Hayatın ve Yaşamın Sırrı

Hayatın ve Yaşamın Sırrı


    Kur'an okumak, hadis öğrenmek, Kur’an’ın yasakladığı haramlardan sakınmak,  güzel sözler öğrenmek gerekir. İnsan hayatını kolaylaştırmak ve insanlığa hizmet için bilimden faydalanarak teknolojik gelişmelere önem vermek gerekir.  
 
    Bence yaşamın özü Allah'ı bulma sanatıdır. Allah’u Teala kendi, gücünü, varlığını, sanatını sunmuştur. Birtakım canlılar ve mahluklar yaratmıştır. Bunların içinde en akılısı insandır. Ve insandan yaşamı boyunca yaratılış mucizelerine bakarak Allah'u Teala’yı bulmamız isteniyor. İnsanların hataya düşmemesi ve doğruyu bulmaları için tarihin çeşitli zamanlarında kılavuzlar (rehberler) gönderilmiştir. O kılavuzlar (peygamberler) insanların doğru yöne gitmesi için çeşitli levhalar dikmişlerdir.  O levhalar Kur'an ayetleri ve peygamberlerin gösterdiği çizgilerdir.
 
     Dünyanın temeli sevgi üzerine kuruludur. Allah kendisini sevmeyeni cennetine almayacaktır. Allah'ı seven birisi İslam Dini'nin emirlerine teslim olmalı ve eğitmen olarak yüce Rap Allah'ı kabul ederek iman etmelidir. Cennete girmenin temel şartı imandır. İmanın temeli namaz üzerinde yükseltilir.  İnsanlar Allah'a iman etmedikçe Allah o insanın yüzüne bakmaz. Yüzüne bakılmayan bir insan, eninde sonunda ne kadar iyi, ne kadar mütevazi olsa da şeytan o insanı bir şekilde şaşırtıp vesvese vererek insanı geri dönüşü mümkün olmayan büyük günahlar işlemeye sevk etmektedir. Bunun bilincine ulaşmak lazım. O zaman hadi diyerek önce şeytana lanet okumalı ve hiç vakit geçirmeden namaz kılmayanlar namaza başlaması gerekir. Sonra Kur'an-ı okuyup neyin yapılmasını isteniyorsa onun yapılması, neyin yapılması istenmiyorsa onu da yapılmaması gerekir.
 
     Peki günahkâr insanlar Allah’ın gözünde nasıl görünür. Kur’an’a ve hadislere baktığımızda Allah insanlara süre verir. Günahkâr insanlar doğru yola gelmeleri için bazı uyarıcı ve peygamberler gönderir. Buna rağmen insanlar haktan sapmalar yaşar ve tüm bu ahlakı yozlaşma ve sapmalar toplum tarafından benimsenir ve normal hale gelirse bu sapmalar ve ahlakı yozlaşmalar Allah’ı gazaba getirir. Allah’ın gazaba gelmesi bir toplum için çok korkunç bir olaydır.
 
    Bununla ilgili Hz. Musa (a.s.) kendi kendisine şöyle düşünmekteydi. Acaba neden Allah günahkâr insanlara yaşam hakkı sunuyor? Ayni anda Allah’u taladan bir vahi geldi. “ Git buğday ek ve sonra onu hasat et. Sonra sana cevabını vereceğim.” dedi. 
 
    Hz. Musa (a.s) da denileni yaptı. Buğdayı ekmek için yeri sürdü, tohumları serpti, sonra toprağa karıştırdı. Kuşlardan korudu, Buğday yeşerdi ve nihayetinde hasat zamanı geldi. Buğdayı biçti, saman ile buğday tanelerini birbirinden ayırdı. Sonrasında da saman benim işime yaramaz diyerek samanı yaktı. Buğdayı torbalara doldurup evine götürdü
  Hz. Musa (a.s.) tekrar Allah’a sordu:
 “Benim soruma cevap vermedin, dediklerini yaptım.” 
Yüce Allah’u Teala (c.c.): “Ben senin cevabını verdim dedi.” 
Bunun üzerine Yüce Allah Hz. Musa’ya:
_Neden samanları yaktın?
_ Çünkü işime yaramadığı için yaktım.
 _ İşte ben de günahkârları öğle yapacağım. Onlar da benim işime yaramadığı için saman gibi onları yakacağım.
 

Google+ WhatsApp