11 Eylül Saldırısı
Olaylar göründüğü gibi değildir. ABD'nin Afganistan'ı işgali için hazırlanmış bir seneryo olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
11 Eylül Saldırısının Arkasındaki Gerçekler
11 Eylül.. Yeni Dünya Düzeni temelleri atıldıktan sonra amerikan emperyalizminin para kokusunu aldığı tarih.. 6,5 Milyar insanın kandırıldığı ve ardından milyonlarca insanın ölümüne sebep olan tarihtir 11 eylül. Tüm insanlığın öldüğü tarih… 11 eylülde ne olduğundan çok neden olduğu önemlidir. Asıl soru nedendir ? Neden oldu ve ardından ortadoğu neden bu hale geldi. İşin arka planında kimler var ?
Hepimizin bildiği gibi 11 eylülde dünya ticaret merkezi ve pentagon saldırıya uğradı. Tüm bu saldırılara 11 Eylül Terör Saldırısı deniyor. Sabah saatlerinde 4 amerikan yolcu uçağı kaçırıldı. Bunlardan ikisi dünya ticaret merkezine yani ikiz kulelere, 1′i pentagona saldırı düzenledi. Saldırıyı ardından el kaide üstlendi. Ardından emperyalizm pençelerine ortadoğuya geçirdi ve amerika finansal bütün gücü kendine taşıdı. İlluminatinin kapitalist sistemi olduğu gibi işliyordu ve biz tüm bu olanları olduğu gibi görmekten de sıkılmadık. Sizce de mantık hatası yok mu ? Gerçekten dağda yaşayan araplar kalkıp 4 uçak çalıyor üstüne dünyanın şuanda en güvenli binası olan pentagona saldırı düzenliyor olağan bir duruma benziyor mu ? Ardından illuminati ortadoğudaki tüm finansal gücü çekiyor ve halklara katliam düzenliyor.
11 Eylül 2001′de televizyon ekranlarını seyredenler kıyametin başladığını düşünmüştü. Her bin yılın başında felaketlerin olacağını söyleyen kâhinler haklı çıkıyor gibiydi. Dünyanın en güçlü devletinin ticari ve siyasi merkezleri, uçaklı saldırıya uğramanın şokunu yaşıyordu. İkiz kulelere çarpan uçak görüntüleri ve kurbanların gökdelenlerden atlama anları hafızalardan silinecek gibi değildi.
ABD başkanı Bush için, güya terör saldırıları karşısında gizlenir gibi bir izlenim uyandırıldı. Ardından Bush, şoven kılıcını çekerek meydana çıktı ve nihayetinde terörizme savaş ilan etmekte geçikmedi. Böylece Afganistan ve Irak müdahalesinin haklı gerekçesi bulunmuştu.
ABD Devleti tarafından Yapılan Resmi Açıklamada:
“11 Eylül 2001 günü Usame Bin Ladin’e bağlı teröristlerce kaçırılan iki yolcu uçağı, New York’daki Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelere özenle hesaplanmış noktalara uçakla intihar dalışı yapmışlardı. Meydana gelen patlamalar sonucu her iki kule de çökmüştü.
Üçüncü bir uçak Washington D.C.’deki Pentagon binasına çakılmıştır.
Dördüncü uçak yolcularla teröristler arasında gerçekleştiği iddia edilen mücadele sonucunda 150 mil ötede Pensilvanya kırsalına düşmüştü.
Olaylarda 2 bin 974 sivil ABD vatandaşı ölmüştür. 24 kişi ise halen kayıp ololduğu açıklaması yapılmıştı.”
New York Times gazetesi tarafından yapılan bir ankete göre, her 4 Amerikalı’dan 3 kişi, hükümetin 11 Eylül olayları ile ilgili doğru bilgi vermediğini söylemiş.
Saldırılar sonrasında ve günümüze kadar olan süreçte ABD içinden ve dışından çeşitli kişi ve gruplar tarafından, saldırıların Amerikan hükümeti veya gizli servisleri tarafından düzenlendiğine dair çeşitli söylentiler mevcuttur.
Bu süre içinde dile getirilen bir çok söylentileri boşa çıkarmak için, çok sayıda resmi soruşturma yapılarak çeşitli açıklamalar yapıldı.
Ama ne zaman ilgili bir söylenti yalanlansa, gözler bir başka “cevaplanmayan soru”ya çevrildi.
Olayın vukuu bulduğu gün, binalarda çalışanların tamamına yakını izinli olduğu veya tatil gününe denk gelmiştir.
Olaylar öğle gösteriyor ki, ABD yönetimi bir takım senaryolar yaptı ve bu seneryoda kendi vatandaşlarına bile acımadı.
Yapılan araştırma ve incelemelerde tutulan raporda, Pentagon binasına çarpan uçak, çok keskin bir manevra yaparak uçtuğu kayıdedilmiş.
Mevcut bir uçağın bu hızda ve bu şekilde bir manevra yapamayacağı eğer yaparsa düşeceği mühendisler tarafından belirtilmiştir.
