Zilan Deresi Katliamı

Zilan Deresi Katliamı

Zilan Katliamı neden yapıldı?

  Zilan Deresi’nde ne oldu, kim niçin yaptı, o yıllarda kim iktidarda var? İşin başında kimler var, emrini kimler veriyor? Bir takım operasyonlar yapılıyor. İçişleri Bakanı’nın bu operasyonlarda haberinin olmaması mümkün mü? O tarihte bir takım eylemler yapılıyor. Ordu 15 bin insanı öldürüyor

        1. Zilan Deresi Katliamı

        2. Zilan Deresi Katliamı'nın Arka Perdesi (Analiz)

        1. Zilan Deresi Katliamı:

      Zilan Katliamı veya Zilan Deresi Kırımı Komkujiya veya Komkujiya Gelîyê Zîlan kaynak 1930 yılının Temmuz ayında Ağrı Dağı İsyanları sırasında Ferik Salih Omurtak komutasındaki 9. Kolordu tarafından Üçüncü Ağrı Harekâtı'nın başlatılmadan önce Van ilinin Erciş ilçesinde yer alan Zilan Deresi'ne ( "Hatun Çukurovası) sığınan Kürtlere yönelik gerçekleştirdiği katliam.

       Erciş bölgesinde 200 köy yakıldı,

Patnos sahasında yakılıp yıkılmayan tek köy kalmadı,

Zilan Deresi Katliamlarına Tanık Olan Susak Anlatıyor:

95 yaşında olan Susak, olaylardan sağ kurtulmayı başaranlarından haber alamadığını, o yüzden yıllardır tek başına yaşadığını söyledi. Bulanık'ta kötü bir hayat sürdürdüğünü belirten Susak, yaşadıklarını unutamadığını vurguladı.

Bulanık'ta halk tarafından "Tayfunê Zilani" olarak anılan Susak, o günü şöyle anlattı: "Yüzbaşı Derviş Bey'e bağlı askerler, isyana kalkışacağız diye bir anda Zilan Deresi'ndeki 7 köye baskın yaparak, taramaya başladılar. Herkesi öldürmeye başladılar. Kısa bir süre içinde ortalık cesetlerle doldu. Ben de kaçarken yere düştüm. Cesetlerin altında kaldım. Benim öldüğümü zannettiler. Bütün cesetleri üst üste yığdılar, ben de cesetlerin altında kaldım. Askerler gittikten sonra ortaya çıktım. Ancak ailemden sadece ben sağ kalmıştım. Babam, annem ve bütün akrabalarım öldürülmüştü. Çok az kişi sağ kurtuldu. Kurtulanlar da benim gibi akli dengelerini yetirdiler." Günlerce Kuşlar, kurtlar, köpekler o insanların cesetlerini yediler.

Zilan katliamından sonra esirlik başladı'

Olaylardan sonra tekrar askerlerce gözaltına alındığını belirten Susak, şöyle devam etti: "Bir süre sonra askerler tekrar bölgeye geldiler ve sağ kurtulanları Muş, Ağrı ve Doğubeyazıt'a götürdüler. Aralarında ben de vardım. Buralarda günlerce aç kaldık ve işkencelere tabi tutulduk. Daha sonra esir olarak birkaç yıl askerler için çobanlık yaptım. Çobanlıktan sonra beni Elazığ Deliler Hastanesi'ne gönderdiler. Uzun bir zaman burada kaldım. Burada hayvan muamelesi yapıyorlardı. Hastanede çok acı çektim. Burada ortalığın düzelmesi ile birlikte serbest bıraktılar. Ben de tekrar köyüme gelmek istedim. Ancak oraya gittiğim zaman evler dahi yoktu. Ben de Muş'a geldim. Ve Bulanık İlçesi'ne yerleştim. O günden bu yana buralarda dilencilik yaparak geçiniyorum."

Katliama Katılan Bir Er’in Hatıra Günlüğünden:

Katliama katılan erlerden biri asker dönüşünde şöyle anlatmıştır.  “Kadın, çocuk ve bebeler dahil herkesi, bölgedeki bütün köylerin halkını, binlerce insanı, Zilan Deresi’ne doldurdular. Etraflarını makineli tüfeklerle çevirdiler. Makineli tüfeklerin başında bizler, yani erler vardı. Ellerimiz tetikteydi ve namlular topluluğa dönüktü. Bizim arkamızda erbaşlar sıralanmıştı. Elleri tüfeklerin tetiğinde namluyu bize yöneltmişlerdi. Onların arkasında, üçüncü sırada subaylar tabancaların namlusuna mermiyi sürmüş bekliyorlardı. Biz ateş etmesek erbaşlar bizi vuracaklardı. Onlar bizi vurmazsa subaylar onları ve bizi vuracaklardı. Tetiğe bastık. Binlerce mermi deredeki insan topluluğunun üzerine ateş kustu. Kadınların, çocukların, yaşlı, genç erkeklerin korkunç çığlıkları dereyi sardı. Bir süre sonra çığlıklar iniltiye dönüştü. Ve sonra iniltiler de kesildi. Yaşlı ve genç erkeklerin yanında, binlerce kadının, çocuğun, kundaktaki bebeklerin cesetleri bir kan gölü içinde bırakıldı. Kurda, kuşa yem edildi. Bir süre sonra cesetler koktu, çürümeye terk edildi.”

  

Google+ WhatsApp