Hz. Peygamberimizin Ramazan Ayına Özel Verdiyi -Şabaniye Hutbesi

23 Nisan Ulusal Egemenlik

"Rabbim, bu ayın saygınlığını korumayı ve bu ayın saygınlığına hürmet etmeyi bize nasip et." Amin.
Üç ayların içindeyiz. Recep, Şaban geride kaldı ve şimdi Ramazan ayı içinde bulunmaktayız. Ramazan ayı ile ilgili konuşma yapmadan önce biraz Recep ve şaban ayından bahsetmek
istiyorum. 
 Recep ayı, Allah’ın mağfiret yani bağışlanma ayıdır. Bu ayda Yüce Allah istiyor ki sevapları mümin kullarının üzerine döksün. Bu bakımdan Recep hem cennetteki bir ırmağın adıdır, kelime manası ise sevapları kulların üzerine dökmek anlamında Recep denmiştir. 
Yüce Allah yaratıkların içinden İnsanı seçmiş, meleklerin içinden dört büyük meleği seçmiştir. Dört büyük meleğin  içinden de Ruhu’l Küddüsü seçmiştir.
Zamanın içinden seçtikleri vardır. Haftanın günlerinden Cumayı, ayların içinden ise Recep, Şaban ve Ramazan ayını seçmiştir. İnsanların içinden peygamberleri seçmiştir. Peygamberlerinin içinden de Hz. Muhammed (sav.)’i seçmiştir. Evlerden de seçtiği bir ev vardır, o da Kâbe’dir.

Bir diğer seçilmiş ay "Şaban Ayı"
Şaban ayı şerefli bir aydır. Hadislerde Recep Allah’ın, Şaban Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’ın ve Ramazan Ayı ise Ümmetin ayı olduğu vurgulanmıştır. 
Şaban ayında Allah rızıkları artırır.
Cennet Ramazan Ayı’na hazırlık için süslendirilir.
Günahlar affedilir.
Allah bu ayda oruç tutanlar için övünür ve bu övüncünü meleklerle paylaşır.
 
Şaban ayında edilecek dua; Allahım! Levh-i Mahfuz senin katındadır. Eğer ismim iyilerin defterinde ise, orada sabit kıl, kötülerin defterinde ise iyiler, Salihler defterine yaz. Kalpleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren ancak sensin. Kalbimi dininde sabit kıl; gecenin hürmetine bizi berat edenlerden eyle!” diye Şaban ayına has bir duadır.
Ehlibeyt’ten rivayet edilen bir hadiste; "Kim Şaban ayının son üç gününü oruç tutup, Ramazan ayına birleştirirse, Allah-u Teâlâ onun için iki ay art arda tutulan orucun sevabını yazar,” buyrulmuştur.
Allah'ın Mağfiret ayı, Ramazan ayı; her aydan daha hayırlı, her günü diğer bütün günlerden daha faziletlidir. Bu ay öğle bir aydır ki, bu ayda sen misafirsin Allah ise ev sahibidir.
Rahmet kapıları sonuna kadar açık ve Allah'ın sofrasında olmayan bir nimet yok. O sofraya oturmak ve o nimetlerden faydalanmak ancak bu ayda yani Ramazan ayında oruç tutanlara nasip olur.  Yani biz insanlar rahmet ayı olan Ramazan’da Allah’ın misafiri konumundayız.
     Resul-u Ekrem bir hadiste "Bu ayda her nefes; Allah'ı zikir eden bir tespih, Müminlerin uykuları ise bir ibadet hükmündedir. Tövbe kapıları ise sonuna kadar açılmıştır. Her kim bu ayda bir farzı yerine getirirse 70 kat daha sevaplıdır. Her kim bu ayda 1 ayet okursa bir Kur'an hatmetmiş sayılır." buyurmuşlardır.
Başka bir hadiste ise şöyle buyrulmuştur: ”Eğer insanlar Ramazan ayında Allahı'ın vereceği nimetlerin neler olduğunu bilselerdi diğer tüm ayların Ramazan olmasını ister ve tüm günlerini oruç tutarak geçirirlerdi.
     Bu ayda günahkârlar için beraat belgesi hazırlanır. Bu nedenle bu ayda tövbe etmek gerekir. Tövbe için -Geçmişte işlenen günahları terk ederek pişmanlık duyulmalıdır.
    Bakara Suresi’nin 185. Ayetinde: “Ramazan ayı, bir aydır ki insanlara doğruyu bildiren, doğruluğa ait apaçık delillerden ibaret olan, Hak ile Bâtıl’ı ayırt eden ve tüm insanların hidayeti için Kur'ân, bu ayda indirildi. Sizden kim, bu aya erişirse orucunu tutsun. Hasta olan ve yolcu bulunan, hastalığında, yolculuğunda orucunu yer, sonra yediği günler kadar tutar. Allah sizin için kolaylık diler, güçlük değil. Bu da sayıyı tamamlamanız, Allah'ın size doğru yolu göstermesine karşılık onu ululamanız içindir, böylece de ona şükretmiş olabilirsiniz. ” buyrulmaktadır.
        Ramazan ayı kıymetli bir aydır. Ramazan ayını kıymetli kılan tutulan oruçtan değil bu ayda inen Kur’an bu ayı değerli kılmıştır.
Kur’an’da isminden bahsedilen tek ay Ramazan ayı olduğu için “Ramazan-ı Şerif” denmiştir.

