Articles- Edatlar

Articles- Edatlar

İngilicede Tanım Edatları

  Articles- Edatlar 

Edatlar (Prepositions) İngilizce'de nesnelerden önce gelerek fiil ve özne/nesne arasında bağlantı kurmaya yarayan kelimelerdir. Tanım edatları “a, an ve the” sözcükleridir. a (an) belirsiz tanım edatı (indefinite article), the belirli tanım edatı (definite article) dır.

Türkçe'deki ismin -de hali (bulunma), -den hali (ayrılma), -i hali, -e hali (yönelme) gibi durumlar İngilizce'de (Prepositions) denilen edatlarla sağlanır. Belli başlı edatlar nelerdir?  

 The indefinite article - Belirsiz tanım edatı a ve an

İsimlerin önüne gelen ve "bir”, herhangi bir" anlamı veren “a” belirsiz tanım edatı  sesli harfler “a, e, i, o, u veya okunmayan h” harfiyle başlayan isimler önünde an şekline girer

 a man        bir adam

a door         bir kapı

an apple     bir elma

anumbrella bir şemsiye

an egg         bir yumurta

an hour       bir saat

a chair         bir sandalye

a house       bir ev

a book         bir kitap

a mountain bir dağ

 İsimlerin önünde bulunan a tanım edatı o şeyin bu isimle isimlendirilen türün içinden herhangi biri olduğunu belirtir. Örneğin, a table (bir masa) dendiğinde "masa" olarak isimlendirilen şeylerden biri kastedilmiş olur. Bu durumda özel ve bilinen bir masa değil herhangi bir masa söz konusudur.

Bring a table. "Bir masa getir." sözündeki “a table” bilinen ve özellikle belirtilmiş bir masa değil, masa türünden herhangi biridir.

A cat is an animal.  Bir kedi bir hayvandır.
Give me a book.   Bana bir kitap ver.
 I see a man in the garden. Bahçede bir adam görüyorum.
 She is a student. O bir öğrencidir.
This is a chair.   Bu bir sandalyedir.

 

 Tanım edatı "a" sayılabilen ve tekil isimler önünde kullanılır.

 A house has a door.              Bir evin bir kapısı vardır.

A dog can catch a child.        Bir köpek bir çocuğu yakalayabilir.

Take an apple.                        Bir elma al.

Is this a clock?                       Bu bir saat midir?

Şimdi belli başlı bazı edatlar üzerinde örnek cümlelerle durmak istiyoruz. 

abaut: hakkında, yaklaşık

 
We talked about you. Senin hakkında konuştuk.
 
There are about ten million people living in Istanbul. Istanbul'da yaşayan  yaklaşık on milyon insan var. 
 
after: (-den sonra, ardından)
 
After you: senden sonra
 
After ten o'clock: saat ondan sonra
 
at: -de/da, -e/a
 
At two o'clock: saat ikide
 
Look at me: bana bak.
 
At cinema: sinemada
 
before: -den önce
 
Before him: Ondan önce
 
Before three o'clock: saat üçten önce
 
between:  arasında
 
Between you and him (senin ve onun arasında)
 
Between February and May (Şubat ve Mayıs arasında)
 
from:  (-den/dan)
 
From Istanbul (İstanbul'dan)
 
in:  (-de/da, -in içinde)
 
In Istanbul:  (İstanbul'da)
 
In the house: evde
 
into: -in içine doğru, -e doğru
 
Caome into house: eve gir
 
of:  -ın/in
 
the front of the house: evin önü
 
on:  -in üzerinde)
 
The cat is on the table. Kedi masanın üstündedir.
 
over:  üzerinde- dokunma yok
 
The plane is over the city. Uçak şehrin üzerinde.
 
to:  (-e/a, -e doğru)
 
To Istanbul:  İstanbul'a
 
I am going to Istanbul. (Ben İstanbul'a gidiyorum.)
 
under:  -in altında
 
He is under the tree. (O, ağacın altında)
 
with:  (ile)
 
Come with me: Benimle gel
 
Go with him. (Onunla git)
 
 without: (-siz, -sız)
 
Without you: sensiz
 

 A (an) belirsiz tanım edatının en önemli özelliğini belirttikten sonra kullanılma yerlerini sıralayalım:

1. Özel bir şahıs veya şeyi belirtmeyen herhangi bir sayılabilen tekil isim önünde.

 Take a chair.                         Bir sandalye al.

