ORTAÇAĞ’DA TİCARET

Han, kervansaray, ribat, bedesten, arasta

ORTAÇAĞ’DA TİCARET

1)Orta Çağ’da Asya ile Avrupa arasındaki ticari faaliyetler genellikle ticaret yolları vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu ticarette genel olarak ipek, ipekli kumaşlar, porselen, madeni eşyalar, kâğıt, baharat, tuz, cam eşya, şarap, at, hayvan ürünleri (deri ve postlar), değerli madenler, taşlar ve ziynet eşyaları (takılar) taşınmıştır. Bu ticaret yolları, ticari ürünlerin yanı sıra kıtalar arasında kültür alışverişine de imkân sağlamıştır.

2)Ticaret yolları üzerindeki ulaşım, kervanlar vasıtasıyla sağlanırdı. Kervanların en büyük yük taşıyıcısı develer, katırlar veya atla çekilen tekerlekli taşıtlardı. Denizaşırı ulaşım, insan veya rüzgâr gücü ile gerçekleşirdi.

Hanlar; kervanların indiği, malların depolandığı, atölyelerin bulunduğu ve ticaretin yapıldığı yerlerdi. Genellikle şehir merkezlerinde bulunurdu.

Arasta, aynı esnaf grubuna ait dükkânların bir sokak üzerinde sıralanması ile meydana gelmekteydi.

Ribatlar ise İslamiyet’in ilk dönemlerinde daha çok korunma, savunma ve askerî amaçlı inşa edilerek karakol veya ordugâh olarak kullanılırdı. XI. yüzyıldan sonra sınırların genişlemesiyle birlikte iç bölgelerde kalan ribatlar, işlev değiştirerek ticari konaklama amacıyla kullanıldı. Bu yapı örneklerinin çoğu İpek Yolu gibi ticari yollar üzerinde bulunmaktaydı.

Kökeni ribata dayanan kervansaraylar da kervanların güvenliği ve konaklaması için ana yol kenarında tesis edilirdi. Kervansaraylar genellikle 8-10 saatlik yürüyüş mesafesinde, 35–40 km  aralıklarla kurulurdu.

Pazar ve panayırlar: Orta Çağ’ın ekonomik örgütlenmesinin en çarpıcı özelliklerindendir. Farklı coğrafyalarda değişik adlarla anılsalar da ikisinde de amaç aynıdır. Günümüzdeki fuarlara benzeyen panayırlar, XIII. yüzyılın sonuna kadar pek çok ülkenin ticaretinde önemli rol oynamış ve ekonomik hayata da canlılık getiren önemli bir unsur olmuştur.

Türk İslam şehirlerinde sıkça görülen kapanlar, toptan ticaretin yapıldığı yerlerdi (yağ kapanı, un kapanı gibi).

Bedesten: Değerli eşyaların satıldığı veya saklandığı yerler olan bedestenler uluslararası ticaretin varlığına işaret ederlerdi. Bedestenler, taş duvarları ve kurşun kaplı çatıları ile sağlam bir kale görünümündeydi.

Not: Ekonomik açıdan önemli olan madenî paranın ortaya çıkışı ise ticari ve mali gelişmeleri kolaylaştırdı. Anadolu’da yapılan kazılarda bulunan ilk para örnekleri MÖ VII. yüzyıla ait olup bunları Lidya kralı bastırmıştır. Yunan kıyı şehirlerinde bazı girişimci tüccar veya bankerlerce reklam aracı olarak bastırılan para, kısa süre sonra devlet tekeli hâline dönüşmüştür. Paranın üstündeki kral resmi ya da şehir sembolü, parayı bastıranın gücünü ve ihtişamını göstermiştir.Krallar için para basmak bir egemenlik sembolü olduğu kadar aynı zamanda ekonomik açıdan da önemlidir. Metal sikkelerden yapılan ilk paralar, genellikle altın ve gümüşten basılmıştır.

 

Google+ WhatsApp