Hak Teala ve Toplum Nazarındaki Değerimiz

Hak Teala ve Toplum Nazarındaki Değerimiz


Bismillahirrahmanirrahim.

 

 

Her şey insan için yaratılmış varlık alemi içinde yaratılmışların akıl, irade ve düşünme yönünden en gelişmiş olan ve en hükmedicisi olan insandır. Yani insan hükümdardır. Bu yönüyle insan değerlidir ve değerli kılınmıştır.

 

     Ama iyilik ve kötülük penceresinden bakıldığında değerli olan insanların bazıları bu değerini koruduğunu bazı insanların ise bu değerlerini koruyamayarak değerliyken değersiz konuma düştüğünü görmekteyiz. İnsanı değersiz duruma düşüren veya değerli iken değerlilik derecesini derece olarak yükselten durumlar vardır. İşte şimdi biz bunlar üzerinde durmak istiyoruz.

 

          Ahlakça iyi olan şeyleri yapmak insanı değerli kılar veya mevcut bu değerini korumasına neden olur. 

 

İyi; ahlakça değerli olan şeydir. İnsanın olumlu, faydalı yönde kendisini gerçekleştirmesine hizmet eden her şey iyidir. 

 

Kötü ise iyinin karşıtı ve ahlakça kabul edilmez olandır.Biz ahlakça iyi olan şeyleri yapıyorsak değerliyiz.

 

-Değerli olan biz eğer değerliysek değerimiz ne kadardır? Yani bizim değerimizin ölçüsü ne kadardır?

 

  Bu değerimizi ölçmek mümkün mü? Kendimizi bir teraziye koyup orada değerimizin ölçüsünü, miktarını tespit edebilir miyiz? Evet bu mümkün. Peki nasıl?

 

 

 

1. Toplumsal açıdan değerimizin ölçütü:

 

2. Kendini kendinle değerlendirebiliyor musun?

 

3. İslami ölçütlere göre değerimiz nedir?

 

 

 

1. Toplumsal Açıdan Değerimizin Ölçüsü:

 

-İçinizde insan sevgisi var mı?

 

-İnsanlara ne kadar önem veriyorsunuz?

 

-Toplumun sorunlarını ne kadar ilgileniyorsunuz?

 

-Toplumsal sorunların giderilmesinde insanlara ne kadar yardımcı olabiliyorsunuz?

 

 

 

      Bir insanın değeri; yolculukta, ticarette, sıkıntılı ve zorluklu günlerde ortaya çıkar. Bu nedenle bir insanın değeri bu gibi durumlarda gözetlenebilir. 

    Abanın değeri yağmurda bilinir. Sen ne kadar değerli olursan ol, senin değerin benim sana verdiğim değer kadardır. 

     Sen ne kadar insanlara değer verebiliyorsun?

   Onlara verdiğin değer karşılık buluyor mu? Eyer karşılık yoksa ya karşıdakilerde bir problem var ya sende bir problem var.  Senin değerin karşındakine verdiğin değer kadardır. Karşındakine değer veriyorsan bu demektir ki karşındaki de o ölçüde sana değer verecektir. Karşındakilerden ne kadar çok insan tarafından taktir toplayabiliyorsan o kadar değerlisin demektir. Yani karşındakilere değer vermelisin ki karşındakiler de sana bir karşılık versin. 

    Değerli insanların topluma verdiği önem, (Toplumu islaha ve bilgilendirmeye yönelik çalışmaları) ancak değerli insanlar tarafından karşılık bulur. Değersiz insanlar tarafından ise tepkiyle karşılanır.

 

 

2. Kendini kendinle değerlendirebiliyor musun?

 

     Dün neydim bu gün neyim? Geçmişteki cehaletimi veya bilgisizliğimi ne derece gidere bildim. Her gün bildiklerime bir yenisini ekleye biliyor muyum. Bir hadiste şöyle buyruluyor; "İki günü birbirine eşit olan müslüman zarardadır."

 

 

 

   Kıskançlık, kin, nefret….. 

 

   Olaylara ön yargı ile yaklaşma var mı? Kin, nefret, kıskançlık, kibir, gurur, küçümseme, bencillik gibi duygulardan arı mısın? Değilsen bunu gidermen lazım. 

 

 

 

3. İslami Ölçütlere Göre Değerimiz:

 

 

 

İslam’ın ve İman’ın şartlarını ne derece yerine getirebiliyoruz.

 

Hz. Peygamberin yaşantısını ne derece kendimize örnek alabiliyoruz.

