İSPANYOL –GRİBİ VE I. DÜNYA SAVAŞININ SONA ERMESİ

İSPANYOL –GRİBİ VE I. DÜNYA SAVAŞININ SONA ERMESİ

ABD'nin gizli emellerine İspanyol Grip Engeli

İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918 - 1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır.
İspanyol Gribi denmesinin sebebi, İspanya I. Dünya savaşına girmemişti. Savaşa girmediklerinden dolayı gribin etkisini takip ederek bilgilendirme yaptılar. Bundan dolayı bu isimle anıldı.
Dünya genelinden 500 milyondan fazla kişiye bulaşması sonucu 18 ay içinde 50 ile 70 milyon arasında insanın ölümüne sebep oldu.
Salgının ilk dalgasında 25 milyon insan öldü.  İspanyol gribinin bir özelliği; 25-34 yaş arasındaki erişkinlerde  çok daha fazla etkileyerek ölümlere neden olmasıdır. Özellikle askere alma ve savaş esirleri kampları gibi insanların büyük konsantrasyonlarda buluştuğu yerlerde, bir çırpıda çok sayıda insan grip enfeksiyonuna  yakalandı. "Çoğu akut solunum yetmezliğinden öldü.
 I. Dünya Savaşı'nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına almış hatta dört yıl süren I. Dünya Savaşı'nın sona ermesinde önemli bir etken olmuştur. İlk vaka 1918 senesinin ilkbahar aylarında meydana geldiğinde askerde moral kırıklığı yaratmasın diye gizli tutulmaya çalışılarak sansürleme yoluna gidildi. 

Hastalığın belirtileri ve etkileri ise şu şekilde kendisini göstermiştir:
Burun kanaması
Zatürre
Ensefalit (Beyin dokusunun iltihaplanması)
40 dereceyi geçen ateş
Nefritik sendrom gibi böbrek problemleri

1918 yılının Ağustos ayı itibari ile Avrupa’da salgına karşı bazı tedbirler alınmaya başlandı. 
Şüpheli vakaların bildirilmesi zorunlu hale getirildi.
 ve okul veya askeri yerleşkeler gibi insanların birarada bulunduğu ortamlarda hastalığa dair sıkı takip gerçekleştirildi
Ekim ayı itibari ile önlemleri artırıldı. Bu kapsamda sinema ve tiyatro salonları gibi insanların bir araya geldiği işletmelerin faaliyetlerini durdurdu. 
Kiliselerde pazar ayinleri vaazların süresi 5 dakika ile sınırlandırıldı.
Toplu taşımalarda yolcu sayısı azaltıldı. 
Önlemlere rağmen İspanyol salgının önüne geçilemedi. Ölü sayısının aşırı arttığı bölgelerde, İspanyol Gribinden hayatını kaybeden insanların cesetlerinin toplandığı özel alanlar belirlendi ve cenaze törenleri yasaklandı. 
İlk altı ayı içerisinde yaklaşık olarak 25 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. 3. dalgada ise çok daha fazla insan hayatını kaybetti.

İspanyol gribi ölümleri  1. Dünya savaşında hayatını kaybedenlerden daha fazla oldu. I. Dünya Savaşı nedeniyle ölen toplam sivil ve asker sayısı 18-21 milyon civarında olmuştu. 
Bu arada Padişah Mehmet Reşat ve oğlu, II. Abdulhamit iki -üç  ay aralıklarla şüpheli bir şekilde ölmüş yerine Sultan Vahdettin tahta geçtiğinde, bir oldu bittiye getirilerek Osmanlı Devleti yenik sayılmıştı. Sultan Vahdettin'nin emri üzerine 130 bin ile150 bin arasındaki Osmanlı kuvvetleri İngilizlere, 90 bin Osmanlı askeri ise Ruslara teslim olmuştu. Padişah Vahdettin ise kendisini Karaların ve Denizlerin imparatoru ilan ederek İngiliz insiyatifine güvenerek tahtını sağlamlaştırmaya çalışmıştı. 
İttilaf Kuvvetleri Türklere şartları çok ağır Mondros Mütarekesi imzalattırılmıştı. Mondros Ateşkes Antlaşmasının şartları çok ağır olduğundan Türkler Mustafa Kemal başkanlığında Kurtuluş Savaşını başlattığında İngilizler; ABD, Hindistan ve diğer sömürge ülkelerinden gerekli takviye kuvvetini sağlayamadılar. Çünkü 1918 yazında, virüs toplu yaşam  alanlarda yaşayan askeri birimler arasında yayıldı. İlk dalgasında çok sayıda yıkıcı sonuçlar doğurdu. Salgın nedeniyle savaş sona erdiğinde ise hayatta kalan virüs taşıyıcıları eve geri döndüklerinde, virüsü kalabalık kutlamalarda yeni kurbanlarını buldu ve siviller de hasta oldu. 1919 yılının ilkbaharında ise üçüncü bir dalga yaşlılar ve çocukları vurdu. Böylece hayatını kaybeden ölü sayısı 50 milyonu aşmış oldu.  

