Anlayamadığım Şey veya Şeyler!....
ANLAYAMADIĞIM BİR ŞEY
Bazen hatta çoğu defa bir çok şeye şaşırıp kalıyorum, öğlesine yerimde dona kalıyorum.
Sen birinin yaptıkları hakkında onlarca delil sunuyorsun, ama bir türlü inandıramıyorsun. Gün gelir devran geçer zamanı gelir ve adamı uyarıda bulunduğun şahsa zarar verdiğinde uyanıveriyor ki ama iş işten geçmiştir. Neden beni bu adamın tehlikesine karşı uyarmadınız, diyerek bir de sitem eden şahıslar!...
Oysa biz onun bir akrep olduğunu onlarca hadiseyle anlatmamıza rağmen bize inatla ne “güzel bir dost” demişti. Şimdi akrep zehrini akıttığında ancak akrebin ölümcül bir düşman olduğunu anlayabiliyor. İllah zehrini akıtması mı gerekiyordu? Bu bir hastalık başlangıcıdır diye düşünmekteyim. Ya gözlerinin içine bakarak tüm çıplaklığı ve delillerine rağmen bir akrep ısırdığında tepki göstermeyerek, bu ne kadar güzel tatlı bir his, bu histen daha güzel bir duygu olabilir diyen birisine siz ne dersiniz?
Kanaatimce “Bu adam ya deli ya da hasta” dersiniz. Hem de öğle bir hasta ki akrep defalarca sokmasına rağmen bu zehrin acısını hissetmiyor ve tam tersine bir tepki gösteren bir adamı hayel edin.
Maalesef günümüz toplumu öğle. İnsanlarımız hastadır ve hastalıklarının da farkında değiller. İşte bu en kütü ve devası olmayan bir hastalıktır.
Ben Van’da bir gün tesadüfen bir partinin konuşmasına katıldım. Ankara’dan partinin genel başkanı ve üst düzey yardımcıları gelmişti. Ben ağzım kirlenmesin diye bu partinin ismini zikretmek istemiyorum, siz hangi partiden bahsettiğimi anlarsınız, her halinde.
Parti temsilcisi bir otobüsün üzerinden kendi sempatizanlarına yönelik konuşma yapıyordu. Konuşmalarında PKK’yı öven o kadar sözler sarf etti ki, ben kendi kendime, artık bu parti konuşmaları ile kendisini bitirdi. İki üç güne kalmaz üyeler tutuklanır, parti kapatılır diye düşünmüştüm. Akşam 7 ve 8 haberlerine baktım. Ne yazık ki parti hakkında her hangi bir soruşturma olmamıştı.
Yahu ben anlayamıyorum, bir terör örgütü senin hemen her gün en az 10 askerini öldürecek!..... Bu bir ayda 300 Mehmetcik’in şehit olması demektir. Ayda üç yüz ocağı tüten ailenin yıkılması demektir. Böylesi yıkıcı ve bölücü terör örgütünü temsil eden bir siyasi parti TBMM’de cirit atıp ahkam kesecek!... Böylesi bir partiyi kapama girişiminde olanlara karşı ise demokrasi havarisi kesilmesi!...Ne demek!... Ben anlayamıyorum ve kelimelerle ifade edemiyorum.
Başka bir anlayamadığım şey ise ABD’nin açık şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıpratmaya, hırpalamaya, hatta yıkmaya yönelik tüm terör örgütlerinin arkasında olması ve ülkemize karşı her türlü siyasi, askeri, ekonomik yardımlarını terör örgütüne yapması!....... Hatta ülkemizi yıkmaya yönelik kurulan terör örgütlerinin arkasındadır, kuruluşlarında rol oynamıştır ama biz tüm bunlara rağmen müttefikimiz, dostumuz olduğunu inatla söylüyoruz. Bu da demek oluyor ki toplumumuzun bir kısmı hastadır ama hastalığının da farkında değildir.
Çocuk büyütmek çok zor. Bu ölen genç askerlerimiz dometes tarlasında bir iki ayda yetişmiyor. Bunlar insan. Bunların bir annesi bir de babası var.
Bunların bir yuvası var. Yüce Allah yuva kurmuş aliler için ailem diyor. Aileyi yıkmak Allah'u Teala'nın ailem dediği kutsal bir kuruluşu yıkmaktır. Aile Allah’ın gözünde vatandan, ülkeden ve devletten daha kiymetlidir. Çünkü ülke üzerinde kurulan devletin görevi aileyi korumaktır. Hatta aileyi korumak birinci vazifesidir. Yani aileyi korumak için devlet kurulur. Ülkeyi vatan yapan kutsallaştıran üzerinde kurulan devlet değildir. Ülkeyi yani vatanı kutsallaştıran şey üzerinde yaşayan millet veya halklardır. Halkı da değerli kılan en önemli oluşum ailelerdir. Aile bir kuruluştur. Yasal hak ve dayanakları vardır. Kurulmuş aileye Türkler ocak der. Çünkü eve canlılık katan evdeki yanan ocaktır. Ocak üzerinde kaynayan bir tencere ve o tencerede pişen yemeğe uzatılan eller var. Her el o yemekten alıp yediğinde, Allah’ın verdiği nimetlere şükrettiğinde, Allah bundan hoşnut olur ve Allah böyle bir aileden övgü ile meleklerine anlatır. Ve böylesi bir aileye ailem der.
İnsanları ölüme göndererek kurulu ocakları söndürmeyin. Bunun vebalı ağırdır. Ahiret’te hak Teala katında bunun vebalini ve hesabını ödeyemezsiniz.