Küreselleşme Döneminde Türkiye'de Toplumsal Olaylar ve Yaşanan Sorunlar

Küreselleşme Döneminde Toplumsal Olaylar ve Sorunlar

      Daha önce başlayan ve hâlâ devam eden köyden kente göç hareketi sonunda şehirlerde yaşayanların oranı 1980'lerde % 50 iken 2007'de %70,5 olduğu görülür. Bu göç hareketinde şehirlerin çekiciliğinin yanında tarımda makineleşme, sanayileşmeyle beraber şehirlerde iş gücüne duyulan ihtiyacın artması önemli bir faktördür. Köyden kente göçün ilk önemli sonucu gecekondulaşmadır. Kentlere yeni gelenler beraberlerinde kendi kültürel özelliklerini de getirdiler. Bir yandan kentte var olan yaşam tarzından etkilenirken diğer yandan kendi yaşam tarzlarını sürdürmeye devam ettiler. Özellikle Orhan Gencebay'la geniş kitlelere ulaşan arabesk tarzı sinema ve müzik alanlarındaki etkisini İ990'ların yarısına kadar sürdürdü. 1980'li yıllarda arabesk müziğin de etkisiyle nispeten durgun bir dönem geçiren Türk Pop Müziği, Sezen Aksu, Erol Evgin ve Barış Manço gibi isimlerle birlikte 1990'dan sonra özellikle gençler tarafından ilgiyle takip edilmiştir. Tarkan ile daha geniş kitlelere ulaşan Türk Pop Müziği, Sertab Erener'in 2003 yılında Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazanmasıyla uluslararası alanda da önemli bir başarı kazanmıştır. Mazhar-Fuat-Özkan (MFÖ) müzik grubu da halkın yoğun ilgisini çekmiştir.

     Türkiye’de ilk renkli televizyon yayını 1984’te başladı. 1990'da ilk özel televizyon kanalı olan “Star”ın açılması ve 1994 yılında Özel Radyo ve Televizyon Yasası'nın çıkması ile çok sayıda özel radyo ve televizyon, yayın hayatına başladı.

      İnsanlar bu özel televizyon ve radyolar sayesinde dünyadaki siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeleri çok daha yakından takip etmeye başladılar.

      1990'lı yıllarla birlikte Türk sineması tekrar canlanma sürecine girdi. Bu dönemde çekilen birçok yerli film, beğeni ile izlendi ve uluslararası film festivallerinde ödüller aldı. Nuri Bilge Ceylan “Üç Maymun” adlı filmiyle Cannes Film Festivalinde en iyi yönetmen ödülünü aldığı gibi film Oscar ödüllerine de aday gösterilmiştir. Bu dönemde toplumsal sorunları konu alan filmler de çekilmeye başlandı. Kırsaldan büyük şehirlere göç eden insanların yaşadığı sorunları mizahi bir şekilde anlatan Kemal Sunal filmlerine halkımızın ilgisi bu dönemde de devam etmiştir. Bununla birlikte kültürel ve sanatsal faaliyetler ile kitap, gazete ve dergi satışlarında da yeterli artış sağlanamadı.

      Bu dönem hikaye ve romanında da yeni bazı özellikler kendisini gösterir. Bireysellik, toplumcu gerçekçilik, postmodern anlayış, sosyal tenkit vb. hemen her okuyucuya hitap eden bir çeşitlilikle sunulmuştur. Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması edebiyat alanında en önemli uluslararası başarı olmuştur. Bu dönemde Türkiye’de uluslar arası düzeyde birçok kültürel faaliyet gerçekleştirilmektedir. Bu alanda İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) etkinlikleri önemli bir yer teşkil etmektedir 

     1997-98 eğitim-öğretim döneminde 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesi toplumu en çok etkileyen gelişmelerdendir. Okullaşma oranı tablosu incelendiğinde bu uygulama ile daha önceden 5. sınıftan sonra örgün eğitim dışına çıkan öğrencilerin ilköğretim 2. kademeye ve orta öğretime devamının sağlandığı görülür. Ayrıca okullarımız teknolojik donanım açısından geliştirilmiştir.

    1981’den önceki yıllarda Türk yükseköğretim sistemi; üniversiteler, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı akademiler, iki yıllık meslek yüksekokulları, üç yıllık eğitim enstitüleri ve mektupla öğretim yapan YAYKUR olmak üzere beş tür kurumdan oluşmaktaydı. 1981’de çıkarılan Yükseköğretim Kanunu ile ülkemizdeki tüm yükseköğretim kurumları Yükseköğretim Kurulu (YÖK) çatısı altında toplanmıştır. YAYKUR’un işlevleri Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesine devredilerek uzaktan öğretimin ülkemizde yaygınlaşması hızlandırılmıştır. Yüksek öğrenim gören öğrenci ve yükseköğrenim kurumu sayısında da önemli artışlar olmuştur.