 

Amiral Bristol ve General Harbord'un Gizli Emellerine Pandemi (İspanyol Gribi) Engeli

Amiral Bristol kimdir? Amiral Bristol'ın Biyografisi - Yeni Alanya Gazetesi

I. Dünya savaşı sonrası Amiral Bristol, Batı Anadolu’da, General Harbord ise Doğu Anadolu’da İtilaf kuvvetleri üst düzey komutanları ile birlikte ekim 1919 ve Nisan 1920 yıllarında Keşif gezisinde bulunmuşlardı. 

Her iki generalin görünürdeki amaçları Türkler mi Rumları yoksa Rumlar mı Türkleri katletti amacıyla Anadolu’da inceleme yapmışlar ve tuttukları Raporda bölgedeki karışıklıkların Türklerden değil Rumlar’dan ve Ermenilerden kaynaklandığını belirtmişlerdi.  Yapmış oldukları incelemeler sonucunda: Türk nüfusunun daha fazla olduğu raporunu tutmuşlar.
Oysa bunların gizli bir amacı vardı, bölgenin stratejik noktalarını belirlemek ve yapacakları takviye kuvvetlerle Türkleri yok etmekti.  
Bu dönemlerde ise Anadolu’da düşman işgali tehlikesi karşısında Türk Milletini uyarmak ve düşmana karşı direnişe geçirmek amacıyla yurdun çeşitli yerlerinde kongreler düzenlenmekteydi. 

ABD tereyağından kıl çeker gibi hiçbir engel ve direnişle karşılaşmadan Anadolu’yu egemenlik altına almak istiyordu. Bu yönde propagandalar yaptırmaktaydı. Bu nedenle mevcut kongrelerde Mustafa Kemal tam bağımsız bir devlet kurmak için konuşma yaparken, bazı kuvvet komutanları ve mebus üyeleri ise Amerikan mandasını savunmaktaydı. Halide Edip Adıvar da ABD mandasını savunan düşünürlerden birisiydi. 

En karanlık  günlerin yaşandığı ve makus tarihin nakış nakış işlendiği günlerde bile  bir umut ışığı olmalıydı. Tüm alem Allah’ın huzurunda olduğuna göre özgürlük meşalesinin  tutuşturulması en akıllıca verilmiş karar olmalıydı.

Bu arada General Harbord’un Mustafa Kemal ile ilginç bir konuşması var. General Horbord Mustafa Kemal’i ABD’ mandasına girmeye davet eder. İtilaf devletlerine karşı direnmeyi ise bir intihar olacağını belirtir. 
 Mustafa Kemal’in ise cevabı aynen şöyledir: “Bir serçe gibi emperyalizmin pençesinde çırpınarak ölmektense babalarımızın kahraman evlatları gibi çarpışarak ölmeyi tercih ederiz” der ve böylece ABD mandasına girmeyeceklerinin sinyallerini verir. 
ABD’nin teklifi üzerine Yunanistan’da seferberlik ilan edilir ve eli silah tutan tüm Rum gençleri zorunlu olarak askere alınıp Anadolu’ya getirilerek Batı Anadolu’da işgale başlanır.
Türkler direnişe geçtiğinde ise ne İngilizler, ne de ABD ne de diğer itilaf kuvvetleri Yunanistan’ın yardımına gelemedi. ABD’ İspanyol gribi nedeniyle çok aciz durumuna düşmüştü. 

Yunanlılar, güçlü Türk taarruzu karşısında pek fazla dayanamayarak çözülme başladı.  Yunan askerleri Türk süngüsü altında ölmektense denizde boğulmayı tercih etti. Denize atlayarak Yunan sahiline varmaya çalışan Yunanlı askerler, denizde çırpınarak can verdiler. 
Böylece Batılı emperyalistlerin Türkleri Anadolu’dan atma hevesleri kursaklarında kaldı. 

Sözlerimi Kur’an-ı Kerimin bir ayeti ile sonlandırmak istiyorum: "Allah, dilediğini yardımıyla destekler ve güçlendirir. Elbette bunda, görecek gözleri olanlar için kesin bir ibret vardır."1 

"Ey mü’minler! Siz, insanların iyiliği için yeryüzüne çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Çünkü siz usûlünce iyilikleri ve güzellikleri emredip yayar; kötülük ve çirkinlikleri yasaklayıp önüne geçmeye çalışırsınız. Bunu da zâten Allah’a inandığınızdan dolayı, onun bir gereği olarak yaparsınız. Ehl-i kitap da iman etseydi, elbette kendileri için hayırlı olurdu. Gerçi içlerinde inananlar da var, fakat onların çoğu dinden çıkmış fâsıklardır."2 

ALLAH BAYRAĞIMIZI ŞANLI, ORDUMUZU GÜÇLÜ, MİLLETİMİZİ DİNAMİK, ULUSUMUZU HAK YOLUNDA YÜRÜYEN, HUKUKUMUZU ADİL, GENÇLİĞİMİZ BAŞARILI, CUMHURİYETİMİZİ DAİM İLELEBET KILSIN. 
CUMHİRİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN. 

ABD Temsilcisi ve İtilaf komutanları heyetinin karşılanma töreni

KAYNAKÇA:

*1 Al-i İmran 13

*2 Al-İmran 110, 113  

aerzteblatt.de: https://www.aerzteblatt.de/archiv/197155/Spanische-Grippe-Ein-Virus-Millionen-Tote
  MEDICALPARK: https://www.medicalpark.com.tr/ispanyol-gribi/hg-2471

Google+ WhatsApp