Read a story.                         Bir hikâye oku.

We live in an apartment.      Bir dairede oturuyoruz.

I see a bird.                            Bir kuş görüyorum.

 2. Bir sınıf veya topluluğu belirtmek için tekil isimlerle.

A baby needs care.                 Bir bebeğin bakıma ihtiyacı vardır.

A triangle has three corners. Bir üçgenin üç köşesi vardır.

A cow is a useful animal.        Bir inek yararlı bir hayvandır.

Bu cümlelerde:

Bütün inekler yararlıdır.

Bütün bebeklerin bakıma ihtiyacı vardır.

Bütün üçgenlerin üç köşesi vardır.

           anlamı bulunmaktadır.

 3. Meslek isimlerini de kapsayan isimler, dinler, sınıflarla ve isim tamlayıcısı olarak.

He is a Muslim.                      O bir Müslümandır.

Margaret is a Christian.        Margaret bir Hıristiyandır.

Turgut became an engineer.Turgut bir mühendis oldu.

He is a doctor.                       O bir doktordur.

She is a nurse.                      O bir hemşiredir.

 4. Bazı ölçü ifadelerinde,

a hundred           yüz

half a dozen        yarım düzine

a thousand          bin

a million              bir milyon

a great many      pek çok

a lot of                 birçok, çok

a great deal of    pek çok

a dozen               bir düzine

a quarter             bir çeyrek

a couple              bir çift

 5. Fiyat, sürat, oran ifadelerinde,

Twice a week.               Haftada iki kere.

 30 dollars a metre.       Metresi 30 dolar.

3 dollars a kilo.              Kilosu 3 dolar.

72 kilometres an hour.  Saatte 72 kilometre.

Four times a month.      Ayda dört kere.

He drove the car at 90 kilometres an hour.

Otomobili saatte 90 kilometreyle sürdü.

We have English lessons five times a week.

Haftada beş kere İngilizce dersimiz vardır.

This cloth is 85 dollars a meter.

Bu kumaşın metresi 85 dolardır.

 6. What ile başlayan aşağıdaki tip cümlelerde.

What a cold day!         Ne soğuk bir gün!

What a nice girl!          Ne güzel bir kız!

 7. Tanımadığı bir şahıs olduğunu belirtmek için özel isimler önünde.

   A Mr Coni. Bir Mr Coni.

Bu ifadede sözü söyleyen kendisi için yabancı olan Mr Miller isimli bir kimseden bahsettiğini belirtmektedir.

 8. Bunun dışında çeşitli deyimler içinde 2a” veya “an” yer alır.

take an interest in-e ilgi duymak

take a pride in   gurur duymak

take a dislike in-den soğumak

make a fool of oneselfkendini gülünç etmek

have a headachebaşı ağrımak

have a pain        ağrısı olmak

have a cold         soğuk almak

have a cough      öksürüğü olmak

have a mind to   aklından geçmek (yapmayı düşünmek)

have a fancy foristek duymak

on an average    ortalama olarak

What a pity.       Ne yazık.

keep something as a secretbir şeyi bir sır olarak saklamak

as a rule             kural olarak, genellikle

in a hurry            acele (ile)

in a temper        öfkeli

all of a sudden   aniden

 belirsiz tanım edatı “a” –“an” ın kullanılmadığı yerler

1. Çoğul isimler önünde kullanılmaz. Önünde “a” olan bir isim çoğul yapılınca “a” kalkar.

 a cat           bir kedi

cats            kediler

an orange bir portakal

oranges      portakallar

  2. Sayılamayan isimlerin önünde kullanılmaz. Water, iron, glass, stone, wine, coffee, paper, tea gibi isimler İngilizcede sayılamayan isimlerdir. Bunların önünde “a” veya “an” yer almaz.

Advice, news, information, furniture, baggageisimleri de İngilizcede sayılamayan isimlerdendir. Bunlarla da “a” veya “an” kullanılmaz.

Ancak, bu sayılamayan isimler belli ve özel bir anlamda kullanıldıklarında belirsiz tanım edatı alabilirler.

Hair (saç) baştaki bütün saçı kastederek söylendiğinde “a” almaz. Ancak tek kıl kastedilmişse “a” o zaman kullanılabilinir.  

 His hair is black.                   Onun saçı siyahtır.

I found a hair on the plate.  Tabakta bir kıl buldum.

