Haçlı Seferleri

Haçlı Seferleri

Orta Çağ'da Haçlılar; Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçuklularının birbirleriyle mücadeleleri, taht kavgaları nedeniyle İslam dünyası yıpranmıştı. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen Batı dünyası İslam Ülkelerine 8 Haçlı Seferi düzenlemişlerdir.

Kilise: Hıristiyanların dinsel törenlerini yapmak ve ibadet etmek amacıyla kurdukları tapınaklara 'kilise" denir.

 Bütün kiliseler ve din adamları Hz. İsa'nın vekili kabul edilen"Papa" ya bağlıdır.

   Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra derebeylikler (feodalite) kurulunca siyasal idare parçalanmış ve papanın gücü artmıştır.

   Orta Çağ'da Hıristiyanlık; Katolik ve Ortodoks mezheplerine ayrılmıştı.

Papa: Katolik mezhebinin dini lideri Roma'da oturur ve buna Papa denir.

 Patrik: Ortodoks mezhebinin dini lideri ise İstanbul'da oturur buna da Patrik denir.

 Bizans İmparatorunun etkisinde kalan Ortodoks Kilisesi, siyasal ve ekonomik alanlarda etkili olamazken,

 Katolik Kilisesi; siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda oldukça güç sahibidir.

Katolik Kilisesi'nin güçlenmesinde;

Papa'nın Avrupa krallarına taç giydirerek krallıkları onaylaması,

-Siyasal yapının parçalanması, Skolastik düşüncenin yaygınlaşması,

Aforoz: -Kilisenin dinden çıkarmaya aforoz, denir. 

Enterti: Bir bölgede yaşayan halkı toplu olarak (şehir veya köy) dinsel faaliyetlerden men etmeye enterdi denirdi.

 Endüljans:para karşılığında günah çıkarma ve bunun karşılığında af kâğıdı verme (endüljans) yetkilerinin bulunması etkili olmuştur.

Avrupa’da Siyasal Durum:

Kavimler göçü sonrası Avrupa'da krallıklar güçlerini kaybettiler. Soyluların güç kazanmalarıyla birlikte tüm ortaçağ boyunca Avrupa'da etkili olacak olan siyasi yönetim biçimi " Feodalite ( Derebeylik) " ortaya çıktı.

Kilise ve papanın güçlenmesinden dolayı Orta Çağ'da kurulan devletlerin çoğunda hükümdarlar egemenliklerini dine dayandırmışlardır. Ortaya çıkan laik olmayan devlet anlayışında din adamları devlet yönetiminde etkili olmuşlardır.

     Orta Çağ Avrupa’sında Katolik Kilisesi, dini hakların yanı sıra dünyevi haklara da sahipti. Düşünce alanlarında, kilisenin koyduğu kurallar geçerliydi ve bunlara aykırı düşünceleri dile getirmek bile mümkün değildi. Bu durum kişisel yaratıcılığın ön plana çıkmasını engellemiştir.

FEODALİTE (Derebeylik)

Avrupa'da feodalite rejiminin doğması ve gelişmesinde;

-Kavimler Göçü'nden sonra Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Avrupa'da otorite boş­luğu doğması

-Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra kurulan krallıkların güçlü yönetimler oluşturamaması  

-Sahipsiz kalan halkın güçlü kimselerin etrafında toplanması durumları etkili olmuştur.

     Feodalite, Orta Çağ'da Avrupa'yı siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel açılardan etkileyen bir yöne­tim biçimidir.Toprak egemenliğine dayalı federal bir yönetim sistemiydi. Feodalite sisteminin özü ülkenin birçok yönetim birimine ayrılmasıdır. Buna göre kral ülkeyi büyük kontluklara, bunları da daha küçük yönetim birimlerine ayırır, bu yönetim birimlerine bir takım imti­yazlarla soyluları atardı.

    Feodalite sisteminde; halk ile yöneticiler arasında karşılıklı bir anlaşma yapılırdı. Buna göre; halk bağ­lılık yemini ederek derebeyinin himayesine girer ve buna karşılık de­rebeyi de halkın güvenliğini sağlayacağına söz verirdi. Bu anlaşmadan sonra soylular, köylülerin toprakları işlemesine izin veriyorlardı.

