Uranüs ve Neptün Gezegeni

Uranüs ve Neptün Gezegeni

Neptün Gezegeni

Güneş Sistemi'nin sekizinci gezegenidir. Plüton'un gezegen statüsünden çıkarılıp cüce gezegen olarak kabul edilmesinden sonra Güneş Sisteminin en uzak gezegeni olma unvanını geri kazanmıştır. Adını deniz tanrısı Naptunus'tan almıştır. (Yunan mitolojisinde Poseidon olarak da bilinir.) 23 Eylül 1846'da Berlin'de Galle tarafından keşfedilmiştir.

Neptün Gezegeni büyük sayılabilecek bir gezegendir. Kütle olarak Satürn ve Jüpiter'den sonra üçüncü sırada, çap olaraksa Satürn, Jüpiter ve Neptünden sonra dördüncü sıradadır. Külesi dünyanın yaklaşık 17 katıdır. Yarıçapı yaklaşık 22300 km, Güneşe olan uzaklığı 4.5 milyar km'dir. Kendi ekseni etrafındaki dönüşüni 15 saatte, Güneş çevresinde dönüşünü ise 164 yılda tamamlar. Yüzey sıcaklığı ise -220 derece cıvarıdır.

Güneşe olan uzaklığı sebebiyle Neptün gezegeni hakkında çok kesin bilgiler bulunmamakla beraber genel yapısının bir buz devi olduğu söylenebilir. Yapı itibariyle Uranüs'e çok benzeyen Neptün gezegeninin atmosferi ağırlıklı olarak Hidrojen ve Helyum, az miktarda hidrokarbon ve azot, su, amonyak ve buz bulunur. Neptün gezegeninin buz devi diye adlandırılmasının sebebi de iç katmanlara kadar yapısının hep buz veya kayaçlardan ibaret olmasıdır. Gezegene mavi rengini veren, yüzeyindeki metan tabakasıdır.

Neptün gezegeni, rüzgarlı havalar sebebiyle çok fırtınalı bir yüzeye sahiptir. Güneş ışınlarını alış açısından dolayı bir yarım küre diğerinden daha sıcak olmaktadır. Bunun sebebi sıcaklığa bağlı olarak metan gazlarının gezegen içinde salınım yapmasıdır. Ayrıca güneş etrafından dönüş süresinin uzun olmasu sebebiyle Neptün gezegeninde mevsimler yaklaşık 40 yıl sürer.

Neptün gezegeni, yukarıda bahsedildiği gibi 23 Eylül 1846 gecesi Berlin Gözlemevi'nde Johann Gottfried Galle tarafından keşfedilmiştir. Bunun öncesinde Galileo, Alexis Bouvard, John Couch Adams, vs. ünlü astronomlar da üzerinde çalışmışlardır veya şans eseri Neptün gezegenini görmüşlerdir. Fakat Galle'in keşfine kadar yapılan çalışmalar ya bir sonuç vermemiş, ya da Neptün gezegenini gözlemleyebilenler onu bir yıldız olarak değerlendirerek gezegen olduğunu fark edememişlerdir. Zaten Neptün gezegeni hakkında ilk ciddi araştırma matematiksel hesaplar yoluyla yapılmıştır. Yani; Uranüs'ün yörüngesinin tahmin edilenden çok farklı şekilde olması araştırmacıları uzun süre düşündürmüştür ve Alexis Bouvard; bu yörünge farklılığına Uranüs'ten başka bilinmeyen bir cismin kütle çekiminin sebep olacağını tahmin ederek araştırmalarını ve hesaplamalarını bu yönde yapmıştır.

Neptün gezegeni bilinen 14 uyduya sahiptir. Bunlardan en meşhuru ve en büyüğü Triton'dur. Diğer uydulardan ve Neptün gezegeninden farklı olarak ters yörüngede döner. Bu durum sebebiyle araştırmacılar Triton'un zamanında Neptün gezegeni tarafından sonradan yakalanmış bir gök cismi olduğunu düşünmektedir. Triton dışında Neptün gezegeninin bilinen uyduları Nereid, Proteus, Naiad, Thalassa, Despina, Galateia, Larissa ve S/2004 N olarak sıralanabilir.

Neptün gezegenine ismini kaşifi Urbain Le Verrier vermiştir. (Gezegeni fiilen Galle keşfetmiştir fakat Neptün gezegeni için çalışma yapmasını Galle'den rica eden ve öncesinde kendi hesaplamalarını geliştirip araştırmanın önemli bir aşamasını kat eden kişi Le Verrier'dir.)

 

URANÜS GEZEGENİ

Gökyüzünde Yunan tanrılarından birisinin ismine sahip olan Uranüs gezegeni 1781 yılında ünlü astronom William Herschel tarafından keşfedildi. Bu gezegen eski bilim insanlarının çıplak gözle görebilmesi için fazla loştur ve teleskopla görüntülenen ilk gezegendir. İlk keşfedildiği zaman Uranüs gezegeninin bir yıldız ya da bir kuyruklu yıldız olduğu düşünüldü.

Sonunda Uranüs güneş sisteminin 7. Gezegeni olarak tanımlandı. Mavi – yeşil bir renge sahip olan buzdan bir dev olan Uranüs güneşten oldukça uzakta bulunuyor. Tam yörüngesini tamamlamak 84 Dünya yılı sürüyor. Güneş sistemimizde bulunan gaz ve buz devleri, Dünya’dan gözlemlemek ve üzerinde çalışmak için oldukça uzak bir noktadalar. Voyager misyonları, dış gezegenlere dair sahip olduğumuz ham verilerin birçoğunun tek kaynağıdır.

Bu misyonlar dış gezegenler hakkında şu anda elde ettiğimiz anlayışımızı geliştirmemizde çok yardımcı oldu. Peki, bu dev buz gezegeni hakkında daha fazla bilgi edinmeye ne dersiniz.

Google+ WhatsApp