Zaman'ın Taksimi ve Takvim

Zaman'ın Taksimi ve Takvim

9. Sınıf Tarih Dersi, İlk Çağ'da sürgünler, Hristiyan ve Yahudi Sürgünleri

ZAMAN VE İNSAN  (özet olarak

Zaman kavramı ile Kur’an’da: “Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (aya) birtakım menziller takdir eden O’dur. Allah bunları, ancak bir hikmete binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır.”(10 Yunus 5) buyrulmuştur.

İnsanlar çok eski çağlardan beri zamanı hesaplamak için birçok yöntem ve teknik kullanmış, bunları geliştirerek günümüze kadar gelmesini sağlamışlardır. Olay ve olguların içinde geçtiği, gerçeği ya da geçmişte olduğu süreye “zaman” adı verilir. Aristo’ya göre zaman, “hareketin ölçüsüdür.” Kimi çağdaş düşünürlere göre de sonsuz bir akıştır dense de zamanın bir başlangıcı ve bitiş noktası vardır.

Zaman kavramında; “önce”, “şimdi” ve “sonra” kavramları vardır.

Tarih boyunca süreklilik ve değişim gösteren takvim zamanını; gün, ay, yıl gibi dönemlere bölme ve bu zaman dilimlerini bir düzen içinde sıralama yöntemidir.

 

İnsanların karşılaştığı temel sorunlardan biri zamanı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışması olmuştur. Geçmişi bir düzene sokmak için;

Asır

-çağ

-devir gibi terimlere başvurmuştur.

İnsanlar çok eski çağlardan beri zamanı hesaplamak için birçok yöntem ve teknik kullanmış, bunları geliştirerek günümüze kadar gelmesini sağlamışlardır. Olay ve olguların içinde geçtiği, gerçeği ya da geçmişte olduğu süreye “zaman” adı verilir. Aristo’ya göre zaman, “hareketin ölçüsüdür.” Kimi çağdaş düşünürlere göre de sonsuz bir akıştır dense de zamanın bir başlangıcı ve bitiş noktası vardır.

Zaman kavramında; “önce”, “şimdi” ve “sonra” kavramları vardır. Ya da dün-bugün-yarın (Üç günlük dünya)  kavramları söz konusudur.

Tarih boyunca süreklilik ve değişim gösteren takvim zamanını;

gün,

hafta

ay,

yıl

asır

milat

 gibi dönemlere bölme ve bu zaman dilimlerini bir düzen içinde sıralama yöntemidir.

Astronomi gözlemelerine dayanarak zamanı yıllara, aylara, haftalara ve günlere bölerek hesaplamışlardır. Böylece, takvim ortaya çıkmıştır.

Zamanın bu şekilde bölümleme yöntemine takvim denmiştir.

-Tarihte ilk olarak takvimi bulan ve kullanan Sümerler olduğu bilinmektedir.   Sümerlerin bulduğu takvim, ay yılı temeline dayanıyordu ve her yılın ayrı bir adı vardır. Günümüzden yaklaşık 6000 yıl önce Mısırlılar, güneş yılı esasına dayalı takvimi buldular.

Günümüzde kullanılan Miladi takvim Güneş’e göre düzenlenmiş ve temeli Mısırlılara dayanır.

Bazı Arap ülkelerinin ve İslamiyet’e mensup olan Müslümanlar dini bayramları Hicri takvime göre düzenlemişlerdir. Bu takvimin de temeli Sümerler döneminde oluşturulmuştur.

Güneş Yılı:

Güneş yılı; Dünya’nın Güneş etrafında bir defa dönmesi sırasında geçen süreye denir. Güneş yılı 365 gün 6 saattir ve Bir yılda 12 ay vardır.

 Ay Yılı:

 Ay yılında, Ay’ın dünya etrafında 12 defa dönmesi 1 yıl olarak kabul edilir. Ay yılında; bir yıl toplam 354 gündür. Ay yılı güneş yılından tam 11 gün eksiktir. Bu nedenle her 33 yılda bir güneş yılına göre 1 yıl devir yapar.

Miladi Takvim: Mısırlar tarafından güneş yılına göre düzenlenmiş takvim; Roma İmparatoru Julius Caesar (Jül Sezar) zamanında yeniden düzenlenerek Julien (jülyen) takvimi adıyla kullanılmaya başlandı.