Ramazan ayının kelime manası Arapça olarak yanmak, yakmak anlamına gelir. Yakılan bu şeyin ne külü kalır, ne de dumanı. Pekî yakılan şey ne “günahlar” yani işlediğimiz günahların yakılmasıdır. Bu da ancak bu ayda tövbeyle olmaktadır. Bu ayda tövbe ile kulların işledikleri günahların tümü Allah tarafından yakılıyor ve insan ter temiz olur.  

Bu ayda:
     -Günahlar bağışlanır
     -Sevap kapıları açılır.
     -Allah rahmet kapılarını açar.
     -Bir yıllık kader bu ayda belirlenir, rızıklar bu ayda kararlaştırılır.

 Kur’an bütün insanlık için kurtuluş vesilesi yani kurtuluş gemisidir.
Bir karanlık düşünün ki;
 - Karadaki karanlığı aşmak için sadece ışık yeterlidir.
 -Denizlerdeki karanlığı geçmek için ise hem ışığa hem gemiye ihtiyaç vardır.  
Bu nedenle; Kur’an hem dünyanın hem de kıyamet günün şefaat meselesidir.  

Peki Kur’an neden önemlidir?

Kur’an okunmadığında Kur’an’a önem verilmediğinde ne olur. Dünya ve kâinat Kur’an ayetlerindeki komutlara göre hareket etmektedir. Tabiat ve doğadaki, evrendeki bütün her şey Kur’an merkezlidir. 
Aslında Güneş ve ayın peryodik hareketleri, yıldız ve gezegenlerin evrendeki hareketleri, rüzgârın, iklimlerin, sıcaklığın, soğuğun, hatta gece ve gündüzün akılsız ve kendi kendilerine oluştuğu düşüncesi yanlıştır. Bunların her birisinin oluşumunda bir hesap ve düzen vardır. Her birisini Allah tarafından görevlendirilen bir melek vardır. Ayrıca bunlarda da bir şuur ve bilinç vardır. Yani Güneş, kendisinin “Güneş” olduğunun bilincinde, Ay da kendisinin “Ay” olduğunun bilincindedir.  
Tüm bunların oluşum ve hareketleri insanları düşünmeye, Allah’ı zikretmeye ve sonuçta bunların oluşumundaki sırrı bulmaya yönelik insana akıl verilmiştir.  İnsan oğlu evrendeki bu sırları düşünerek hakikate ermeye akıl denmiştir. Çoğu defa akıl ile zekâ karıştırılıyor. Akıl ile zeka aynı şeyler değildir. 
  Kur’an’dan ayrı düşmek dünya üzerindeki fitne ve fesatların artmasına neden olur. Fitne ve fesatların tehdidi altında olan insanlık ancak Kuran’ ile aşabilir. 

