Acaba
Baykan KELEŞ
Acaba neden böyle gidiyor herşey.
Doğruyla yanlış birbirine o kadar karıştı ki ''acaba'' demekten alamıyor insan kendini.
Yaratıldığından beri hali budur insanoğlunun. Adem ile Havva'ya o malum günahı işleten ''acaba'' sorusu değil mi? Cennet gibi güzel bir vatandan dünyaya olan sürgün hikayesinin başlangıcıdır bu mel'un kelime.
Sürgün demişken sakın bittiğini, biteceğini düşünmeyin. Biz insanlar Hüdhüd'ün komutasında SİMURG'a varmaya çalışan kuşlar misaliyiz. Çok azımız menzile varırken;... pek çoğumuz yarı yolda bu acaba kelimesine kurban gideceğiz gibime geliyor.
Çünkü isyan sahibiyiz. Kanımıza işlemiş isyan etmek. halbuki teşekkür etmesini başarabilsek ''acaba'' sözcüğünü teşekkür etmek için kullanabilsek mesele kökünden hallolacak da ama yok bu soru kelimesini illa egomuzu tatmin etmek için kullanacağız.
İsyan demişken sevgili kardeşlerim sizlere temsili bir hikayecik anlatayım:
Günün birinde bir adil hükümdar varmış. Bu adil hükümdar sarayındaki kölelerine o kadar düşkünmüş ki, saraya her ne gelirse gelsin onunla kölelerine ihsanda bulunurmuş. Bir gün saray bahçesinin ağaçlarından birinde birbirinden güzel meyveleri gören padişah, hemen birkaç tanesini alarak az ilerideki kölesine götürmüş. köle kendisine uzatılan meyvelerden birini almış ve o kadar iştahla yemiş ki padişahın da canı çekmiş. Eeee dayanamamış padişah, meyvenin kenarından bir ısırık almış. Almış almasına da ağzını, bizim Ercişlilerin deyimiyle, alteş alev almış. meğerse meyve çok ama çok acıymış. acıdan gözleri yaşaran padişah kölesine hitaben demiş ki:
- A be cancağzım! bu kadar acı bir meyveyi niye yedin? Acı olduğunu söyleseydin ya.
Bizim köle hemen cevap vermiş:
- Efendim! Bana yaptığınız bunca ihsanın yanında acı bir meyveyi laf etmekten hicap duyarım.
ACABA diyorum, vücudum diye telakki ettiğiniz ve seyretmek için ayna karşısında ayrılmadığınız o güzelim tipinizin birer azası olan organlarınız, duyu organlarınız, aldığınız nefes vs. vs. hangisi size ait????
Size bu kadar ihsanda bulunan ZAT, bazen de sıkıntılarla sizi sınamaktadır. Sizin ona isyan etmeniz ACABA ne kadar doğru?
Biri size verdiği emanetini geri istiyor sizin ona emanetini ıkına sıkıla geri vermeniz ve verirken de bu biri dediğimiz şahsı eleştirmeniz ACABA sizin hakkınız mı?
ACABA DİYORUM DÜŞÜNECEK MİYİZ? VESSELAM.Devamını Gör
Yaratıldığından beri hali budur insanoğlunun. Adem ile Havva'ya o malum günahı işleten ''acaba'' sorusu değil mi? Cennet gibi güzel bir vatandan dünyaya olan sürgün hikayesinin başlangıcıdır bu mel'un kelime.
Sürgün demişken sakın bittiğini, biteceğini düşünmeyin. Biz insanlar Hüdhüd'ün komutasında SİMURG'a varmaya çalışan kuşlar misaliyiz. Çok azımız menzile varırken;... pek çoğumuz yarı yolda bu acaba kelimesine kurban gideceğiz gibime geliyor.
Çünkü isyan sahibiyiz. Kanımıza işlemiş isyan etmek. halbuki teşekkür etmesini başarabilsek ''acaba'' sözcüğünü teşekkür etmek için kullanabilsek mesele kökünden hallolacak da ama yok bu soru kelimesini illa egomuzu tatmin etmek için kullanacağız.
İsyan demişken sevgili kardeşlerim sizlere temsili bir hikayecik anlatayım:
Günün birinde bir adil hükümdar varmış. Bu adil hükümdar sarayındaki kölelerine o kadar düşkünmüş ki, saraya her ne gelirse gelsin onunla kölelerine ihsanda bulunurmuş. Bir gün saray bahçesinin ağaçlarından birinde birbirinden güzel meyveleri gören padişah, hemen birkaç tanesini alarak az ilerideki kölesine götürmüş. köle kendisine uzatılan meyvelerden birini almış ve o kadar iştahla yemiş ki padişahın da canı çekmiş. Eeee dayanamamış padişah, meyvenin kenarından bir ısırık almış. Almış almasına da ağzını, bizim Ercişlilerin deyimiyle, alteş alev almış. meğerse meyve çok ama çok acıymış. acıdan gözleri yaşaran padişah kölesine hitaben demiş ki:
- A be cancağzım! bu kadar acı bir meyveyi niye yedin? Acı olduğunu söyleseydin ya.
Bizim köle hemen cevap vermiş:
- Efendim! Bana yaptığınız bunca ihsanın yanında acı bir meyveyi laf etmekten hicap duyarım.
ACABA diyorum, vücudum diye telakki ettiğiniz ve seyretmek için ayna karşısında ayrılmadığınız o güzelim tipinizin birer azası olan organlarınız, duyu organlarınız, aldığınız nefes vs. vs. hangisi size ait????
Size bu kadar ihsanda bulunan ZAT, bazen de sıkıntılarla sizi sınamaktadır. Sizin ona isyan etmeniz ACABA ne kadar doğru?
Biri size verdiği emanetini geri istiyor sizin ona emanetini ıkına sıkıla geri vermeniz ve verirken de bu biri dediğimiz şahsı eleştirmeniz ACABA sizin hakkınız mı?
ACABA DİYORUM DÜŞÜNECEK MİYİZ? VESSELAM.Devamını Gör
Baykan Keleş
Etiketler :
#Acaba,