Günlük Konuşma 2 (Türkçe-İngilizce ve Almanca)

İNGİLİZCE

TÜRKÇE

ALMANCA

MY AMERICAN COUSIN

 

Good Morning!

This is Radio Cool.

İt's eight o'clock!

-Eight o'clocak...

Half past eight!

Oh no!

It's half past eight!

It's nine o'clock!

I'm late!

 

AMERİKALI KUZENİM

 

Günaydın!

Bu Radyo Soğutma.

Saat sekiz!

-Onun kahretsin ...

Sekiz buçuk!

Oh hayır!

Saat sekiz buçuk!

Saat dokuz!

Geciktim!

 

MEIN AMERIKANISCHER COUSIN

Guten Morgen!

Das ist Radio Cool.

Es ist acht Uhr!

-Eacht o'clocak ...

Halb neun!

Ach nein!

Es ist halb neun!

Es ist neun Uhr!

Ich bin spät!

 

He, forgot  phone at home.

He forgot the his phone on  desk.

 

 

O, evde telefonunu unuttu.

Telefonunu masanın üzerinde unuttu.

 

Er, vergaß Telefon zu Hause.

Er hat sein Telefon auf dem Schreibtisch vergessen.

 

He forgot  mobile phone at the home.

It was late.

He left home quickly.

 

Evde cep telefonunu unuttu.

Geç olmuştu.

Evden hızlıca çıktı.

 

 

Er hat das Handy zuhause vergessen.

Es war spät.

Er ging schnell von zu Hause weg.

 

forget.

leave

 

Deniz? It's me...Brad!

 

unutmak.

ayrılmak

 

Deniz? Benim ... Brad!

 

vergessen.

verlassen

 

Deniz? Ich bin es ... Brad!

 

Three o'clock.

Half past ten.

Half past four.

Six o'clock.

 

Saat üç.

On buçuk.

Dört buçuk.

Saat altı.

 

Drei Uhr.

Halb elf.

Halb fünf.

Sechs Uhr.

 

-Oh no, I'm sorry!

-That's OK. Sorry!

 

-Hayır, özür dilerim!

-Bu iyi. Affedersiniz!

 

Oh nein, tut mir leid!

-Das ist ok. Es tut uns leid!

 

-Here's your Wallet.

-Thank you. 

 

- Cüzdanınız burada.

-Teşekkür ederim.

 

- Hier ist dein Geldbeutel.

-Vielen Dank.

 

My pen, thanks.

Where's may cell phone?

 

Kalemim, teşekkürler.

Cep telefonu nerede?

 

Mein Stift, danke.

Wo ist Handy?

 

-Here it is.

-Thanks.

-Is that everything?

 

-İşte burada.

-Teşekkürler.

-Hepsi bu mu?

 

-Hier ist es.

-Vielen Dank.

-Ist das alles?

 

-Yes. Oh no, my ID...

-Great photo!

 

-Evet, hayır, kimliğim ...

-Müthiş fotoğraf!

 

- Ja. Oh nein, mein Ausweis ...

-Tolles Foto!

 

-Thanks!

-Well. Have a nice day? 

-You too!

 

-Excuse me! Your keys!

-Oh my keys! Wow, yes! Thank you!

 

-Teşekkürler!

-İyi. İyi günler?

-Sen de!

 

-Affedersiniz! Senin anahtarların!

-Ama anahtarlarım! Vay be, evet! Teşekkür ederim!

 

-Vielen Dank!

-Gut. Einen schönen Tag noch?

-Gleichfalls!

Deine Schlüssel

-Entschuldigen! Dein Schlüssel

Oh meine Schlüssel! Wow, ja! Vielen Dank!

 

That's ok, you're welcome.

-Well, goodbye.

-Bye. 

 

 

 

Herşey yolunda.

-Peki görüşürüz.

-Hoşça kal.

 

 

 

Das ist in Ordnung, gern geschehen.

-Na dann auf Wiedersehen.

-Tschüss.

 

 

SECTION: 2

 

BÖLÜM 2

 

SEKTION 2

-International News Agency.

 

-Uluslararası Haber Ajansı.

 

-Internationale Nachrichtenagentur.

 

Good morning! Jessica Miller speaking.

 

Günaydın! Jessica Miller konuşuyor.

 

Guten Morgen! Jessica Miller spricht.

 

-Oh, hi. Is Deniz Yıldırım there!

-No, I'm sorry. He's not here right now.

 

Merhaba. Deniz Yıldırım orada mı!

-Hayır ben özür dilerim. O şu anda burada değil.

 

-Oh hallo. Ist Deniz Yıldırım da?