Toplumsal eşitsizlik üzerine kurulan bu düzen içinde halk, farklı sınıflara ayrılmıştır:

1. Soylular (Senyörler): Soylular, oturdukları toprakların sahibiydiler. Her türlü hakka sahip olan ve şatolarda oturan soylular, yönetim ve askerlik işleri ile ilgilenirlerdi. Soyluluk babadan oğla geçerdi.

Senyör: Soyluların en üstünde senyör denilen derebeyler yer alırdı. Senyörlerin en büyüğü kral idi. Bundan sonra sırasıyla dük, kont, baron ve şövalyeler gelirdi.

2. Rahipler;  kiliselerin sahip olduğu toprakların geliriyle rahat bir hayat tarzı sürdürmekteydiler.

3. Burjuva: Şehirde ticaretle uğraşan halka burjuva,

4. Serf: köyde çiftçi olan ve toprağa bağlı olarak yaşayan özgürlüğü olmayanlara ise serf denmiştir.

Haçlı Seferleri Sırasında Anadolu ve Orta Doğu’daki Siyasi Durum

Büyük Selçuklular Melik Şah’ın ölümünden sonra taht kavgaları baş göstermiş ve yıkılış süreci başlamıştı.

Kuruluş döneminde olan Türkiye Selçukluları ise Anadolu’da Siyasi egemenliği sağlamak için diğer Türk beylikleri ve Büyük Selçuklularla mücadele içindeydi. Selçuklularda yaşanan iç sorunlar, taht kavgaları ve Türk Beylik ve devletlerinin birbiriyle mücadeleleri Batıyı cesaretlendirmiştir.

Doğu’daki bu gelişmeler karşısında İngiltere Kralı’nın isteği üzerine Papa II. Urban Kasım 1095’te  Clermont (Kilemont ) Konsülü’nü topladı. Konsül toplantısına 300’den fazla din adamı katıldı.

Papa toplantıda Bizans’ın zor durumda olduğunu, Türklerin Hristiyanlara kötü muamelede bulunduğunu, kutsal yerlere hakaret ettiklerini sadece Bizans için değil Kudüs için derhâl harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.

Kırmızı bezden yapılan haçlar,  savaşa katılan askerlerin kıyafetlerine dikildi, geri dönenlerin aforoz edileceğini söyledi.

HAÇLI SEFERLERİ

Avrupalıların XI. yüzyılın sonlarından XIII. yüzyılın sonlarına kadar Müslümanların elinde bulunan ve Hıristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresini geri almak için düzenledikleri seferlere Haçlı Seferleri denmiştir. Avrupalılar dini, siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı İslam dünyası üzerine sekiz  Haçlı Seferleri düzenlemişler. Uzun bir sürece yayılan Haçlı Seferleri İslam dünyasını hedef almıştır. Sonuçları itibariyle de günümüze kadar etkileri görülen önemli bir tarihi olaydır.

Haçlı Seferlerinin Dini Nedenleri:

1. Hıristiyanların kutsal yerleri, özellikle Kudüs'ü Müslümanlardan geri almak istemesi,

2. Katolik Kilisesi'nin Ortodoks dünyasını egemenliği altına almak istemesi

  3. X. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan Kluni tarikatının Hıristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması

4. Din adamlarının etkisiyle Hıristiyanlarda İslam dünyasına karşı düşmanlık oluşması

5. Papa ve din adamlarının etkilerini artırmak istemeleri

Haçlı Seferlerinin Siyasal Nedenleri:

1. -Avrupa’daki mevcut kralların (İngiltere, Fransa, Almanya)   Türkleri Anadolu, Suriye, Filistin ve Akdeniz'den uzaklaştırmak istemesi

2. -Türkler karşısında zor durumda kalan Bizans'ın Avrupa'dan yardım istemesi.