- Pantegon binasına çarpan uçak çarpmadan önce 77 derece manevra yapıyor ve 5 elektrik direğinin kablosuna çarparak direkleri yerinden söküp binaya kadar sürüklüyor. Uçak aynı zamanda binaya çarptığı anda değil binanın içine girdikten sonra patlıyor. Ne tesadüf ki binanın taatilatta olan tarafına çarpıyor.
Yine uçağın kanadı eğer direklere çarpsaydı uçağın kanadının kırılması gerekirdi ama kanadı kırılmıyor ve yerde sürüklenen kanat izi yok. Sadece uçak bir direğe çarpıyor ama diğer 4 direği de kendisiyle birlikte sökülüyor.
- Yine kazadan sonra uçağa ait her hangi bir parça bulunmuyor sadece uçağa ait bir motor bulunmuş. Bu durum karşısında uçağın mevcut kaza ve patlama anında ateşin etkisinden buharlaşarak kayıp olduğu iddia edilmiş.
Sorumlu AF up Boin 757 Firması'na; hangi maddelerden yapıldığı sorulduğunda:
Ora çarpan uçağın Boing 757 tipi bir uçak olduğu ve bu uçakların da motor genişliği 3,7 m olduğu tespit edilmiştir.
Oysa tutulan raporda; -Kaza mahalinde bulunan uçağın motor genişliği 2,7 m olarak kayıtlara geçmiş.
Uçak nere kayıp oldu, kanatlar nere gitti diğe sorulduğunda;
-Uçağın eriyerek buharlaştığı iddia edilmiştir. Yapılan iddialar üzerine yapılan araştırmada, Uçağın yapısında titanyum bulunduğunu ve titanyumun ereme derecesi 1688 C derecede eriyebilir. Uçaktaki mevcut yakıt yandığında bu derecede bir ısı ortaya çıkaramayacağı belirtilmiş. Çünkü Uçaktaki yakıt tutuştuğundan ancak 40 dakika sonra yeni yakıt ilavesi ile en fazla 1200 dereceye kadar çıkabileceği belirtilmiştir.
- Yakıt, uçak çakılınca yandı idda edilmiştir.
Oysa 12 ton çelik ve titanyum nasıl eriyerek buharlaştı. Bunun cevabını Pentegon verememiştir. Sonradan bulunan uçağın motoru, patlama noktasında değil de binanın diğer bölümünde bulunması şaşırtıcı ve bir okadar da gizemli bir olaydır.
İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejad; binaları patlayıcılar yıktı bir uçak bu şekilde binayı yıkamaz, binada sistematik bir yıkılma söz konusu bu nedenle binayı patlayıcılar yıktı diyerek sert bir şekilde eleştirilerini dile getirmiştir.
- Ne acayip ki, mevcut kazada 12 ton ağırlığındaki uçak eriyor yok oluyor ama terörist olarak iddia ettikleri şahısların pasaportları yanmıyor ve uçarak iki sokak öte tarafa düşüyor ve bu pasaportlar da 2 gün sonra bulunanabiliyor. Yine terörist olarak iddia ettikleri şahıslardan birisi 2 yıl önce trafik kazasında ölmüş diyerleri de halen hayatta ve yaşıyorlar.
Bu gökdelen kulelerinin her birisinde 30 bin çalışan var ama nedense olayın vukuu bulduğu günü bir çoğu izinlidir. Binalarda bulunanlar ise olay günü binada çalışan 2 ile 3 bin civarında ve bu çalışanların çoğunluğu Türk ve Alman olması dikkat çeken başka bir ilginç durumdur.
- Gökdelen Kuleleri ne hikmetse kaza olacağı yıl bir Alman şirketine sigorta yapılmış.
Bu durumlara bakarak şu sonuca varabiliriz. Bu bir terör saldırısı değil. Bura çarpanlar da uçak değil. Bura çarpan çisim daha çok bir rokete benziyor.
ABD yönetimi Afganistan’ı işgal etmek için kendi ülkesinde Afganlılar adına böyle bir terörist saldırı yapılmıştır.
- Kazadan önceki aylarda böyle bir terör olayı beklendiği basında ABD başkanı tarafından belirtilmiş ve kaza meydana geldiği anda Afganlı teröristler sorumlu tutulmuştur.
Sonuç olarak şunu söyleye biliriz; ABD'de yapılan gökdelenlerin yıkım planı vardır. Bu binaların da yıkım planı vardır. Bina yeraltı havayla temasa geçmeyen nükleer bombanın patmlatılmasıyla yok edilmiştir. Bina sanki üçsten çökerek aşağıya iniyor gibi görünüyor oysa gerçekte bu böyle değildir. Bina alttan patlatılıyor ve alttan yıkılarak üst katlara doğru ilerliyor. Binanın yıkımından sonra havalı oto camları gibi bina toza dönüyor. Yani binada ne var ne yok, çelik kolonlarından kiramitlerine kadar, kiramitlerinden içindeki bütün cisimlere kadar toza dönerek un ufak oluyor.
Yukarıda Pentagon binasına hasar veren yeri ve çarptığı iddia edilen uçağın kanat genişliği görülmektedir. Eğer gerçekten iddia edilen uçak çarpmış olsaydı daha büyük genişlikte hasar meydana gelirdi.
Video için tıklayın: