İzzetli Yaşam ve Azizlik

İzzetli Yaşam ve Azizlik


İnsanı insan yapan en önemli unsur onun sahip olduğu ahlaki değerlerdir. Bir insan ahlaki değerleri ne derece yaşarsa o insan o kadar değerli olur ve bu değer ona ve topluma mutluluk getirir. Ahlakı değerlerde ne kadar yozlaşma varsa o topluluk o kadar mutluluktan uzaklaşır. İşte peygamberlerin de gönderilme sebebi bu ahlakı değerleri insanlara hatırlatmak ve insanları hakka davet ederek onları değerli kılmaktır. 

 

Neden peygamberler gönderildi,   gönderilme sebepleri nelerdir diye düşündüğümüzde;

-insanı değerleri hatırlatmak ve iyiliği tavsiye etmek için gönderilmiştir. 

-Peygamberler ahlakı değerleri toplumda diriltmek için gönderildiler. 

 Sevgili peygamberimiz bir hadisinde “Ben ahlaki değerleri insanlara tanıtmak için gönderildim.” buyurmaktadır.  

Peki nedir bu ahlakı değerler?  

     Bu değerler; izzet, vakar, ağırbaşlılık, güzel konuşmak, yalan konuşmamak, gıybetten uzak durmak, büyüklere saygı göstermek, küçükleri sevmek, sorumlulukların bilincinde olmak, helal rızık peşinde koşmak, iyiliğe davet etmek, kötülüklerle mücadele etmek, adaletin yaygınlaşmasını sağlamak v.b. gibi değerleri sıralayabiliriz. Ve bütün bunları sırf ve sadece Allah rızası için yapmak insanı değerli kılar ve Allah izzet kapılarını böyle bir mümin şahsın  veya böylesi toplumların yüzüne açar.

       Biz bu konumuzda sadece   “izzet”  ve  “aziz” değeri üzerinde duracağız.   

İzzetli olan birisi aynı zamanda aziz olur. İzzetli olunmayınca azizlikte olmaz. 

“İzzet”  Yüce Allah-u Teala’ın sıfatlarından birisidir.  Kur’an’ da izzetin kaynağının yalnız Allah olduğunu belirtilmiştir.

 

Peki nedir “izzet”?

İzzet sözcüğünün kelime manası;  değerli, kıymetli, yücelik anlamına gelir.

-Yenilmesi mümkün olmayan güç ve kudret

-Karşı konulamayacak kadar güçlü

-Hiçbir güce mağlup olmayan

-Hiçbir güç o gücün karşısında duramaz ve dayanamaz.

-Hiçbir gücün karşısında kırılmayan.

 

      İşte bu gücü elinde bulunduran sadece Allah’u  Tealadır ve “izzet”’in tek kaynağı  Allah’tır

Eğer bir insan her şeye galip olmak istiyorsa önce izzetli olması gerekir. 

Kuran’ı Kerim’de yüce Allah şöyle buyuruyor:  “De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz eder, izzetli kılarsın, dilediğini zelil eder zillete düşürürsün ( alçaltırsın).  Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kadirsin.” (3/Âl-i İmrân, 26)

 

İzzetinsana üstünlük, şeref, haysiyet, kuvvet ve güç kazandırır. Kişinin şerefinin yüceliğini ve değerini artırır. 

İzzet; insanı zillete (alçaklığa, şerefsizliğe) düşmekten alıkoyan bütün üstünlükler, yücelikler ve sahip olunan imkânlardır. Bu nedenle düşmanı karşısında gâlip gelen birisi için de ‘izzetli’ denmiştir. 

 

Aynı Kökten türemiş “azîz” kavramı ise, her türlü üstünlüğü, gâlibiyeti, güçlü olmayı ve en üstün şerefi ifade eder. Bu sıfat Kur’an’da hemen hemen tamamen Allah hakkında kullanılmaktadır.

     "Azîz", yani en üstün, en yüce, en mutlak izzet sahibi yalnızca Allah’tır. Peygamber ve Mü’minler de Allah’ın emrine itaat ettikleri için O’nun yanında üstünlük ve şeref kazanırlar. 

      Yine başka bir ayette Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “İzzet Allah’ındır, Rasûlünündür ve Mü’minlerindir.” (63/Münâfikûn, 8). Ayetten anlaşılacağı gibi “izzet”; Allah’ındır, Allah’ın Resulüne ve Mü’minlere ait bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. Bir Mü’min’de Allah’ın izzetinden nasibi varsa bu durum onun  “izzet” sahibi olmasına neden olur.

       Yukarıdaki bu ayet Müslümanlara tepeden bakan, onlarla alay eden münâfıklara cevap niteliğindedir. 

    Şanlı Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında bazıları Müslümanlara yukarıdan bakıyorlardı; onları mal, dünyalık, makam açısından, kuvvet yönünden ‘zelîl’ (aşağı) görüyorlardı. Kur’an onlara bu ayet ile kesin bir cevap vererek izzetin kime ait olduğunu açıklamıştır.

   İzzetli bir Mü’min:

-Düşmana yenilmez,

-şeytana ve onun vesvesesine kulak asmaz,

-hayatın çeşitli zorlukları karşısında ümitsizliğe kapılmaz,

-karşılaştığı engeller önünde sarsılmaz ve diz çökmez.

 

  Azizlik:

Aziz olmanın şartlarını ise peygamberlerin gönderiliş sebeplerinde aranmalıdır.  

Peygamberler; dönemin baskıcı, zorbacı ve halkı köleliğe sürükleyen yönetimlerine asla boyun eğmediklerini  görmekteyiz. 

 

     Peygamberler dönemin yöneticilerini sadece ve sadece Allah’a kulluğa davet etmişlerdir. Peygamberler izzetli bir yaşam için dönemin krallarına, hükümdarlarına ve sultanlarına başkaldırmış ve onları hakka davet etmişlerdir. 

Aziz olan birisi ölümden korkmaz. Ölüm insan için bir gelinin boynundaki gerdanlık gibidir.  Bu nedenle aziz bir insan her an ölüme hazır olmalıdır. 

 

      Aziz insan günah karşısında teslim olmaz. İzzet, günaha götüren yollarda aranmaz. 

      Aziz biri düşman karşısında ne köleler gibi kaçar, ne de izzetini kaybederek düşmana boyun eğer.

Cimri birisi aziz olamaz. Bu nedenle Allah yolunda infak ederek cimrilikten yakayı kurtarmak gerekir.  Cimrilikten kurtulmak için atılması gereken ilk adım Allah rızası için infaktır.

Bol bol Allah’ı zikredin. 

Cesur olun, Allah’tan başka hiçbir güç karşısında boyun eğmeyin. 

Dürüst olun, yalan konuşmayın. 

Allah için namaz kılın, Allah için çalışın ve Allah için rızkınızı kazanmaya çalışın. Bu sizi izzetli  (onurlu) ve sonrasında aziz kılar.

 

    İzzet'in zıddı zillet veya zelalete düşmektir. Peki nedir "zillet"? Bunu bir sonraki konumuzda  açıklama yapacağız.

Google+ WhatsApp