    Bizans’ın Avrupa’dan Türklere karşı yardım istemesi ve Türkleri durdurmakta yetersiz kalması üzerine papa Bizans’ın yardım taleplerine olumlu yaklaşmıştır. Bizans’ın asıl amacı Anadolu’da Türklere kaptırdığı toprakları Hristiyan dünyasının desteği ile geri almak ve devleti eski gücüne kavuşturmaktı.

3. -Senyör ve şövalyelerin macera arayışları

Haçlı Seferlerinin Ekonomik Nedenleri

1. -Avrupalıların doğudan gelen ticaret yollarına hâkim olmak istemeleri

2. -Avrupa'da toprak sahibi olmayan soyluların toprak elde etmek istemeleri

3. -Avrupalıların doğunun zenginliklerine sahip olmak istemeleri

Haçlı Seferlerinin nedenleri dini sebepler ön planda gibi görünse de asıl neden sosyal ve ekonomik temellere dayanır. Asıl amaçları doğunun zenginliği ve siyasi gücü ele geçirmekti. Doğud’a güç, para ve toprak elde etmek olarak görülmüştür.

     Ayrıca senyör ve şövalyeler, yeni ele geçirecekleri ülkelerde yüksek mevki ve ayrıcalık kazanmak için bu seferlere katılma konusunda istekli olmuşlardır.

I. Haçlı Seferi (1096):

Sayıları 100 bini bulan I. Haçlı seferinin öncü kuvvetleri Macaristan ve Bizans topraklarında yağma ve talan yaparak İstanbul’a oradan da Anadolu’ya geçtirler. Bu sırada Malatya kuşatmasında bulunan I. Kılıç Arslan kardeşi Davut Kulan’ı Haçlılarla mücadele için görevlendirdi.  Davut Kulan bu haçlı kuvvetlerinin tamamını imha etmeyi başarmıştı. Fakat geriden gelen bir milyona yakın Haçlı Askeri karşısında dayanamayan I. Kılıç Arslan İznik’i boşaltarak Merkezi Konya’ya taşımak zorunda kaldı.

Haçlılar ile Bizans İmparatoru Arasında yapılan Antlaşma:

Haçlı Kuvvetleri 1096 sonbahar andan itibaren İstanbul'da toplamaya başladı.  İmparator Alexios (Aleksios) ile Haçlılar arasında bir anlaşma yapılmıştır.

 Anlaşmaya göre:

*Harçlar Türklerden alacakları eski Bizans topraklarını Bizans'a teslim edileceklerdi.

*Bizans da buna karşılık harçları ihtiyaçlarını karşılayacak ve Anadolu topraklarında haçlılara rehberlik yapacaktı.

Oysa sonradan anlaşılacağı gibi haçlılar yaptıkları anlaşmaya bağlı kalmamışlar. Haçlıların amaçlarından birisi de İstanbul’u ele geçirerek Bizans İmparatorluğu’na son vermekti Yani Ortodokslara yardım etmeyi değil Bizans üzerinde kendi hâkimiyetlerini kurmak istemişlerdir.

I. Haçlı Seferi sırasında İznik, Urfa, Antakya, Trablus ve Kudüs şeyleri düştü. Haçlılar 1098 de ele geçirdikleri Urfa'da ilk Haçlı Devleti kurudular.

I. Haçlı Seferi’nde Kudüs’ü kuşattılar. Kudüs’ü ele geçirdiklerinde tarihin o güne kadar görülmemiş vahşetini, cinayetini işlediler. Camilere, evlere sığınan bütün Müslümanları katletmişlerdi. Hatta Musevilerin sığındıkları sinagoglar da ateşe vermişlerdi.

II. Haçlı Seferi:

 Urfa kontluğu 1144 tarihinde Musul atabeyi İmadeddin Zengi tarafından geri alındı. Urfa’nın geri alınması üzerine II. Haçlı Seferi düzenlenmiştir. II. Haçlı seferini Anadolu’da karşılayan Türkiye Selçukluları Sultanı I. Mesut Eskişehir yakınlarında yenilgiye uğratarak Anadolu’dan geçişine izin vermemiştir.

Antakya da kurulan Haçlı Prensliğine ise ise 1268 de Memlük sultanı Baybars tarafından son verilmiştir.

