KÖLELİK

KÖLELİK

Köleliğin doğuşu

Tarımsal faaliyetlerin yürütülmesi için (ekim, sulama, hasat) güç gerekiyordu. Bu ihtiyaç zamanla kölecilik sisteminin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Güçlü topluluklar, kendilerinden zayıf grupları köleleştirmişler ve ilk Çağ’da hemen her uygarlıkta köleler sınıfı ortaya çıkmıştır.
Köle; başka birine ait olan ve bir mal gibi alınıp satılan kişilerdir. İnsanların ancak kendi ihtiyaçlarını karşılayıp yaşamlarını sürdürebilecek miktarda ürete bildikleri çok eski zamanlarda kölelik yoktu. Bu uygulama tarımın başlaması ve yerleşik hayata geçilmesi ile birlikte iş gücüne duyulan ihtiyacın artması sonucunda ortaya çıktı. İnsanların başka insanlar tarafından köleleştirilmesi çeşitli yollarla oluyordu. Savaşlarda tutsak düşmek, borcunu ödeyememek, işlenen bir suç nedeniyle cezalandırılmak veya köle ana babadan dünyaya gelmek gibi nedenlerle insanlar köle oluyordu. Bugünün dünyasında kabul edilemez olan olarak görünse de kölelik eski Yunan ve Roma'da normal sayılan yaygın bir uygulamaydı. Bu dönemin filozoflarının hakim anlayışına göre köle Tıpkı devlet ve aile gibi temel toplumsal konulardan biriydi. Yunan filozofu Aristo bazı ırkların özgür olabilmek için gerekli ruh ve yüceliğine sahip olmadığı fikrini savunmuştur.  Aristo’ya göre kölelik köle olan kişilerin kendi başlarına erişemeyeceği bir yaşam tarzına efendisi sayesinde ulaşabileceği için hayırlı bir şeydi. Başka bir deyişle Aristo köleliğe son derece doğal ve güzel bir müessese olarak görmüştür. 

KÖLELİĞİN DOĞUŞU
 Roma hukukuna göre kölelerin hiçbir değeri ve hakkı yoktu.

Köle Efendisi'nin keyfine ve sınırsız hakimiyetine tabii idi. Sahibi kölesi üzerinde her türlü hakka sahiptir. Kölesini yaralayabilir, sakat bırakabilir, öldürebilirdi. Roma İmparatorluğu'nda bazı köleler maden ve taş ocaklarında çalıştırılıyordu. Bazıları da yırtıcı hayvanlarla ve birbiriyle ölümüne dönüştürülerek eğlence amaçlı kullanılıyordu. Roma'nın ilk zamanlarında Azad edilmeleri yasak olan köleler sonraki dönemlerde azadediliseler bile hürlerden farklı bir sosyal ve hukuki statüye sahip oluyorlardı.
Roma toplumu vatandaş olanla olmayan ve vatandaşı olmayanların içinde de özgür olanlarla olmayan arasında temel hukuk farklı üzerinde kurulmuştu. 
Crassus (Krassus) Roma'da en zengin köle sahiplerinden biriydi kölelerini kârlı ticaret işlerinde eğiterek ya da gümüş madenlerinde çalışarak çok zenginleşmişti
Sezar Atuadio’da, tekbir çarpışmadan sonra 53000 Galyalı tutsağı köle olarak satmıştır.
 Delos Adası doğudan ve Tuna'nın ötesinden getirilen barbarların toplandığı ve dağıtıldığı bir merkez işlevi görmüştür. Köleliğin kaldırılması Avrupa aydınlanmasının en önemli sosyal sonuçlarından biri olmuştur.  Avrupa ülkelerinde köle sahipliğinin yasaklanması uluslararası köle ticaretinin engellenmesi ve sonrada denizaşırı köle sahipliğinin durdurulması izlenmiştir. Köleliğik eski çağlardan 18. yüzyılın sonlarına kadar devam eden bir uygulama oldu.

Ancak Amerika bağımsızlık Bildirgesi 1776 ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi 1789 yayınlanmasının ardından kölelik insan haklarına aykırı bir uygulama haline geldi. Bu tarihi metinlerin her ikisinde de insanların özgür ve eşit olduğu eşit doğup yaşadıkları doğuştan getirdikleri bu haklarının başkasına devredilemeyecek hükme bağlandı. Köle ticaretini 1792 yılında çıkardığı kanunla yasaklayan ilk ülke Danimarka oldu.  Onu İngiltere izledi. 1808’de de Amerika Birleşik Devletleri köleliği yasaklayan kanun çıkardı.  
Köleliğe karşı mücadelesi 10 Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler genel Kurulu'nda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile dünya çapında bir zafer kazandı.

 

Google+ WhatsApp