CEHALETLE MÜCADELE:

 Bir milletin hayatını sürdürebilmesinin ilk şartı, ilimdir. İlim hayat ve dirilik kaynağıdır.

İlmi sohbetler insan ruhuna bir canlılık kazandırır.

 İlim öğrenmek, bir millet için bir zorunluluktur.  İlim’de ileri gidenleri sevmek ve onları örnek almak lazımdır.

 Hz. Peygamber ilim için şöyle der:

-Allah için ilim öğrenmek sevaptır; onun peşinde koşmak ibadettir, onu konuşmak tesbihtir, onunla amel etmek cihattır, onu öğretmek sadakadır, onu ehlinden esirgememek Allah’a yakınlık vesilesidir.

 -İlim peşinde koşan kimse, gündüzlerini oruç, gecelerini ibadetle geçiren kimse gibidir.

-Kim, ilim öğrenmek için bir yol kat ederse Allah onun önüne cennete giden bir yol açar.

 ilim öğrenmenin sınırı olmaz. İlim öğrenmenin yaşı yoktur, ilim öğrenmek beşikten mezara kadardır. İlim öğrenme yolunda kibirlenme ve utanma olmaz. Bize ilimin Çin’de de olsa alınması emredilmiştir.  İlim öğrenmek ayıp değildir, bilmediğimiz şeyi sorup öğrenmek gerekir.

 İlim öğrenmek insanı yüceltir.  İlim öğrenmek servet elde etmekten daha zaruri bir ihtiyaçtır. Serveti harcarsan biter ama ilimi harcadıkça artar. İlim ancak güzel ahlakla birlikte olmalıdır.  İlmin alameti davranış güzelliğidir. İlim; bir insanın yaşantısında, konuşmasında, davranışlarında bir güzelleşmeye neden olmalıdır. Allah için öğrenilen ilimde; kibir olmaz ve öğrenilen ilim güzel huy, iyi bir ahlak ve erdemli olmayı sağlar.

İlim Öğretenlere Saygı:

 Hz. Ali; “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" der.

 İşte biz burada öğrencilerin öğretmenlerine veya ilim öğrendikleri kimselere karşı görev ve sorumluluklarını şöyle hatırlatmak istiyoruz.

   -Onlara karşı saygılı olun, onları ağırlayın, sözlerini iyice dinleyin, arkanızı onlara dönmeyin, üzerlerine sesinizi yükseltmeyin.

  -Birisi öğretmeninizden bir şey sorduğunda kendisinin cevap vermesini bekleyin ve onlara siz cevap vermeye çalışmayın.

   -İlim ehli insanların huzurunda konuşmayın, kendi aranızda konuşarak insanların onlardan istifade etmesine engel olmayın.

   -Öğretmenlerinizin huzurunda, her hangi bir kimseyi arkasından çekiştirmeyin.

   -Öğretmenleriniz sizin yanınızda da kötü bir şeyle anıldığında onları savunun.

   -Öğretmenlerinizin noksanlıklarını gizleyin, görmezlikten gelin ve iyiliklerini anlatarak açığa vurun.

   -İlim öğrendiğiniz şahısların sevmedikleri kimselerle oturup kalkmayın, onların sevmedikleri şeyleri yapmayın.

   -Öğretmenlerinizin dostlarına düşman olmayın.

   -Topluma ilim öğretenlere saygı göstermek Allah’ın rızasını kazanmasına neden olur ve  aynı şekilde onlara hakaret etmek de Allah’ın gazap etmesine vesile olabileceğinin bilincinde olun.

    İlim öğretenlerin topluma karşı görev ve sorumluluklarını ise şöyle sıralayabiliriz:

   -Öğretmenler; ilim hazinelerini öğretmekle sorumlu oldukları kimselerin yüzlerine açarak onların öğrenmesine ve ilimden faydalanmamsına çalışmalı.

   -Öğretmenler, öğrencilerine büyüklük taslayıp azarlamamalı

İlmin hedefi; bireylerin insanca yaşamaya alıştıkları ve barbarlıktan, vahşilikten uzak oldukları bir muhit oluşturarak, yüksek bir insanlık medeniyetini kurmak eğitim-öğretimin başta gelen hedeflerinden biridir.

 Bu hedefe ulaşabilmek için birçok şey gereklidir. Bunun için;

 Toplumu “ahlaki erdemlere”  çağıracak olan liyakatli, bilgili ve saygın insan yetiştirmek.

Uygar milletler; tarihte ve günümüzde bilginler, alimler ve bilim adamlarına büyük önem vermişlerdir.

  “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?  Ancak akıl sahipleri öğüt alıp düşünür ve ilim öğrenir.

Dinimiz;  âlimin uykusunu, abidin bin rekat namazından üstün saymıştır.