 Ayrıca 1109 yılında kurulan Trablus kontluğu da 1289 yılında yine Memlükler tarafından ortadan kaldırılmıştır.

 Birinci Haçlı Seferi sırasında düşen Kudüs’te Kudüs Krallığı kuruldu.  Kudüs Krallığı 1187’ye kadar bölgede varlığını ve gücünü 88 yıl boyunca korumuştur.

III. Haçlı Seferi:

Kudüs’ün Alınması:

Selahattin Eyyubi Hittin Savaşı'nda haçlıları mağlup ederek şehri geri almıştır. Kudüs’ün geri alınması üzerine III. Haçlı seferi düzenlenmiştir. III. Haçlı Seferini ise II. Kılıç Arslan karşılamıştır. II. Kılıç Arslan Haçlıları yenilgiye uğratmıştır. Alman imparatoru Silfke Çayında boğulmuş, İngiltere ile Fransa Kralı ise deniz yoluyla Akka’ya ulaşmışlardır. Başarılı olamayınca da her ikisi de geri dönmüşlerdir.

 Selahattin Eyyubi 1187 de Kudüs'e zaferle girmesi ve haçlılara karşı kazandığı bu zafer ortaçağın dönüm noktalarından biri olmuştur. Çünkü Kudüs 88 yıllık işgalden sonra yeniden Müslümanların eline geçmiştir.

IV. Haçlı Seferi:

Eyyubilerin Kudüs’ten sonra Yafa ve Suriye’deki bazı şehirleri ele geçirmesi üzerine Papa III. Innocentius (İnosent), 1198’de IV. Haçlı Seferi için bir çağrı yapmış ve IV Haçlı seferi amacından saparak doğrudan Bizans üzerine yönlendirilmiştir. 1204’te İstanbul’u ele geçiren Haçlılar, şehri bir buçuk ay boyunca yağma ve talan ettiler. Ayrıca İstanbul’da Latin İmparatorluğu kurdular. Canını zor kurtaran Bizans İmparatoru merkezini İznik’e taşımak zorunda kaldı.

 Bizans İmparatorluğu, 1261 yılına kadar varlığını burada sürdürdü. İslam dünyasını sarsan ilk dört seferden sonra Haçlılar, Doğu’ya dört sefer daha düzenlemiştir. Bu seferlerinde Anadolu’dan geçmeyen Haçlılar; Mısır, Suriye ve Tunus yolunu kullanmıştır.

       HAÇLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI:

Dinsel Sonuçları:

"Orta Çağ'da, Katolik Kilisesi geniş topraklara sahip olmuş ve ekonomik yönden güçlenmiştir. Haçlı Seferlerinden sonra Avrupa'da özgür düşünce ortamı oluşmuş ve Avrupa topluluklarında Katolik Kilisesi'ne bağlılık azalmaya başlamıştır.

Avrupalılar kısa bir süre hariç kutsal yerleri ele geçirme isteklerini gerçekleştiremediler.

Hristiyan din adamlarının, Müslümanlar hakkında söyledikleri sözlerin doğru olmadığını gördüler. Bu yüzden Avrupa'da din adamlarına duyulan güven azalmıştır.

Haçlı Seferlerinin başarısız olması, seferlerin düzenlenmesinde büyük rolü olan papaların ve Katolik Kilisesi'nin otoritesinin sarsılmasına yol açmıştır.

Siyasal Sonuçları:

Haçlılar ele geçirdikleri yerlerde; Kudüs, Antakya, Urfa’da ve Kudüs’te kontluk veya Latin Krallıkları kurdular.

1. Seferlere katılan derebeyi ve şövalyelerin büyük bir kısmı hayatını kaybetti, kalanlar da askeri ve ekonomik yönden sarsılmışlardır. Bu da feodalite rejiminin zayıflamasına, kralların merkezi otoritelerinin güçlenmesine ortam hazırlamıştır.

2. Türklerin batıya doğru ilerleyişleri bir süre durmasına neden oldu. Batı Anadolu ve İznik’i ele geçmiş geçirmişlerdir. Batı Anadolu 'Bizans'ın eline geçti ve Bizans’ın ömrü uzadı.

