9. Sınıf Adabımuaşeret Dersi Değerlendirme Sorusu

1Bitlis’te 1991 yıllarının en soğuk ocak ayında dondurucu kış yaşanmaktaydı ve neredeyse 3 metreye yakın kar yağmıştı. (PDF)(İndir)

   I. Osman adındaki imam, bir gün yalnız başına şehirden, görev yaptığı köye yürüyerek giderken bir ayı ile karşılaşır ve ayı imamı yere yatırıp üzerine oturur. İmam ayının altında boğularak ölür. Eğer yanında kendisini koruyacak bir çakı dahi olsaydı ayı imama zarar veremeyecekti.

   II. Bitlisli olan bir er terhis olduktan sonra memleketi Bitlis'e gider. Otobüs Bitlis'e vardığında güneş yeni batmış ezan okunuyordu.  Bu saatten sonra köye giden bir araç bulamamış. Ama yeni terhis olan Bitlisli erin yakın tanıdıkları bir gün sonra gitmesini, akşam leyin misafirleri olmasını istemişlerse de, er kabul etmemiş. Onlara: “Biz askerde nice kilometrelerce yolu yürüdük.  3, 4 km yolu tek başına yürümekten mi korkacağız,” diyerek yalnız başına köyün yolunu tutmuş. Bir daha erden haber alınamamış. Aramaya çıktıklarında ise erin sadece ayakkabılarını ve kanlı çorabını bulmuşlar. Kurtlar tarafından yenildiği anlaşılmış. Kurtlar askeri yedikten sonra delil olsun diye böyle işaretler koydukları söylenmiş.

   III. Bitlis ilinin Hizan köyünde görev yapan bir öğretmen görev yaptığı köyünden komşu köyde görev yapan arkadaşını ziyarete gitmek istemiş. Normal gidiş mesafesi 4 km. Yalnız başına yola koyulup patika yoldan gitmek isterken Muhtar'dan tedbir amaçlı yardım istemiş. Muhtar, öğretmenin yanına iki silahlı adam vermiş. Adamlar av tüfeklerini omuzlarına asarak öğretmen ile birlikte giderken yolda kurt sürüsü ile karşılaşmışlar.

        Kendilerine doğru yaklaşan kurt sürülerini korkutmak için havaya ateş açtıklarında kurtlar korkarak uzaklaşmışlar.

   IV. Hüseyin, babasının kullandığı otomobil ile giderken tek şeritli sokaklarında gidiş yönünün tersine doğru gelen bir araç kendilerine selektör yakarak geri gitmelerini istemiş. Sonra aşağı inmiş ve Hüseyin’in babasına “Hey babalık! Ne öyle kabak ağacı gibi dikiliyorsun, hadi geriye bas! Benim gitmem lazım!” Hüseyin’in babası güvenlik görevlisi olduğu için üzerinde tabancası vardı. Bu duruma sinirlenerek arabayı durdurup karşı tarafı silahıyla tehdit edebilirdi. Ama Euzu billahi mineşşeytanirracim.” (Şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım) diyerek geriye doğru arabasını sürüp uygun bir yerde kabadayı adama yol vermiş. Daha sonra ters yönde yola giriş yapan otomobilin plakasını alarak polise bildirmiş.

Olay

Yukarıdaki olayları kendi düşüncenize göre bir cümle ile akıl ve mantık çerçevesinde yorumlayın.

 

I

Ya yalnız gitmemeliydi ya da tedbir amaçlı yanında kendisini koruyabileceği bir silah bulundurmalıydı. İmam akılsızlık etmiş.

 

II

Bir an köyüne gitmek istemiş. Sabır edip bir günü bekleye bilir daha güvenli bir şekilde köyüne gidebilirdi.

 Ama akılsızlık ederek tedbirli davranmamış. Cesaretine ve öfkesine yenik düşmüş.

 

III

Öğretmen aklını kullanarak tedbirli davranması hayatını kurtarmış.

 

IV

Öfkesini kontrol ederek kabadayı adama yol vermesi, sabırlı hareket etmesi doğru bir davranıştır. Öfkesine yenik düşmemiş

2. Türk ve Japonlarda ağız şapırdatarak yeme ne anlama gelir, yorumlayın?

Yemek esnasında ağzı şapırdatmak, Türk adabımuaşeretinde kaba bir davranış olarak değerlendirilirken Japonya, Çin gibi Asya ülkelerinde yemeğin beğenildiği ve lezzetli olduğu anlamına gelir.

 

3. Türk adabmuaşereti ile ilgili bildiğiniz 5 tane özellik yazın?

•  Akrabayı gözetmek

• Misafirleri iyi ağırlamak

• Farklılıklara karşı hoşgörülü olmak

• İhtiyacı olanlara yardım etmek

• Vatan için fedakârlık yapmak

• Doğayı korumak

4. Tarihi süreçte Türk-İslam Dünyasına Adabımuaşeretle ilgili ayna tutabilecek örnek alabileceğimiz belli başlı önemli irfan ehli şahsiyetlerin isimlerini yazınız (5 tane)

    Ahi Evran, Şemsettin Tebrizi, Mevlana Celalittin Rumi, Yunus Emre Hoca Ahmet Yesevî, Hacı Bayram-ı Velî, Hacı Bektâş-ı Velî, Eşrefoğlu Rûmî gibi birçok tasavvuf ehli de farklı üslup ve yollarla kadim Türk irfanının değerlerine ayna tutmuşlardır.

 

Google+ WhatsApp