Diğer Müslüman Devletler

Diğer Müslüman Devletler

Samanoğlulları, Fatimiler

 

SAMANİLER(875-999)

Samânîler Farsça'da Sāmāniyān olarak geçmektedir.  Orta Asya ve doğu İran'da kurulmuş, adını kurucusu Saman Hüdâ'dan alan bir hanedanlıktır. İslâm ordularının İran'ı ele geçirmesinin ve Seferi egemenliğinin yıkılmasının ardından İran'da iktidarı ele geçiren ilk yerli yönetimdir.

İsmail Samanî türbesi (Buhara)Samanîler dönemi Tacik milletinin başlangıcı olarak kabul edilir. Egemenlikleri 102 yıl süren Samanîler topraklarını, Horasan, Taberistan, Kirman, Cürcan, Rey ve Maveraünnehir'e kadar yaymışlardır. Egemenliklerini kabul ettirmek için Sasaniler'in devamıymış gibi davranmışlardır. Başkentleri Buhara, Semerkand ve Herat gibi kentler olmuştur.

Samanîler eski İran kültürü'nü canlandırmak ile kalmadılar ve İslâmiyet'in yayılması için de büyük çaba sarf ettiler. Pers-İran kültürünün tüm etkilerini Orta Asya'ya yaydılar. Sanatta çanak-çömlek yapımında ileri gittiler ve süslemeli yazıları olan eserler verdiler. Toprakları içindeki birçok topluluk İslâmiyet'e girmeye başladı. Tarihçilere göre Samanîlerin gayretleri ile o dönemde yaklaşık 200,000 Türk İslâmiyet'e girdi. Türklerin İslâm’a girişi gelecekte bölgeyi egemenlikleri altına alacak olan Gaznelilerin büyük bir hızla güçlenmesine ortam hazırladı. Devletleri 999 yılında Karahanlılar tarafından yıkıldı. 

 Fatimi Devleti (909-1171)

Fatımi Devleti adını;  Hz. Muhammed (s..)'in Kızı Hz. Fatime'den esinlenerek böyle bir adı koymuşlardır. Başlangıçta Şiilik Mezhebi'nin İsmailiye koluna dayandırılarak oluşturulan bu devlet daha sonra Hem Şiiler, Hem de Sünniler'le iyi geçinememiş ve her iki İslâmi mezhepten olanları baskı altına almaya çalışmışlardır. Bu devletin Şii devleti olduğunu iddia edenler olsa da bunların yaşam tarzı ve hukuki yapılarına bakıldığında harici zihniyete sahip bir düşünce yapıları vardır. Müslümanlara karşı sert uygulamalar içinde olan Fatimiler, Hıristiyanlara karşı Osmanlılar gibi hoş görü esasına dayalı bir pilitika izlemişlerdir.  Bu devlet Hazar devleti gibi; gayri müslümlere; Yahudilere ve Hıristiyanlara devlet yönetiminde yer vermişler. Hatta gayri müslümler bu devlet yapısında Osmanlılarda olduğu gibi vezirliğe kadar yükselmiştir. Zamanla halifeler, vezirlerin kontrolüne geçmiştir.  

Fâtımî  Devleti veya yaygın olarak kullanılan adıyla Fâtımîler veya  Fātimīyūn adıyla anılmıştır. Devletin kuruluş tarihi  909 ve yıkılış tarihi ise  1171 olarak tarihe geçmiştir.  Tunus'ta kurulduktan sonra merkezi Kahire olmuştur.  Fas, Cezayir, Libya, Malta, Sicilya, Sardinya, Korsika, Tunus, Mısır, Filistin, Lübnan, Ürdün ve Suriye'de egemenliğini kurmuştur. Devlet dini   Şii mezhebinin İsmailiye ekolüne bağlı bir devlettir.

10. ve 12. yüzyıllar Kuzey Afrika ve Mısır’da saltanat süren Müslüman hükümdarlar sülalesidir. Sulalenin kurucusu Ubeydullah’dır (862-934). Rakkada’da son Aglebi hükümdarını devirerek Mehdi unvanını takınan Ubeydullah, Afrika’da Şiiliğin İsmailiye mezhebini yaymıştır. Fatımiler kendilerinin Peygamber’in kızı Fatma’nın soyundan geldiklerini, yani Alioğulları’ndan olduklarını öne sürmüşlerdir.

Fatımi halifeleri egemenliklerini Kuzey Afrika’da yaymak için çalışırlarken haricilerle Sünniler’in güçlü muhalefeti ile karşılaşmışlardır. Kuruluş yıllarında devletin merkezi Tunus’ta Mehdiye iken, halife Muizz Allah (952-975) zamanında bütün Kuzey Afrika, Batı’ya kadar ele geçirilmiştir. 973′te halife de Kahire’ye yerleşince Kahire başkent olmuştur. Daha sonra Fatımiler egemenliklerini Mekke, Medine ve Yemen’e kadar yaymışlar, ancak Suriye ve Filistin’de kalıcı olamamışlardır.

Fatımi Devleti , Halife Muntasır’ın uzun süre halifeliği döneminde (1036-1094) en geniş sınırlara ulaşmıştır. Fakat doğuda Selçuklular’ın büyüyüp gelişmesi Fatımiler’in aleyhine olmuş, 1071′de Kudüs, 1076′da Şam Selçuklular’ın eline geçmiştir. Daha önce Kuzey Afrika’da da Ziriler 1048′de Fatımi boyunduruğundan kurtulmuşlardır. Ayrıca Haçlı orduları da saldırılarda bulunmuştur.

Fatımiler Mısır’da merkezi bir yönetim ve kararlı bir ekonomik durum sağlamışlardır. Saltanatları döneminde dini hoşgörü oldukça geniştir; Hıristiyan ve Museviler önemli mevkilere, hatta vezirliğe yükselebilmişlerdir. 12. yüzyılın sonlarına doğru halifelerin tahta çıkmaları ağır bunalımlar yaratmıştır. Mısır, Haçlı saldırılarına dayanamamış, 1050′den itibaren iktidarı vezirler ele almışlardır. Bunlardan Selahaddin Eyyubi 1171′de  Fatımi halifeliğine son verip, hutbeyi Abbasi halifesi adına okutarak, Mısır’da yeniden Sunni egemenliğini sağlamıştır. 

Google+ WhatsApp