Sosyal Sonuçlar: Doğu dünyasını ve İslam medeniyetini yakından tanıma fırsatı buldular.

IV. Haçlı Seferi amacından saparak direk Bizans üzerine olmuştur. Ve bu seferde İstanbul alınarak Bizans İmparatorluğuna son verilmiştir. Bizans devleti bu olaydan sonra eski gücüne bir daha ulaşamadı.

Ekonomik Sonuçları:

İslam dünyasının zenginlikleri yağmalanarak batıya taşındı. Haçlılar geçtikleri yerleri tahrip ederek yakıp yıktılar. Can ve mal kaybı meydana geldi. Bundan en büyük zararı Suriye halkı ile Kudüs halkı gördü.

1. Avrupa devletleriyle doğu ülkeleri arasında ticari ilişkiler gelişti.

2. Marsilya, Cenova, Venedik gibi Akdeniz limanlarının önemi arttı,

3. Papalar ve kralların seferlere mali destek sağlamak için İtalyan bankerlerine başvurmaları bankacılığın gelişmesini sağladı.

4. Türk ve İslam dünyası ekonomik açıdan seferlerden büyük zararlar gördü. Haçlılar ticaret yollarını tahrip ettiler.

5. Avrupa'da köylüler ve burjuvalar fakirleşen derebeylerden toprakları satın alarak özgürlüklerine kavuştular

6. Ticaretin gelişmesiyle şehir hayatı canlandı ve burjuva sınıfı güçlendi.

7. İslam dünyasının zenginlikleri yağmalanarak Avrupa'ya taşındı.

 Teknolojik Sonuçları:

1.Avrupalılar kendilerinden daha gelişmiş bir uygarlığa sahip olan gerek Türk ve İslam dünyasından gerek Bizans'tan öğrendikleri gelişmeleri Avrupa'ya taşıdılar. İslam dünyasında yazılmış, önemli bilim ve icatlar ile ilgili Batıya taşınarak kendi dillerine çevrisi yapılırken İslam dünyasının kütüphaneleri yakılarak yok edilmeye çalışıldı.

2. Pusula, barut, kâğıt ve matbaa gibi Avrupalıların o güne kadar bilmedikleri teknik buluşlar Avrupa'ya götürüldü. Bu sayede Avrupa'da düşünsel, bilimsel ve kültürel hayat canlandı ve Rönesans’ın temelleri atıldı.

3. Avrupalılar cam ve dokuma sanayiyi öğrendiler bu da Avrupa’da “Sanayi İnkılabı”nın doğmasına zemin hazırladı.

4. Mimari ve süsleme gibi sanat dallarında doğu üslubunun etkileri görüldü.

Haçlı Seferlerinin İslam Dünyası Üzerindeki Etkileri:

Haçlıların Anadolu’yu hedef aldığı dönemde Türkiye Selçukluları ile Danişmentliler, Anadolu’nun savunmasını birlikte yapmışlardı. Benzer şekilde Saltuklular da kuruldukları bölgeyi tehdit eden Gürcülere karşı diğer Türk beyliklerinden yardım alarak Gürcülerle mücadele etmiştir.

Anadolu’nun savunulmasında birlikte hareket eden beyliklerin, hâkimiyet alanlarını genişletmek için birbirleriyle mücadele etmeleri Türk beyliklerini yıpranarak zayıflamalarına neden olmuştur.

Haçlı Seferleri'nin İslam Dünyası Üzerindeki Etkileri:

Akdeniz limanları önemi arttı

 Doğu dünyasının ve İslam medeniyetinin yakından tanıma fırsatını buldular

 Kütüphaneler yakılmış, yok edilmeye çalışılmıştır. Bilimsel eser ve kitaplar Batı’ya taşınmıştır.  Batı bu seferleri sonrasında bilim ile tanışmıştır eski Yunanlılara ait felsefe ve bilimi de Müslümanlardan öğrenmişlerdir.

Suriye ve Filistin halkı bu seferlerde en büyük zararı görmüştür.

Filistin ve Suriye'de çok sayıda insan öldürmüşlerdir.

Google+ WhatsApp