Kötü bir kabus kötü bir rüya, bu bir senaryo değil!

Kötü bir kabus kötü bir rüya, bu bir senaryo değil!

Kutsal bir ay, Recep ayı, Kutsal Bir gün Regaip Kandili ve savaşmanın haram kılındığı bir ümmetin iki müslüman evladı birbiriyle savaşa tutuşuyor. Osman babanın evlatları birbirine silah çekiyor. Kılıçlar kınından çıkıyor ve silahların tetiğine basılıyor.  Oysa Kur'n'da Müslüman'ın müslümanla savaşması haram kılındığı halde, neden! 

2014 yılından beri savaşın ayak seslerinin korkusuyla uyuyor ve o korkuyla uyanıyorduk. Nihayetinde o korkunun acı hislerini  yaşamaya başlatıldık.

Evine ateş düşen ailelerimizin başı sağ olsun. 

Bundan sonra olayların gelişimi nasıl olabilir?  Batılı devletler zaten bizim Suriye'ye saldırmamızı yıllardan beri istiyorlardı. Bir taşla iki kuş. Çantada keklik misali bu Batılı Emperyalist devletlerin istediği bir olaydı.  Batı önce bizi gaza getirir,  biz orada Suriyelileri kırar, biçer ve zafer naraları içinde belki Şam’a gireriz. Ya sonrası?  Ya Batılı devletler 1815 yılında Viyana Kongresi’nde aldıkları Şark Meselesi sorununu halletmek için Anadolu’’dan Türkleri atma planlarını tekrar yürürlüye koyarlarsa!  Masalarının üzerinde duran Sevr Antlaşmasını yürürlüğe koymak isterlerse, Lozan Antlaşmasının hükümlerini tanımıyoruz derlerse….. Bunun için Veto yetkisine sahip ülkeler bir araya gelerek Türkiye’yi vurma kararı alırlarsa. Ülkemizi bölmeye yönelik terör örgütlerini desteklemeleri bunun bir göstergesi değil mi?

Zaten ellerinde yeterli derecede bombaları var. Depolarında yığınlarca silah ve toplar var. Dünyayı defalarca yok edecek silah ve cephaneleri var. Yeni silahlar ortaya çıkmış bu silahları ve bombaları ellerinden bir şekilde çıkarmaları gerekir. Veto yetkisine sahip ülkeler Türkiye'yi Suriye’den çıkmaya, Savaş tazminatı ödetmeye, İŞİT  gibi bazı terör gruplarına yardım ettiğimiz iddiası ile, I. Dünya Savaşı’nda Sürgün edilen Ermenilere Savaş tazminatı ödememizi isterlerse ne yapabiliriz?

Savaş tazminatını ödemek istemezsek gelir getiren kaynaklarımıza el koymak için yeni bir Duyun-u Umumiye kararları yürürlüğe sokmaya çalışırlarsa…..

 Suriye’de yaşanan tüm kiriz ve olayların faturasını Türkiye’ye kesmeye çalışırlarsa.... Bunun örnekleri var. Yugoslavya’yı Boşnaklı Müslümanların üzerine kışkırttılar sonra Yugoslavya'yı bombaladılar.

 İrak Devrik Lideri Saddam önce İran üzerine kışkırttılar bu yetmedi Kuveyt üzerine yürüttüler sonra Irak bombalandı. ABD'nin İkiz kulaleri vuruldu, bunu üç beş Afgan çapulcunun üzerine yıktılar sonra Afgan halkının başına bomba yağdırdılar. Tüm bunlarla karşı karşıya kalabiliriz.

Ortaya çıkacak daha kötü bir vahame Batı dünyası Osmanlının kuyruğuna bastığı kuyruk acısını unutmamıştır. 500 yıl boyunca Türk atlarının nal seslerinin korkusuyla uyuduklarını ve o korkuyla uyuduklarını söyleyen Bir Batı dünyası karşımızda var. Almanya’da Nazilere büyük bir destek olduğu ile ilgili kulağımıza gelen duyumlar var. Şayet böyle bir olay varsa Avrupa'daki türkleri çok çetin ve korkunç günler bekliyor demektir. 80 milyon Türk milletinin mehmetçiğinin arkasında olması nedeniyle Türk milleti ordu millet özelliğini hala koruduğunu gösterir. İşte bu durum Avrupalı devletleri ürkütüyor. Bu nedenle Avrupa’daki Türklerin çokluğu Avrupa devletlerin gözüyle bakacak olursak onlar açısından büyük bir tehdit olarak görmekteler. Bu nedenle böylesi kara bir gün ile karşılaşmamak veya atlatmak için çareler aranmalı akılcı çözümler üretmeliyiz diye düşünmekteyim. Atatürk'ün dış politikada uyguladığı "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" politikasına dönmeliyiz diye düşünmekteyim.

 

Vedat AKBULAK

Google+ WhatsApp