Atatürk'ün Hayatı

Atatürk'ün Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı

ATATÜRK’ÜN HAYATI

     Atatürk’ün 1881’de doğduğu Selanik, Osmanlı Devleti’nin çok uluslu yapısında değişik ırk ve dine mensup Osmanlı halklarının yaşadı bir şehirdi. Bir liman şehri olan Selanik, Avrupa ve İstanbul’u birbirine bağlayan demir yollarına sahipti.  Şehrin bu özelliği Avrupa’da meydana gelen yeniliklerin ve olayların takip edilmesini kolaylaştırıyordu.  

     Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. Yüzyıllarda Anadolu’dan Makedonya’ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir.

     Anne tarafından dedesi;  Feyzullah Ağa ise Konya Karaman’dan Rumeli’ye gelen Konyar Yörüklerindendir.

     Atatürk’ün anne ve babası evliliklerinde Ali Rıza Efendinin baba evine yerleştiler. Evliliklerinde; Fatma, Ahmet, Ömer, Mustafa, Makbule ve Naciye isminde çocukları oldu.  Mustafa Kemal’inin Makbule adındaki kız kardeşi haricindekiler küçük yaşta vefat etmişlerdir.

     Mustafa Kemal’in babası, Zübeyde Hanım’ın isteğini dikkate alarak önce mahalle mektebine ardından da Şemsi Efendi okuluna gönderdi.

     Mustafa Kemal’in babasının ölümü üzerine büyük sorunla karşı karşıya kalan annesi önce çocuklarını yanına alarak Selanik yakınlarında Langaza’daki Rabla Çiftliği’nde çalışan ağabeyinin yanına gitti. Daha sonra Mustafa Kemal’in annesi Selanik’te bulunan kız kardeşinin yanına döndü.  Burada bir süre Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne (sivil ortaokul) devam etmekteyken Selanik Askeri Rüştiyesi’nin sınavını kazandı.

         Selanik Askeri Rüştiyesinin, Mustafa Kemal’in yetişmesinde önemli bir yeri vardır. Mustafa bu okulda, üstün başarı ve yeteneği ile öğretmenlerinin dikkatini çekti. Yüzbaşı Mustafa Efendi ondaki farklılığı görerek kendisine Kemal adını verdi.

         Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi’ne (Askeri Lise) girdi (1895).  Bu okulun da Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşmasında ve gelişmesinde önemli etkileri olmuştur.

         1899’da bu okuldan mezun olan Mustafa Kemal, İstanbul’a gelerek Harp Okuluna girdi (1899). Mustafa Kemal, 11 Ocak 1905’ de Harp akademisini kurmay yüzbaşı olarak bitirdi.

         Askerlik Hayatı:

     Mustafa Kemal’in ilk görev yeri, kurmay yüzbaşı rütbesi ile 1905 yılında atandığı Şam’daki V. Ordu olmuştur. İlk katıldığı savaş Trablusgarp Savaşı (1911) dir.

     Mustafa Kemal, Balkan Savaşı’nda Çanakkale Boğazı’nı savunmakla görevli Bolayır Kolordusunun Harekât Şubesi Müdürlüğünü yaptı.  Bu görevi sırasında bölgeyi yakından tanıdı. Bu durum, gelecekte, Çanakkale Savaşlarında kendisine büyük yararlar sağladı.

     Balkan Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal, Sofya Askeri Ataşeliğine atandı. Birinci Dünya Savaşı’ çıktığında Mustafa Kemal Sofya’da bulunmaktaydı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Tekirdağ’da kurulacak olan 19. Tümen Komutanlığı verildi. 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapan İtilaf güçleri karşılarında Mustafa Kemal’i bulmuşlardı. Mustafa Kemal emrindeki askerlere: “Size ben taarruz değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olur.Anafartalar, Conkbayır ve Arıburnu’ndaki başarılarından dolayı kendisine “Anafartalar Kahramanı” unvanını kazandırdı. Çanakkale Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal, 1916’da 16. Kolordu Kumandanlığına tayin edildi.  27 Şubat 1916’da Kolordusuyla birlikte Diyarbakır’a nakledilirken, tuğgeneralliğe (mirlivarlığa) yükseltildi. Doğu cephesi görevi sırasında Muş ve Bitlis’i Rus ordusundan geri aldı. 

        Mustafa Kemal, burada II. Ordu kumandanlığına vekil olarak getirildi. 1917’de de Kafkas Cephesi’ndeki II. Ordu Kumandanlığına ve sonra da Yıldırım Orduları Grubunda VII. Ordu Kumandanlığına tayin edildiyse de Mustafa kemal bu ordunun disiplinli olmadığını bir rapor hazırlayarak İstanbul’a geldi.

         1917’de Veliaht Vahdettin’in Almanya gezisine katıldı.  Mustafa Kemal Almanya gezisinden sonra yeniden Filistin’deki VII. Ordu Kumandanlığına getirildi. Filistin Cephesi’nde Osmanlı ordusu, insan ve malzeme yönünden kendisinden çok üstün İngiliz kuvvetlerine karşı koyamadı ve düzenli bir şekilde ordusunu Halep’e çekerek burada düşman ilerleyişini durdurdu.

         Mustafa Kemal 31 Ekim 1918’de Liman von Sanders’in yerine Yıldırım Orduları Grubu Kumandanlığına tayin edildiği günden bir gün sonra Sadrazam İzzet Paşa tarafından İstanbul’a çağrıldı.  13 Kasım 1918 günü İstanbul’a geldi.

     Mustafa Kemal ülkeyi kurtarmak için 19Mayıs 1919'da Anadolu'ya geçti. Halkın işgal kuvvetlerine karşı direnişini örgütledi.
23 Nisan 1920 'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Ankara'da toplanmasını sağladı.
Kurtuluş Savaşı sırasında ülkeyi yöneten bu meclisin başkanlığına seçildi. Komutasındaki ordular Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruz'u başarıyla sonuçlandırarak düşmanı yurttan kovdu. Saltanatı ve Halifeliği kaldırdı. 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal ilk cumhurbaşkanı seçildi. Barış döneminde de ülkeyi başarıyla yönetti. Bütün ülkelerle dostça ilişkiler kurmayı amaç edindi. Ulusal bilinci geliştirmek için 1931'de Türk Tarih Kurumu'nu,1932'de Türk Dil Kurumu'nu kurdu. Eğitim alanında, siyasi, sosyal, ekonomi kalanda birçok inkılâplar yaptı. 1934'te TBMM bir yasayla Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadını verdi. 10 Kasım 1938'de İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda ölen Atatürk 'ün cenazesi Ankara'ya getirildi; bir süre için Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabre kondu.1953'te Ankara'da Anıtkabir'de toprağa verildi.

Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:

Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı.
Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş Şanlı Urfa savunmaları (1919- 1921)
I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)
II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)
Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)
Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.
23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı. 
 
Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:
 
1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
 
2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)
 
3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)
 
4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler
 
5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması
 
Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.
Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.
 
Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.
 
15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu.
 
Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.
 
1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu. 
 
 

Google+ WhatsApp