 “a” veya “an”

Sayılamayan isimler “a” veya “an” alamadığı için bunların önünde sıfat olarak some, any, a little, a lot of, a piece of gibi sözcükler kullanılır.

 3. Happiness (mutluluk), death (ölüm), fear (korku), beauty (güzellik), courage (cesaret) gibi soyut isimler önünde de özel bir durum olmadıkça “a” veya “an”

kullanılmaz.

 4. Yemek öğünlerinin önünde “a” veya “an” kullanılmaz.

    Lunch time is between twelve and one o'clock.

   Öğle, yemeği vakti saat on iki ve bir arasındadır.

   We'll go to dinner soon.

   Yakında akşam yemeğine gideceğiz.

    We have breakfast at eight o'clock.

    Saat sekizde kahvaltı ederiz.

 The definite article - Belirli tanım edatı (THE)

Belirli tanım edatı diye adlandırılan the sözcüğü, tekil, çoğul, sayılabilen, sayılamayan bütün isimlerin önünde kullanılabilir ve onların belli, bilinen, aynı cins şeylerin içinden herhangi biri değil, belirli ve bilinen olduğunu işaret eder.

 the man adam             bu adam – (belli adam)

the chair sandalye       bu sandalye – (bilinen sandalye)

the houses evler          bu evler – (belli evler)

the morning                  sabah (belli bir sabah)

 Belirli tanım edatının kullanıldığı yerler.

 1. Dünyada sadece bir tane olan isimler önünde.

the earth            dünya

the sky               gökyüzü

the moon            ay

the sun               güneş

the weather       hava

the east              doğu

 2. Sözün başında geçtiği için artık bilinen bir şey durumuna gelen isimler önünde.

1. I saw a bird. The bird was flying over the house.

2. She bought a hat. The hat is in her bag now.

3. We met a girl. The girl walked with us.

4. He gave me a book. The book was very interesting.

   1. Bir kuş gördüm. Kuş evin üzerinde uçuyordu.

   2. Bir şapka aldı. Şapka şimdi onun çantasındadır.

   3. Bir kıza rastladık. Kız bizimle yürüdü.

  4. Bana bir kitap verdi. Kitap çok İlginçti.

 

3. Bir cümlecik ilave edilerek isim hakkında açıklama yapılması nedeniyle isim tanıtılmışsa.

1. The man we met yesterday.

2. The house they bought.

3. The park where they played.

4. The building on the hill.

 1. Dün rastladığımız adam.

2. Satın aldıkları ev.

3. Oyun oynadıkları park.

4. Tepedeki ev.

Bu sözlerdeki “man, house, park, building” takip eden cümlecik içinde ayrıcalığı belirtilip açıklama yapıldığı için belirli birer isim olmuş ve önlerine “the2 almışlardır.

   4. Bulunduğu yer bilinen isimler önünde.

They are in the park.                     Onlar parktadırlar.

Our house is near the station.       Evimiz istasyonun yanındadır.

 In, on, undergibi edatlarla yapılmış cümlelerin çoğunda bu edatlar isimler hakkında bilgi verip onları açıkladıkları için bu cümlelerdeki isimler önünde the kullanılır.

1. The ball is under the bed.

2. The boat is under the bridge.

3. The map is on the wall.

4. Are the apples in the refrigerator?

5. The chair is in the room.

 1. Top yatağın altındadır.

2. Kayık köprünün altındadır.

3. Harita duvardadır.

4. Elmalar buzdolabında mı?

5. Sandalye odadadır.

 5. En üstünlük derecesindeki sıfatlar ve first, second gibi sıralama sıfatları önünde bulunur.

This is the widest street in the city.

Are these the most beautiful paintings in this museum?

The second house belongs to me.

What is the fourth day of the week?

 Şehirde en geniş cadde budur.

Bunlar bu müzede en güzel tablolar mıdır?

İkinci ev bana aittir.

Haftanın dördüncü günü nedir?

 

6. The ile kullanılan tekil isim bir hayvan veya eşya grubunu gösterebilir. Bununla tekil fiil kullanılır.

The parrot lives only in this place

The horse is most helpful for the farmers.

The kitchen robots are quite new for this country.

 Papağan (papağan türü) sadece bu yerde yaşar.

At çiftçiler için en yardımcı olandır.

Mutfak robotları bu ülke için çok yenidir.

  7. The ile kullanılan sıfat bir grup insanı gösterir. Fiil çoğul durumda olur.

 the old                                            yaşlılar

The old are easy to please.            Yaşlılar kolay memnun edilirler.

