SORUMLULUK

KATILIM VE SORUMLULUK

KATILIM VE SORUMLULUK

 hak ve özgürlükler herkese karşılık görev ve sorumluluklar yükler. Kişi ve kurumların görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği bir toplumda ne hak ve özgürlüklerin etkin kullanımında ne de demokratik sistemin işleyişinde bahsedilebilinir. Kişiler diğer insanlara ve devlete karşı görev ve sorumlulukları olduğu gibi devletinde kişilere ve topluma karşı görev ve sorumlulukları vardır.  Kişiler toplumsal süreçlere katılarak demokratik sistemin işleyişini de sağlar.

Fakat kişilerin olumsuz bireysel tutumları

 engelleyici kültürel unsurlar

- kısıtlayıcı yasal hükümler nedeniyle toplumsal süreçlere katılımı bazen zorlaşabilir.

Bu durumda hem kişilerin hem de devletin katılımı kolaylaştırıcı girişimlerde bulunması gerekir.

 Günümüzde birey devlet ilişkisi geçmiş yüzyıllara göre oldukça karmaşıktır.

Devletin vatandaşa karşı görevleri sadece devlet sistemine kayıtlı kimlik numaramız değildir. Ayrıca Devletin vatandaşa karşı görev ve sorumlulukları:

 Kişilerin mal mülk ticari ilişkileri

Eğitimi, seyhat, haberleşme eğitimi

ticari ilişkiler, mal varlığı

Güvenliği gibi neredeyse her türlü hareketimiz doğrudan ya da dolaylı olarak devlet sağlamak zorundadır

Kişilerlein tüm resmi eylem, dernek kayıt altına almak için devlet vatandaşlık numarası verir.

Kişilerin avuç içini, parmak izlini, anne kızlık soyadını, kan grubunu da devlet bir takım kolaylıklar sağlamak için kayıt altına alır.

 Kişiye özel bu bilgileri ya da doğrudan ya da bu bilgilere sahip kurumları denetleme yetkisi ile devlet elindeki bu bilgileri;

 bilgi toplamak

 planlama yapmak

yasaları ihlal edenleri takip etmek ve vatandaşların güvenliğini sağlamak için kullanma hakkına sahiptir.

 Haklar ve sorumluluklar bir medeni paranın iki yüzü gibidir. Biri var olmadan diğeri var olamaz. Vatandaş vergisini ödemezse devlet güvenlik ödemelerini alacak insan kaynaklarını temin edemez. Böyle olunca da vatandaşların can, mal ve gıda güvenliği sağlanamaz. Yaşam hak ve özgürlüğü etkin bir biçimde kullanılamaz. 

Demokrasilerde devletin öncelikli amacı

vatandaşların güvenlik, sağlık, eğitim, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak önlemler almaktır.

 Devletin tüm bu kurumları vatandaşların yasalarla belirlenmiş hak ve özgürlüklerini korumak için çalışır.

Ayrıca devletin yaşlılık, engellilik, iş görmezlik gibi sosyal risklere karşı vatandaşlarını kurma görevi vardır.

Sosyal risklere karşı vatandaşların devletten her zaman daha etkin bir koruma talep ettikleri bir gerçektir.

 Buna karşılık devlet vatandaşlardan etkin biçimde yasalara uymalarını bekler yasalara uymak ve bilgi vermek en temel vatandaşlık görevi olarak kabul edilir

Demokratik toplumda bireylerin toplumsal olaylara ilgi duyar toplumsal sorunların farkında olur gerektiğinde hem kendilerini hem de toplumun iyiliği için harekete geçerler.

 Toplumsal olaylara karşı duyulan bu ilgi yönelişe katılım iki türlüdür.

 1. Siyasi katılım:

Siyasi katılım; seçme- seçilme, idareye talip olmak gibi vatandaşlık hak ve görevleri ile ilgili

2. Sosyal katılım

 Sosyal katılım bağımsız olarak ya da bir grup içinde toplumun dezavantajlı kesiminin faydasına olacak sosyal hizmet faaliyetleri içinde bulunmayı ifade eder.  Kadın, çocuk, yaşlı, engelli, yoksul, göçmen ve yabancılara yönelik faaliyetleri ile bir grup etkinliği biçimindeki hayvan ve çevre koruma faaliyetleri de sosyal katılım olarak kabul edilir.

Bu faaliyetler, bireyler toplumda etkileşime gitme kendi konumuna uygun sorumluluk üstlenme birlikte hareket etme işbirliği yapmak bir gruba ait olma, çözümün bir parçası olma, bir fikir etrafında birleşme,  liderlik ve vatandaşlık gibi kazanımlar sağlar.

Birey, toplum ve devlet mesleklerine katılımın önündeki engellerin kaldırılması için topluma ve devlete birtakım görevler düşmektedir.

Bireylerin katılımını artıran başlıca unsurları şunlardır:

Bireylerin toplumsal konulara ilgi duyması,

özgüven kazanması,

kendisini ifade edebilmesi,

diğer insanlarla etkili iletişim kurabilmesi

Özgüven kazanma

kendisini ifade edebilmesi, diğer insanlarla etkili iletişim kurulabilmesi ve benzeri

Kalıp yargılar: Kalıp yargılar çeşitli gruplar hakkında sahip olduğumuz genelleştirilmiş düşüncelerdir.

Önyargılar: Genelde bir gruba yüklenen olumsuz yargılardır kişiler ya da gruplar ait oldukları grubu düzeltebilmek için öteki grubu kimi zaman insan onurunu kırıcı boyutlara varabilir aşağılayıcı özelliklerle tasvir edebilir. Önyargılar kalıp yargılardan beslenir.

 

Google+ WhatsApp