Julien takvimi Papa XIII. Gregorian (Gregoryen) tarafından geliştirilerek Gregoryen takvimi adını almıştır.  Zamanla yaygınlaşan bu takvim günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır.

     Miladi Takvim’e göre yıl; Hz. İsa (a.s)’ın doğumu ile başlatılır ve Hz. İsa’nın doğduğu yıl “0” olarak kabul edilir. Bu yıldan önceki döneme milattan önce kısaca “MÖ”, sonraki döneme ise Milattan sonra kısaca “MS” denir. MÖ’ki dönemde tarih sıfırdan uzaklaştıkça büyür ve daha eski tarihi gösterir. MS’ki tarih de sıfırdan uzaklaştıkça büyür fakat daha yakın tarihi gösterir.

 Tarih Şeridi: Zaman aralıklarını sınıflandırarak bir şerit üzerinde gösterilmesidir.

Çağ: Yazının bulunması bir dönüm noktası olmuştur. Yazıdan önceki döneme “tarih öncesi”, yazınının bulunmasından sonraki döneme ise “tarihi dönemler” demişlerdir.

Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman dilimine çağ denir. Çağ yazının bulunuşu ile başlatılmaktadır.

Tarihçiler geçmiş zamanı daha iyi incelemek için;

-İlk Çağ

-Orta Çağ

-Yeni Çağ

-Yakın Çağ gibi zaman dilimlerine ayırmışlardır. 

Asır: Arka arkaya gelen yüz senelik zaman dilimine yüzyıl veya asır denir. Bu yüz yıllara numara vererek okumak için yüzler basamağına “1” eklenerek okunur.

Örnek:  Verilen rakam 3 basamaklıysa yüzler basamağına 1 eklenir: 622= 6+1= 7. Yüzyıl.

         Verilen rakam 4 basamaklı ise binler ve yüzler basamağına 1 eklenerek bulunur. Misal:  2014:  20+1: 21. Yüzyıl.

Batı dünyası, özellikle Avrupa tarihi merkezli bir dönemlere ayırma meydana getirmiştir. Başta Orta Çağ olmak üzere Eski ve Yeni Çağ’ın başlangıç ve bitişlerini belirleyen tarihi gelişmeler (Kölelik, feodalizm, kapitalizm) doğrudan Avrupa tarihiyle ilgili olaylardır. Doğal olarak dünya açısından tarihi bu şekilde dönemlere ayırmanın doğruluğunu tartışılır hale getirmiştir.

Tarihin bu şekilde dönemlere ayrılması Avrupa tarihi merkezlidir ve Türk tarihiyle de örtüşmemektedir. Oysa Türk tarihi, sınırları belirli bir coğrafyada değil aynı zaman dilimi içerisinde değişik coğrafyalarda meydana gelmiştir.

Tarihin dönemlere (çağlara)  ayrılmasında Alman teologu ve tarihçisi Christoph Cellarius (1634-1707) bu şekilde çağı dönemlere ayırmıştır. “Dinî”, “bölgesel” ve tamamen “keyfî” olan bu tasarım, başta insanlık tarihi olmak üzere Hıristiyan Batı Avrupalı olmayan milletlerin tarihleriyle hiç örtüşmemektedir. Aynı şekilde Türk ve İslâm Tarihi’ni de karşılayamamaktadır. Bu kalıba sokularak kurgulanmak istenen Türk-İslâm Tarihi, bu şekilde sığlaştırılmakta ve âdeta fakirleştirilmektedir.

TÜRKLERİN TARİHTE KULLANDIKLARI TAKVİMLER:

Türkler tarih boyunca bir çok takvim kullandı. Bunlar:

-12 Hayvanlı Türk Takvimi

-Hicri Takvim

-Celâli Takvim

-Rumi Takvim

-Miladi Takvim

-12 Hayvanlı Türk Takvimi: Türklerin kullandığı en eski takvimdir ve Türklerin milli takvimidir. Güneş yılı esasına göre düzenlenmiştir. Hangi tarihten itibaren kullanıldığı bilinmemektedir. Bu takvim Kök Türkler, Uygurlar, Çinliler ve Tibetliler tarafından kullanılmıştır.