They made a hospital for the old.  Yaşlılar için bir hastane yaptılar.

 the blind                                         körler

The blind need your help.              Körlerin yardımınıza ihtiyacı var.

the young                                       gençler

The young are usually impatient.  Gençler genellikle sabırsızdır.

 8. The, özel isimli deniz, nehir, takım adaları, sıradağlar, çoğul isimli ülkeler, çöller önünde kullanılır.

the Antarctic                Antarktika

the Atlantic                  Atlantik

the Adriatic                  Adriyatik

the U.S.A. Amerika      Birleşik Devletleri

the United Kingdom    Birleşik Krallık

the Bahamas               Bahamalar

the West Indies           Batı Hint Adaları

the Thames                  Thames Nehri

the Danube                  Tuna Nehri

the Mississippi             Mississippi Nehri

the Alps                       Alpler

the Sahara                            Sahra

the Netherlands          Hollanda

 

9. Müzik aletleri önünde the kullanılır.

She plays the piano.    O piyano çalar.

Do you play the flute?Flüt çalar mısınız?

 Belirli tanım edatının kullanılmadığı yerler

1. Özel şahıs isimleri ve yukarıda belirtilen özel yer isimleri dışında kalan isimler önünde the kullanılmaz. Fakat çoğul yapılmış soyadı önünde kullanılarak o soyadını taşıyan aile belirtilir.

The Smiths                                     Smith'ler (Smith ailesi)

We visited the Millers last night.   Dün akşam Miller'leri ziyaret ettik.

 

2. Özel bir anlamda kullanılmadıkları takdirde soyut isimler önünde the olmaz.

We fear death.                      Ölümden korkarız.

Life is very hard for the poor.Yoksullar için hayat çok zordur.

Beauty doesn't last long.      Güzellik uzun sürmez.

We fought for freedom.        Özgürlük için savaştık.

Fakat bu soyut isimler belli ve özel bir anlamda kullanılırlarsa “the” alırlar.

 The death of his father made him very unhappy.

The life in these parts of the country is unbearable.

The actress's beauty made her rich and famous.

 Babasının ölümü onu çok mutsuz etti.

Ülkenin bu kısımlarındaki hayat tahammül edilmezdir.

Aktrisin güzelliği onu zengin ve ünlü yaptı.

 

3. Yemek öğünlerinin isimleri önünde the kullanılmaz.

Breakfast is ready.                         Kahvaltı hazırdır.

What did you cook for dinner?       Akşam yemeği için ne pişirdin?

 

4. Genel olarak sözü edilen malzeme isimleriyle the kullanılmaz.

 Milk is so cheap in this town.         Bu kasabada süt pek ucuz.

Butter is made from milk.               Tereyağı sütten yapılır.

We grow wheat in our fields.         Tarlalarımızda buğday yetiştiririz.

Buna benzer anlamda kullanılan ve bütün o cins şeylerin tümünü belirten çoğul isimler önünde de the bulunmaz.

 

1. Books are our best friends at all ages.

2. Roses are beautiful flowers.

3. Soldiers are brave men.

4. Cities are big towns.

 1. Kitaplar bütün yaşlarda en iyi arkadaşlarımızdır.

 2. Güller güzel çiçeklerdir.

 3. Askerler cesur adamlardır.

 4. Şehirler büyük kasabalardır.

Fakat bu isimler genel anlamda değil belli bir grubu veya malzemeyi göstermek için kullanılırlarsa önlerine the konulur.

 The milk in the bottle is for my baby.

Şişedeki süt bebeğim içindir.

The roses in our garden are red.

Bahçemizdeki güller kırmızıdır.

The books she bought were detective novels.

Satın aldığı kitaplar dedektif romanlarıydı.

 5. Sıradağ isimleri önünde the kullanılmasına karşın dağ isimleri önünde the kullanılmaz. Ayrıca, göl ve burun isimleri ile de the kullanılmaz.

 Mount Everest    Everest Tepesi

 Lake Van            Van Gölü

 Cape Cod            Cod Burnu

 Ancak bu tür isimler of ile bağlanan iki sözcükten oluşuyorsa bunlarla the kullanılır.

the Lake of Lucerne    Lucerne Gölü

the Cape of Hope        Ümit Burnu

 6. Ünvan sözcüğü ile birlikte bulunan özel isimler önünde the bulunmaz.