 

Kur’an’a ve içindeki emir ve yasaklara ne derece uyabiliyoruz.

 

 

 

     Hz. Muhammet (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem” ve O’ndan önceki peygamber ve nebiler insanlara önem vermişler ve insanlara ne kadar değerli olduklarını hatırlattıklarında, ancak değerli insanlar tarafından desteklenmiş, değersiz insanlar tarafından ise tepkiyle karşılanmıştır. 

 

     Yani insanlara en çok değer veren, sorumluluklarını yerine getirenler değerlidir. Allah katında en değerli olan biri mutlak toplum nazarında da değerlidir. 

 

    Allah’a değer vermenin ölçütü; Kur’an okumak, Kur’an’daki emir ve yasaklara uymak, Kur'an ayetlerini anlatarak  bilgilendirmektir. Allah'a değer vereni Allah'ta muhakkak ki değer verir. Allah'ı tesbih eden biri Allah'ı Teala da o insanların isimlerini meleklere zikrettirir ve övgü ile o kulundan bahseder.  İşte böylesi bir adam Allah katında değerlidir.

 

Allah adına infak etmek onun fakir kullarına yardım etmek, bu da bir insanı Allah katında değerli kılarak yüceltir ve aziz kılar.

 

      Ayrıca sevgi, iyi şeylere karşı sempati, hoşgörü, cömertlik, sabırlı olmak bunlar da insanı Allah katında yüceltir ve değerli kılar.

 

     Bir ekip düşünün ekibin içindekilerden birisi çürük olsun. O bir kişi o ekibi başarısızlığa sürükleyebilir. Bu nedenle toplumdaki bozulma ve yozlaşmalar insanları değersizleştirir. Bunun için bir bireyin değerli olması için toplumun da değerli olması gerekir. Her zaman toplumu güzel ahlaka yönelik ıslah edilmeli ve toplum Kur’an Ahlakı ile donatılmalı ki Allah katında toplum değerli olsun. Değerli toplumdan da değerli insanlar çıkar. 

 

      İnsanların sıkıntılarını gidererek yardım eden biri hacet kapısıdır. Hacet kapısı konumundaki insanlar da Allah katında değerli olanların en değerlisidir. 

 

    Yapılan iyilikler, yardımlar, ibadetler, faaliyetler, hareketler tüm yapılanlar sadece Allah rızası içinse bu insanı Allah katında değerli kılar. Böylesi insanlar en değerli insanlardan biridir. 

 

   Şimdi de burada değerli bir toplumu veya bir kişiyi değersizleştiren unsurlar üzerinde duralım. İnsan değerlidir fakat insanların yaptıkları bazı şeyler var ki bunlar insanı değersizleştirir. Bunlar:

 

-Vefasızlık

 

-Kıskançlık

 

-Cimrilik

 

-Sorumsuzluk

 

-Nankörlük

 

-Yalancılık

 

-Disiplinsizlik

 

-Fitnesel hareketler içinde bulunmak

 

-Samimiyetsizlik

 

-Hırsızlık

 

-Gasp

 

-Zina, fuhuş, livata

 

-İçki ve kumar oyunları

 

   ….gibi ahlaken kötü sayılan eylemler insanı değersizleştirir hatta değersizleşmenin de ötesinde alçaltır. 

 

 

 

Bu nedenle kendimizi bir gözden geçirmeliyiz.

 

 

 

Zamanın ne kadarını değer verdiğim insanlara ayrıyorum?

 

Bende olmayan fakat onda olana karşı kıskançlık var mı?

 

Onun kötü haline seviniyor muyum?

 

Dualarımda; eşe, dosta, kardeşe, arkadaşa, zorda kalan insanlara dua edebiliyor muyum?

 

-Tanıdıkların sıkıntılarını ne derece giderebiliyorum.

 

-Akrabalarımızı ve onların çocuklarının başarılarını, onlarda olan fakat bende olmayan durumlarına karşı kıskançlığım var mı.

 

-Üzerimde  kul hakkı var mı?

 

-Başkalarını küçümseme var mı?

 

-Sahip olduğum; mal, zenginlik, evlat, başarı karşısında kibir ve başkalarını küçümseme var mı?

 

-Affetme var mı?

 

-Başarılarım karşısında gururlanma ve kibir mi, yoksa alçak gönüllülük mü var, diye kendimizi bir gözden geçmeli ve değerimizi ölçmeliyiz. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Google+ WhatsApp