Seda ÇİFTÇİ (10 TM/C) (Erciş Lisesi)
Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren mütahidine; çalıştığı konut yapım işçiliğinden emekli olmak istediğini söyledi. Eski ücretini elbette özleyecekti ama emekli olmak ve daha hür bir hayat sürmek arzusundaydı. Müteahit iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan kendisine iyilik olarak son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz uygun buldu ve işe girişti. Fakat gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek çok kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı, kalitesiz malzeme kullandı. Her şeyi aceleye getirdi. Kendini adamış olduğu mesleğine
böyle son vermek ne talihsizlikti!
İşini bitirdiğinde işveren evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. “Buyurun, güle güle oturun! Bu ev senin! Sana benden hediye” dedi. Marangoz şoka girdi ve ne kadar da utanmıştı!
Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman onu böyle yapar mıydı hiç?
Bizim için de bu böyledir. Gün bugün kendi hayatımızı kendimiz kuracağız. Çoğu zaman da yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Eğer tekrar yapabilirsek çok daha farklı yapardık. Ne var ki; geriye dönemeyiz.
Marangoz sizsiniz. “Hayat, kendin yap tasarımıdır. Bugün tercih ettiğiniz davranış ve seçimler yarın yaşayacağınız evi kurar. Öyleyse onu akıllıca kurun ki güle güle oturabilesiniz.