King Henry                   Kral Henry

Doctor Miller      Doktor Miller

Professor HenleyProfesör Henley

Lord Byron                   Lord Byron

 

7. Dil isimlerinin önünde the bulunmaz.

Do you speak Turkish?

Türkçe konuşur musunuz? (Türkçe bilir misiniz?)

English is very difficult for them.

İngilizce onlar için çok zordur.

We'll learn German.

Almanca öğreneceğiz.

 

8. Bir şahsın evi, yuvası, yaşadığı yer anlamındaki home sözcüğü, özellikle bir belirtme olmadıkça, the ile kullanılmaz.

 1. We go home by bus.

 2. Betty left home.

 3. The children got home late.

 4. They arrived home after six o'clock.

    1. Eve (evimize) otobüsle gideriz.

    2. Betty evden (evinden) ayrıldı.

   3. Çocuklar eve geç geldiler.

   4. Eve saat altıdan sonra vardılar.

 Görüldüğü gibi “home” önünde “the” kullanılmamış, ayrıca “go'dan sonra “to, arrive” fiilinden sonra “at” edatları yer almamıştır.

 9. Church, market, college, school, hospital, court, prison, work, sea, bed sözcükleri, özel bir belirtme durumu olmadıkça, bunlara gidiş veya orada bulunuş anlatılırken önlerinde “the” kullanılmaz.

They go to church every Sunday.

Her pazar kiliseye giderler.

Women go to market to buy food.

Kadınlar yiyecek almak için pazara giderler.

The women of this village go to market to sell fruit and vegetables.

Bu köyün kadınları meyva ve sebze satmak için pazara giderler.

Does Emma go to school? Emma okula gider mi?

My father is in hospital.

Babam hastanededir.

Philip has been in prison for two years.

Philip iki yıldır hapishanededir.

They went to church; they are at church now.

 Kiliseye gittiler; şimdi kilisededirler.

All the workers are at work.

Bütün işçiler iştedir.

We go to bed at eleven o'clock.

Saat on birde yatarız.

Eleanor left hospital yesterday.

Eleanor dün hastaneden çıktı.

She is very well now.

Şimdi çok iyidir.

We were at sea in a small ship.

Küçük bir gemiyle denizdeydik.

 Bu yer isimleri oraya normal kullanılış amacıyla gidildiğl zaman bu şekilde kullanılırlar. Örneğin, “I go to school.” (Okula giderim.) sözü okula devam ederim, öğrenim görürüm, anlamında olduğu zaman “the” almaksızın kullanılır. Ancak eğitim görmek dışında herhangi bir nedenle okul binasına gitmek durumunda “the” kullanılır.

 1. I went to the school to see the headmaster.

2. She goes to bed early.

3. She went to the bed and took the blankets.

 1. Müdürü görmek için okula gittim.

2. Erken yatar.

3. Yatağa gitti ve battaniyeleri aldı.

  He'll be in prison for years.

Yıllarca hapishanede olacak.

They went to the prison to see their father.

Babalarını görmek için hapishaneye gittiler.

 Old women go to church every morning.

Yaşlı kadınlar her sabah kiliseye giderler.

We visited the church to see the bells.

Çanları görmek için kiliseyi ziyaret ettik.

 Ancak yukarıda gördüğümüz isimlere çok benzer oldukları halde office, cinema, theatre isimleri the ile kullanılırlar.

 Let's go to the cinema tonight.              

The students are in the theatre now.    

Frank is at the office.                             

Frank is at work.        

He goes to the office every day.   

 1. Bu akşam sinemaya gidelim.

2. Öğrenciler şimdi tiyatrodadırlar.

3. Frank bürodadır.

4. Frank iştedir.

5. Her gün büroya gider.

 

10. Mevsim, yortu, bayram isimleri genel anlamda kullanılmışlarsa the almazlar.

In winter we go to Uludağ.

Kışın Uludağ'a gideriz.

They'll be in İzmir at Easter.

Paskalyada İzmir'de olacaklar.

The tourists come to Turkey in summer.

Turistler Türkiye'ye yazın gelirler.

 Fakat belli bir yılın mevsimi söz konusu ise bunun önünde “the” kullanılır.

 They came in the spring of 1975.

1975 baharında geldiler. 

Kaynak:                                                              .

http://www.ingilizcenet.com/writing/summary_of_punctuation_marks.html

Google+ WhatsApp