Osmanlılarda Nüfus İstatistiği
Osmanlılarda Nüfus İstatistiği
IXX. yüzyılda Osmanlılarda ilk defa nüfus sayımı yapıldı. Önceki dönemler için büyüklük ve nüfus dağılımı, gözlenen demografik örneklere dayanılarak tahmin edilir.
Osmanlı nüfusunu Kadıların tuttuğu tahrir defterlerine bakarak Osmanlı nüfusun XVIII. yüzyılda, XVI. yüzyıldakinden daha düşük olmasının nedenleri var. Ekonomik bakımdan yetersizlik, savaşlarda yenilgiler, salgın hastalıklar ve Celali isyanları nedeniyle nüfus giderek azalmıştır. Fakat, 1800'lerle birlikte nüfus yükselmeye başlamış; Avrupa illerinde (öncelikle Balkanlarda) 10 milyon civarı, Asya illerinde 11 milyon ve Afrika illerinde 3 milyon civarı nüfusla 25-32 milyona ulaşmıştır. 1900'lerde de 18.5 milyon ile 1800'lerdekine yakındır. Bu süre zarfında imparatorluğun sınırları 3 milyon kilometrekareden, 1 milyon kilometrekareye gerilemiştir. Bu da nüfusun iki katına çıktığı ve dolayısıyla nüfus yoğunluğunun arttığı anlamına gelmektedir.
Salgın hastalıklar ve kıtlıklar önemli bozulmalara ve demografik değişimlere neden olmuştu. 1785'te Mısır nüfusunun yaklaşık on altıda biri vebadan öldü ve 18. yüzyılda Halep nüfusu %20 oranında bir düşüş yaşadı. 1687-1731 yılları arasında sadece Mısır'ı 6 kıtlık vurdu. Ve son kıtlık kırk yıl sonra Anadolu'yu vurdu. 19. yüzyılda gıda maddelerinin hijyen, sağlık ve ulaşımlarında yapılan iyileştirmeler ile durum kontrol altına alındı.
Buharlı gemiler ve demiryollarının gelişimi ile yükselen liman kentlerinde bu yükseliş nüfusun kümeleşmesine yol açtı. Kentleşme, kasaba ve şehirlerdeki büyüme ile birlikte 1700-1922 arasında hızla arttı. Sağlık ve koruma tedbirlerindeki gelişmeler bu şehirleri yaşama ve çalışma yönünden daha cazip kıldı. Örneğin bir liman kenti olan Selanik nüfusu 1800'lerde 55.000 iken, 1912'de 160.000 oldu. Yine 1800'lerde 150.000 nüfusa sahip olan İzmir'in nüfusu, 1914'te 300.000'e ulaştı. Bazı bölgelerin nüfuslarında ise, bunların tam aksine, bir düşüş vardı. Belgrad nüfusu özellikle siyasî çekişmeler nedeniyle 25.000'den 8.000'e düştü. Bu nedenle nüfus istatistikleri farklı bölgelerde yaşanan değişimleri maskeleyebilir.
Ekonomik ve siyasî göçler imparatorlukta çapraz bir etki yaratmıştı. Örneğin Rusya ve Avusturya'nın Kırım ve Balkanları ilhak etmesi geniş Müslüman akınına yol açtı. 200.000 Kırım Tatarı mülteci Dobruca'ya kaçtı. Bazı göçler imparatorluğun parçaları arasındaki siyasî gerginlikler gibi (örn. Türkiye-Bulgaristan) kalıcı izler bıraktı. 1783-1913 yılları arasında takrîben 5-7 milyon mülteci Osmanlı'ya akın etti ve bunlardan en az 3.8 milyonu Rusya'dandı.
Osmanlı'ya, kendisinden önceki Selçuklu Devleti'nden bir kervansaray ağı miras kaldı. Ulaklar ile konvoyların güvenliğini sağlamak ve tüccar kervanlarını geliştirmek Osmanlı'nın çıkarları doğrultusundaydı. Kervansaray ağı Balkanlar'a kadar genişletildi, tüccarlar ve hayvanların güvenle konaklayabileceği pansiyonlar yapıldı.
16 ve 17. yüzyıldaki Celali ayaklanmaları Anadolu kara ticaretine büyük zarar verdi. İmparatorluk, tüccarların güvenliğini sağlayamadığından dolayı geçtikleri bölgenin lideriyle daha güvenli bir şekilde geçmek için anlaştı ve yolculuklar kesintisiz devam etti. 18. yüzyılda kervansaray ağını ve güvenliği geliştirmek için planlanan girişimler ve geçiş koruma birliğinin yeniden örgütlendirilmesi ile Anadolu'da kara ticareti gelişti.