Bence siz kendi güç ve sınırınız hakkında yeterli bilgi sahibi değilsiniz.  Gücünüzün ve sınırınızın üstünde kendinizi zorluyorsunuz. Bunda da başarılı olamayınca umutsuzluğa düşüyorsunuz. Sonra da bazı şeylerin sizin düşündüğünüz ve yapmak istediğiniz şeyi yakın çevrenizde başkaları yapınca veya onlarda olduğunu görünce bu defa sizde kıskançlık doğuyor.

İstersiniz ki, her şeyde en iyi olasınız, güzel bir eviniz olsun, güzel bir eşiniz olsun, güzel bir çevreniz olsun. Herkes sizden bahsetsin. Ama hayal dünyanızla gerçekler bir birine uyuşmuyor. Ve ayna karşısına geçince kendi güzelliğinizi bir başkasıyla kıyasladığınızda sizden daha güzel yüzlerin olduğunu fark ettiğinizde de sizde bir moral kırıklığı ve içe kapanma oluyor.

Bu da sizi kararsız kılıyor. Kararlı bir hayat tarzı oluşturamadığınızdan başarısız oluyorsunuz. Başarısız olduğunuzu anlayınca içe kapanık bir kız haline dönüyorsunuz.

Bence kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve kendinizde olanla yetinmeniz sizi daha çok mutlu kılar.

Yani kendi hakkınıza ne düşmüşse ona razı olun. Razı olduğunuz şeyin ise sizin için ilahi bir imtihan olabileceğini düşünün ki karşılaştığınız zorluklara sabır edesiniz. Karşılaştığınız zorluklar için de daima dua edip Allah’tan yardım dileyin.  

 Kendine aşık olduğundan söylediğin sözlerin yerine gelmesini, gelmediğinde de ya ümitsizliye düştüğünüz ya da çok kırıcı olabilirsiniz. Olumsuz düşünmeyi bırakın ve daime olumlu düşün ve hayat dolu olun.  Daima hayata olumlu gözlerle bakın. Çünkü olumsuz düşünme iyi birşey değil, olumsuz düşünme aynen kıskançlık gibi tehlikeli bir şeydir, olumsuz enerji yayar. Olumsuz düşünce insanın imamının silip süpürüp götürebilir. İyilerden biri iken, bir anda bir bakmışsın ki dünyanın en kötü cadı kazanına dönüvermişsin.  Bu nedenle daima olumlu düşünceler içinde olun, hayata pozitif gözlerle bakın. Şikâyet eden değil, şikâyetleri çözen konumuna gelin. Karşılaştığınız zorluk ve sıkıntıları hayatın bir imtihanı olarak ele alın ve mücadelenizi buna göre yapın.