Her yıla bir hayvan ismi verilir ve 12 yılda bir devir yapar. Bu takvimde yıllar hayvan adları ile gösterilmiştir. (Sıçan, öküz, pars, tavşan, ejderha, yılan, kısrak, koyun, maymun, tavuk, köpek ve domuz)

Güneş esaslı bir takvimdir ve bir yıl 365 gün 5 saat olarak belirlenmiştir.

21 Mart bu takvimin başlangıcı kabul edilmiştir. “Nevruz (Yeni Gün) ” (Bahar Bayramı) Olarak kabul edilmiştir.

 -Hicri Takvim: Hz. Muhammed (s.a.v.)’ın 622 yılında Medine’ye hicreti ve Medine Merkezli İslâm Devleti’ni kurduğu yıl takvimin başlangıcı kabul edilmiştir. Ay (kamer) yılına göre düzenlen bu takvimde bir yıl 354 gün olarak hesaplanmıştır ve Miladi Takvime göre 11 gün daha az olduğundan her yıl 11 gün geri gitmektedir.  Bu nedenle her 33 yılda bir devir yapar. Hicri takvim ülkemizde sadece dini günlerin, ayların ve dini bayramların belirlenmesinde kullanılmaktadır.  

Hicri Takviminde Aylar Miladi Takviminde Aylar
1. Muharrem
2. Safer
3. Rebi’ülevvel
4. Rebi’ülahir
5. Cemaziyelevvel
6. Cemaziyelahir
7. Rece                
8. Şaban
9. Ramazan
10. Şevval
11. Zilkaide
12. Zilhicce

1. Ocak
2. Şuba
3. Mart
4. Nisan
5. Mayıs
6. Haziran
7. Temmuz
8. Ağustos
9. Eylül
10. Ekim
11. Kasım
12. Aralık

 

 

Türklerin İslamiyet’i kabul ettikten sonra Hicri takvimi kullanmasının Nedenleri:  
 -Dinsel değişmelerin toplumları etkilemesi
-Türklerin kültürel değişmelere açık olması
-Türklerin İslam dünyası ile ilişkilerini kolaylaştırmayı amaçlaması
-Celâli Takvim: Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah döneminde Ömer Hayyam başkanlığındaki bir kurul tarafından düzenlenmiştir. Güneş yılı esasına göre düzenlenmiştir. Selçuklular bu takvimi daha çok mali alanda kullanmak için hazırlamışlardır.

-Bir yıl 365 gün 6 saat olarak belirlenmiştir. 

-1079 yılında kullanılmaya başlanan bu takvimde yılın başlangıcı 21 Mart (Nevruz) olarak kabul edilmiştir. Bu takvimi Harzemşahlar ile Babürler tarafından da kullanılmıştır.
-Rumi Takvim: 1677 yılında Mart ayını yılbaşı kabul eden Rumi Takvim yapıldı. Osmanlı tarihinde 1839 tarihinden itibaren bütün resmi ve mali işlerde görülen aksamanın önüne geçmek amacıyla kullanılmıştır.  

-Osmanlı Devleti, bu takvimi hicri 1255 (1839) tarihinde başlatmıştır. Bu nedenle Rumi takvim ile Miladi takvim arasında 584 yıl zaman farkı vardır. Yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilir ve 1 Mart mali yılbaşı olarak kabul edilmiştir. 1982 yılına kadar bu uygulama devam etmiştir. 1982 anayasasında mali yıl 1 Marrttan 1 Ocağa alınmıştır. 

-Miladi Takvim: Yıl 365 gün 6 saat olarak kabul edilir. Ülkemizde 1 Ocak 1926 yılından itibaren kullanılmaya başlamıştır. Gregoryen takvimi adı ile de bilinen bu takvim Hz. İsa’nın doğumu takvimin başlangıcı olarak kabul edilir. Miladi takvimde yılın ilk günü 1 Ocak’tır.

 Örnek Test Sorusu:

Türklere ait milli takvim hangisidir?

A) Hicri      B) Miladi     C) On İki Hayvanlı    D) Rumi    E) Celali

Daha Detaylı ve Geniş Bilgi İçin Lütfen Üzerine Tıklayın

Google+ WhatsApp