İlim ve Cehalet
İlim bir güneş gibidir; güneşin olmadığı yerde karanlık, ilmin olmadığı yerde cehalet vardır.
Biz bu gün cehaletle ne derecede savaşa biliyoruz?
Bu neden kaynaklanıyor?
“Bilenle bilmeyen bir olur mu?” Bu söz kime ait? Bu söz Kuran’dan bir ayettir. Hz. Ali (a.s) da şöyle diyor: “Cennet’teki komşumun cahil olacağını bilsem, Cehennem'i tercih ederim.” Bu demektir ki; cehalet içinde olan birinin ya da bir toplumun asla kurtuluşa eremeyeceğidir.
“Cehalet” öyle bir zillettir ki; önü açıldı mı yani toplum bir cehalete bulaştı mı, o toplumu bir daha o cehaletten peygamberler bile kurtarmakta yetersiz kalıyor. Cehalet öğle bir mikroptur ki elde etmek ve kazanmak çok kolaydır. İnsan Cehalet denilen bu şeye sahip oldu mu; arkasından; ahlaksızlık, putperestlik, yolsuzluk, zina, ihanet, cinayet, kıskançlık, iftira atmak, yaltaklık, nefret, düşmanla iş birliği yaparak kendi vatanını ve yurdunu belirli bir rüşvet karşılığı satmak, kızları ve kadınları hor görme ve pazarlama, kız çocuklarını diri diri gömme..... daha bunun gibi bütün kötü şeyler cehaletin doğurduğu kötü sonuçlardır. Cehalet; anarşi ve terörü meydana getirir. Bir topluma bakın eğer bir yerde terör ve anarşi varsa bu cehaletin getirdiği bir durumdur. Bir yerde bir fitne varsa bunun mayası cehalettir. Böyle bir durum içinde bulunan toplum, hemen -hiç vakit geçirmeden- bu zilletten kurtulmanın yollarını aramalıdır. Böyle bir musibete bulaşan bir toplumu kurtarmak çok güçtür. 600 yıllık Osmanlı tarihini incelediğimizde o koskocaman İmparatorluğun yıkılışında temel sebebi; eğtim ve öğretimsizlik sonucu ortaya çıkan “cehalettir”.
Bazı Müslüman ahali; İslamiyet’in hâkim olduğu topraklardaki karışıklıkların sebeplerini dış güçlere veya kadere bağlayarak kendilerini temize çekmeye çalışmaktadır. Burada hiçbir zaman İngilizleri, Ermenileri, Fransızları, Yunanlıları, İsrail’i, Rusları veya kısacası emperyalizmi, Siyonizm’i suçlamayalım. Sadece onlar emellerine ulaşmak için; Müslüman milletlerin içine düştüğü cehalet bataklığından yararlandılar. Bir milletin içine düştüğü cehalet bataklığı o milleti yıkmak isteyen düşman kuvvetleri için büyük bir fırsattır. Çünkü cehalet öyle bir zıkkımdır ki; bulaştığı toplumu, kandırmak, kendi safına çekmek, aldatmak, oyuna getirmek, fitne yaratarak terör ve anarşi doğurmak çok kolaydır. Cehaletin en kötü sonucu ise düşman karşısında hâkimiyetini kayıp etme, boyun eğme, boyunduruk altına girmektir. Daha kötüsü ise kültürel ve inanç değerleri kişisel hüviyetini kayıp etmekle son bulur. Yani cehalet bir zillettir.
İlim öyle bir şeydir ki; kazanmak çok zor, başlangıçta insan bir takım sıkıntılara düşer ama bu kalıcı değil gelip geçicidir. Belki bir görev ve sorumluluktur. Bu bir sıkıntı değil sadece çalışmanın getirdiği geçici bir yorgunluktur, insan biraz dinlendi mi geçer. Uzun vadeli olarak sonu ise çok aydınlıktır. İlim öğrenme isteği bilimi doğurur. Bilim ise teknolojik refahı ve sonrasında toplumları hâkim ve barış içinde hükmetme konumuna ulaştırır. İlim insanların barış ve huzur içinde bir birlerine saygılı bir şekilde yaşamasını sağlar. İlim, insanların basiret gözünü açar ve geçici hevesler ve şehvet peşinde koşmasının önüne set çeker ve insana yüce değerler kazandırır. İlim insanları makam, şöhret, koltuk peşinde koşmasının önüne set çekerek insanı Allah’a kul olmaya ama iyi bir kul olmaya yöneltir. İlim insanlar arasında samimiyet, yardımsever ve paylaşma duygularını geliştirir. İlim insanlarda iyi alışkanlıklar doğurur ve insana güzelliğe giden yolları gösterir. İlim insanlara dostunun ve düşmanının kim olduğunu tanıtır. İlim insanlar arasında saygı ve sevgi duygusunu geliştirir. Büyükler küçüklerini sever, küçükler de büyüklerine hürmet ve saygı gösterir. İlim bir güneş gibidir o doğduğunda her yer aydınlanır karanlıktan iz kalmaz. Yokluğunda ise karanlık vardır, karanlığın her tarafı kasıp kavurduğu gibi cehalet rüzgârı her tarafı kasıp kavurur. İlmin ikizi bilimdir. İlim ve bilimin kardeşliği teknolojiyi doğurur. Cehaletin kardeşi ise fitnedir. Cehalet ve fitnenin arkadaşlığı topluma zillet ve yokluk getirir. İlim insanlara gerçekten insanları seven ve samimi kişileri önder ve kılavuz seçer.