 -  Bu dönemde diğer önemli gelişmeler:

 1993 yılında Türkiye’de ODTÜ’den ilk İnternet bağlantısının kurulması ve bilgisayar kullanıcılarının sayısının hızla artması, özellikle genç nüfus üzerinde çok etkili oldu. Okullarımızda bilgisayar laboratuarları oluşturularak İnternet kullanımı yaygınlaştırıldı. Kısa sürede evlerdeki bilgisayar ve İnternet abone sayısı arttı. Bilgiye hızlı ve kolay ulaşılabilmesi herkes için çekici hâle geldi. Fakat bir süre sonra İnternetin yanlış veya kontrolsüz kullanılması önemli bir sorun olarak karşımıza çıktı.

     İNTERNET HASTALIĞI

    Kimlik arayışındaki gençler, kendilerine İnternet yoluyla bir kimlik buluyorlar. Ama bu zahiri bir kimlik. Bu sorun özellikle arkadaşlık ilişkileri olmayan gençler arasında daha yaygın.

     Kişilerin sosyal ve mesleki işlerini etkilemesi, buna engel olamaması bağımlılığın işaretleridir.

    Spor

    Türk sporu 1980'lerin sonlarından itibaren uluslararası alanda büyük başarılar elde etmiştir. Naim Süleymanoğlu'nun 1988 Seul Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlayan süreç, bir çok branşta olimpiyat madalyaları kazanılmasıyla devam etmiştir. En çok altın madalya Naim Süleymanoğlu, Hafız Süleymanoğlu ve Halil Mutlu başta olmak üzere halterci sporcular tarafından kazanılmıştır. Bayan haltercilerimizde son yıllarda bir çok uluslar-arası yarışmada madalyalar kazanmıştır.

     1992 Barcelona Olimpiyat Oyunlarında M. Akif Pirim greko¬romen güreşte 24 yıl aradan sonra şampiyon olmuştur. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda Türkiye son 36 yılın en başarılı sonucunu elde ederek, oyunları 4 altın, 1 gümüş ve 1 bronz madalyayla kapadı. Serbest güreşte Mahmut Demir, grekoromen güreşte Mehmet Akif Pirim altın madalya kazandı. Judoda da Hülya Şenyurt ise üçüncü olarak Türkiye'ye bayanlarda ilk madalyayı kazandıran sporcu oldu. 1994 Dünya Serbest Güreş Şampiyonası'nda Türkiye 28 yıl aradan sonra takım halinde Dünya Şampiyonu olmuştur. Ayrıca Judo, tekvando ve boks başta olmak üzere bir çok branşta olimpiyatlarda ve dünya şampiyonalarında çok sayıda madalya kazanan sporcumuz yetişti.

     Türk Millî Futbol Takımının 2002 dünya şampiyonasında ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında 3. olması millî takım düzeyinde en önemli başarılardır.

     CEP HERKÜLÜ

 1967'de Bulgaristan'da doğan ve “Cep Herkülü” olarak anılan Naim Süleymanoğlu, bütün otoritelere göre tüm zamanların en iyi haltercisidir. On altı yaşında rekor kırarak halter tarihinde en genç dünya rekortmeni unvanını aldı. Kariyeri boyunca üç olimpiyat altın madalyası, yedi Dünya Şampiyonluğu ve altı Avrupa Şampiyonluğu vardır. Tam 46 kez dünya rekoru kırmıştır. 1984, 1985 ve 1986'da dünyada yılın haltercisi seçildi. 1984 Los Angeles Olimpiyatları'nı Doğu Bloğunu boykot etmesi nedeniyle katılamadı. Bulgaristan'da Türklere uygulanan asimilasyon ve baskılar nedeniyle 1986'da Türkiye'ye sığındı. 1988 Seul Olimpiyatları'nda 9 dünya, 6 olimpiyat rekoru kırarak muhteşem bir zafer elde etti ve böylece Türkiye'ye olimpiyatlar tarihinde güreş dışında ilk altın madalya kazandıran sporcu oldu. 1992 Barcelona Olimpiyat- ları'nda kolaylıkla altın madalyayı kazanan Naim Süleyman-oğlu, aynı yıl “Uluslararası Halter Basın Komisyonu” tarafından “Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda 4 dünya rekoru kırarak 3. kez olimpiyatlarda madalya kazanarak tarihe geçen Naim Süleymanoğlu, 2000'de halteri bıraktı.

     Basketbol Millî Takımımız ise 2006 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda 6. oldu. Ayrıca Bayan Voleybol İli takımımız ve kulüp takımlarımız da 1990 sonrası uluslararası spor organizasyonlarında önemli başarılar kazanmışlardır.

     Ayrıca birçok bilim adamımızın, sanatçımızın, edebiyatçımızın kazandığı uluslararası başarılar gurur kaynağımız olmuştur.

