Öğretmenlere Hitaben
Bir toplumu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanı iç ve dış tehlikelere karşı omuzlarında silah taşıyan asker ordusu, diğeri elinde kalem taşıyan memleketin geleceğine parlak bir rota çizen öğretmenler ordusudur.
Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir.
Mustafa Kemal Atatürk bununla ilgili olarak; hitaben şöyle demektedir: "Bu iki ordudan hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir.
Yalnız siz, irfan yolunu açan öğretmenler ordusu mensupları, sizlerin mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için şunu söylemek istiyorum. Sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü veya öldürdüğünü öğreten bir özelliğe sahipsiniz." diyor.
Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar söner.
Yaşamın temel gayesi olan mutluluğa, ulaştırmak istiyorsak şayet bir toplumu, bir an önce büyük, kusursuz, nurlu bir irfan ordusuna sahip olmak zorunluluğunda bulunduğumuzu inkar edemeyiz.
Yozlaşmış, ahlâki çöküntü içinde bulunan bir millet veya topluluk için en büyük kötülük, irfan ordusuna layık olduğu önemi vermemeleridir.
Eğer önem verilseydi, geleceği emanet ettiğimiz öğretmenler, gelecek kadar güvenilir bir mevki verilmesi gerekirdi.
Milletin münevverleri olan öğretmenlerin en önemli sorumluluğu, toplumu yoğurarak kültürel değerlere saygılı ahlaklı, onurlu ve erdemli bir nesil yetiştirmektir.
Cenab-ı Hakk`a şükürler olsun ki, öğretmenlik öğle bir meslek ki bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum, görevini üslenmekten daha onurlu ne olabilir ki.