Kur’ansız Allah’a yani hakikate ulaşmak mümkün değildir. Kuran’sız bir yaşam tarzı, kalplerin içine şeytanı ve şeytanın vesvesesini sokar. Şeytan’ın vesvesesi kalplere hâkim olduğunda düşmanlıklar, yozlaşma yani hakikatten uzaklaşma kısacası ahlakı yozlaşma meydana gelir.
Az önce ne demiştik biz; Güneş, “Güneş” olduğunun bilincindedir, Ay da “Ay” olduğunun bilincindedir. Aynı şekilde, yağmur, su, gece, gündüz, yol, arz, bulut, bunların hepsi kendilerinin ve görevlerinin bilincindedir. Hatta bunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki vücut organlarımızın bile bir bilinci vardır. 
İşte dünyada ahlakı yozlaşma olduğunda, fitne ve fesat arttığında doğa haşin hale gelir, Güneş cimrileşir, rüzgârlar yıkıcı hale gelir ve tüm işler alt üst olur.
Kalpler birbirine düşman olduğundan savaşlar meydana gelir, huzur ve güven ortadan kalkar, ölümler artar. 
İşte böylesi afaki şeylerle karşılaşmamak için, veya karşılaştığımızda yardım dileyeceğimiz Allah’a karşı bir dua ve yönelişimizin sözcükleri Kur’an diliyle olduğunda Allah katında muhatap alınarak bir karşılık bulur. Bu nedenle Kur’an tüm insanlık için önemlidir. Hatta şunu söyleyebiliriz ki; Kur’an’ın hiç idrakında olmayanlar bile Kur’an’ın nimetlerinden faydalanmaktadırlar. 
İşte Kur’an böyle bir ayda Ramazan ayında inmiştir. 

Ramazan ayı bir diriliş ayıdır. 
Her kim Kur’anı önüne alır onu kılavuz seçerse Kur’an kıyamet gününde onu cennete götürür.
Eğer ümmet Kur’an-a göre hareket etmez ve onu bir kenara iterse ne olur?
Kıyamet gününde çok pişman olacakları bir sonuçla karşı karşıya kalır. 
 Müslümanlar bu ayda yeniden toparlanır, kendisini hesaba çeker varsa eksiklikleri gözden geçirir. 

Ramazan ayının önemi:
Ramazan ayı sayesinde Müslümanlar mevcut bulundukları Gayr-i Müslümlerin içinde asimile olmalarını önler. 
Yine Ramazan ayında tutulan oruç Müslümanlara bir şuurlanma yani bilinçlenme duygusunu aşılar ve kolay kolay bireyler asimile olmazlar.        
Recep, Şaban ve Ramazan ayı biz kullara altın fırsatlar sunmaktadır, Allah bu ayların saygınlığını korumayı bize nasip etsin inşallah.
Cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı ve Cehennem kapılarının kapandığı bir ay, Ramazan ayı.
Rivayet edilen hadislerde;
Bu ayda tutulan bir günün orucu 70 güne bedeldir.
Bu ayda yapılan iyilikler, yapılan yardımlar, sadakalar 70 kat daha sevaplıdır.
Okunan bir ayet Kur'an'ı bir defa hatim etmiş gibi sevap yazılır.
Riyası olmayan tek ibadet Ramazan ayında tutulan oruçtur. 
Kadir gecesi yapılan ibadet, tutulan oruç ve iyilikler 1000 aya bedel olduğu belirtilmiştir.
Yani Ramazan ayı bize altın fırsatlar sunan bir aydır. Biz kullar Allah'ın rahmet kapısında misafir olduğumuzu, Allah'ın rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu hadislerde belirtilmiştir. 

Google+ WhatsApp