-Nein, tut mir leid. Er ist gerade nicht hier.

 

 -Can I take a message?

-Yes, Please. Can you ask him to call me?

 

 -Bir mesaj alabilir miyim?

-Evet lütfen. Ona beni aramasını söyleyebilir misin?

- Kann ich eine Nachricht entgegennehmen?

-Ja bitte. Kannst du ihn bitten, mich anzurufen?

-Sure. No problem. What's your name?

-It's Brad Armstrong.

-Emin. Sorun değil. Adınız ne?

- Brad Armstrong.

-Sicher. Kein Problem. Wie heißen Sie?

- Es ist Brad Armstrong.

 

-Is that B-R-A-D?

-Yeah, that's right.

-And how do you spell your last name, please?

 

- B-R-A-D mi?

-Evet bu doğru.

Soyadını nereden anlıyorsun, lütfen?

 

-Ist das B-R-A-D?

-Ja das ist richtig.

- Und wie buchstabieren Sie bitte Ihren Nachnamen?

-It's A-R-M-S-T-R-O-N-G

-And what's your phone number?

-It's...001 tt3 555 1243

-Bu, A-R-M-S-T-R-0-N-G

-Ve telefon numaranız nedir?

-Bu ... 001 tt3 555 1243

-Es ist A-R-M-S-T-R-O-N-G

-Und wie ist deine Telefonnummer?

-Es ist ... 001 tt3 555 1243

-Yes, that's right.

-OK. I'll get Deniz to call you.

-Thank you. Bye.

-Goodbye.

 

-Evet bu doğru.

-TAMAM. Deniz seni arayacak.

-Teşekkür ederim. Hoşçakal.

-Güle güle.

-Ja, das ist richtig.

-OK. Ich werde Deniz dazu bringen, dich anzurufen.

-Vielen Dank. Tschüss.

-Auf Wiedersehen.

ALMANCA DA OLUMSUZ CÜMLE YAPIMI

Almancada iki çeşit olumsuzluk sözcüğü vardır.

1 “Kein, Keine” söcükleri ile yapılıyor

2 “nicht” sözcüğüdür. Türkçe’ye “değil” ya da cümlenin fiiline eklenen bir olumsuzluk takısı ile çevrilir.

kein, keine

nicht kein Deutsch sprechen

kein Türkisch sprechen

değil,

değil,

Almanca konuşmamak

Türkçe konuşmamak

Was sprichst du?

Ich spreche Deutsch.

Wie sprichst du Deutsch?

Ich spreche gut Deutsch.

Sen ne konuşuyorsun?

Ben Almanca konuşuyorum.

Sen nasıl Almanca konuşuyorsun?

Ben iyi Almanca konuşuyorum.

Wer spricht?

Kaan spricht.

Was spricht er?

Er spricht Türkisch.

Wie spricht er Türkisch?

Er spricht gut Türkisch.

Kim konuşuyor?

Kaan konuşuyor.

O ne konuşuyor?

O Türkçe konuşuyor.

O nasıl Türkçe konuşuyor?

O iyi Türkçe konuşuyor.

 

Wer spricht Deutsch?

Steffi spricht Deutsch.

 

Kim Almanca konuşuyor?

Steffi Almanca konuşuyor.

Wie spricht Steffi Deutsch?

Sie spricht sehr gut Deutsch.

Was sprichst du?

Ich spreche Deutsch.

Steffi nasıl Almanca konuşuyor?

O çok iyi Almanca konuşuyor.

Sen ne konuşuyorsun?

Ben Almanca konuşuyorum.

 

Wie sprichst du Deutsch?

Ich spreche sehr schlecht Deutsch.

Ich spreche nicht.

Kaan spricht nicht.

 

Sen nasıl Almanca konuşuyorsun?

Ben çok kötü Almanca konuşuyorum.

Ben konuşmuyorum.

Kaan konuşmuyor.

Deniz spricht wenig.

Burak spricht viel.

Wir sprechen kein Deutsch.

Ihr sprecht kein Türkisch.

Burak spricht sehr gut Türkisch.

Kaan spricht kein Deutsch.

Deniz spricht kein Türkisch.

Deniz az konuşuyor.

Burak çok konuşuyor.

Biz Almanca konuşmuyoruz.

Siz Türkçe konuşmuyorsunuz.

Burak çok iyi Türkçe konuşuyor.

Kaan Almanca konuşmuyor.

Deniz Türkçe konuşmuyor

Wer spricht?

Ich spreche?

Kim konuşuyor?

Ben konuşuyorum.

 

Google+ WhatsApp