      E K O N O M İ:

     1980’den sonra ekonomi önceki dönemlere göre büyük bir değişim gösterdi. 24 Ocak 1980’de alınan kararlar Türk ekonomi anlayışında bir dönüm noktası oldu. Bu kararlara göre ödemeler dengesini düzeltmek, enflasyonu düşürmek, serbest piyasa ekonomisine geçmek ve ihracata yönelik üretimi teşvik etmek temel önceliklerdi. İhracatı artırmak için özel sektöre düşük faizli kredi verilmesi, vergi iadesi ve ucuz döviz bulmada yardım gibi kolaylıklar sağlandı.

      1980'lerin sonuna gelindiğinde artık yabancı sermaye girişi ve ihracat artmıştır. Dış ticaret tabloları incelendiğinde ihracat ürünleri içinde sanayi ürünlerinin ağırlığının artmaya başladığı ve enflasyon oranlarının düştüğü görülür. Fakat yine de dış ticaret açığı kapatılamamıştır.1997, 1998, 2001 ve 2008 yıllarında yaşanan ekonomik krizler Türk ekonomisini olumsuz etkilemiştir.

Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve dış ticaret açığını kapatabilmek için İMF (Uluslararası Para Fonu) ile anlaşmalar imzalanmıştır. Ocak 2005'ten itibaren Türk lirasından altı sıfır silinmiştir. Serbest piyasa ekonomisinin temel şartlarından biri olan devletin ekonomi üzerindeki kontrolünü ortadan kaldırmak için Özelleştirme Yüksek Kurulu gibi kurumlar kuruldu. Merkez Bankası, hazırlanan kanunlarla hükümetlerin bankalar üzerindeki etkisini ortadan kaldıracak bağımsız bir yapıya kavuşturuldu.

    Yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi için teşvikler verildi.

    Devletin ekonomideki etkisini en aza indirmek için özelleştirme büyük bir hız kazandı. İhracat teşviklerine devam edildi. Sanayi ürünlerinin toplam ihracat içindeki oranı % 94,2'ye kadar yükseldi.

    İhracatın artması, turizmin gelişmesi ve turizm gelirleri döviz sıkıntısının azalmasını sağladı. Küreselleşmenin etkisiyle ithalat büyük bir hızla arttı. Dış ticaret açığı günümüzde de en önemli problemlerinden biri olmasına rağmen Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına girmiştir.

     Temel hedefi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının hayat standardını yükselterek diğer bölgelerle arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, tarımda verimliliği ve iş imkânlarını artırarak millî kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak olan GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi), çok sektörlü, bütünleşmiş ve sürdürülebilir bir kalkınma projesidir. Ülkemizin öz kaynaklarıyla yapılmakta olan proje, gelecek kuşaklar için kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratılmasını amaçlayan sürdürülebilir insani kalkınma felsefesi üzerine kurulmuştur. Kalkınmada adalet, katılımcılık, çevrenin korunması, istihdam, mekânsal planlama ve alt yapı geliştirilmesi GAP'ın temel stratejileridir. Projenin büyük bir kısmı bitirilmiştir. Kalan kısmı için çalışmalar devam etmektedir.

TOPLUMSAL SORUNLAR

     a. Terörizm

    Terör, büyük çaplı korku veren ve bireylerde yılgınlık yaratan bir eylem durumunu ifade etmektedir. Terörizm ise siyasi amaçlar için mevcut durumu yasa dışı yollardan değiştirmek amacıyla örgütlü, sistemli ve sürekli terör eylemlerini kullanmayı bir yöntem olarak benimseme durumudur. Günümüzde uluslararası çıkar mücadelelerinde terör faaliyetleri ön plana çıkmıştır.

    Terörizmin, hız kazandığı dönemlerle uluslararası sorunlar arasında yakın bir ilişki olduğu görülmektedir. Terörizm, siyasi bir mücadele aracı olarak bir ülkenin bir başka ülkeyi zayıflatması ve istikrarını bozması için de kullanılmaktadır.

Son 25 yıl içinde Türk toplumunu en fazla etkileyen olay kuşkusuz ki terördür. Türkiye'deki terör faaliyetlerinin ortak amacı devletin üniter yapısını bozarak millî birlik ve beraberliği ortadan kaldırmaktır.

Terörizmin amacına ulaşmada seçtiği yöntemlerden bazıları; halkı veya hedef bir topluluğu korkutarak dehşete düşürmek, düzene karşı olan güçleri harekete geçirmek, kamuoyunu yönlendirmek, hedef ülkenin ekonomisine zarar vermek, vb.dir.

Terör örgütleri kamuoyuna seslerini duyurabilmek için propaganda yapmakta ve amaçlarına hizmet edecek her türlü olayı istismar etmektedir. Önemli kişilere suikast eylemleri düzenlemek, vatandaşlara yönelik katliamlara başvurmak, rastgele seçilmiş merkezlere bomba yerleştirmek ve intihar eylemleri bu örgütlerin en sık kullandığı yöntemlerdir.

 

Google+ WhatsApp