10. Sınıf 3. Ünite; Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler

10. Sınıf 3. Ünite; Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler

10. Sınıflar 3. Ünite konularının özet anlatımıdır. Osmanlıların beylikten kısa sürede büyüyerek imparatorluk sistemine geçişi ile ilgili devletin yönetim anlayışı hakkında özet ders notlarıdır. Kaynak olarak Milli Eğitim'in Ders kitabından yararlanılmıştır.

XVII. yüzyıla kadar en güçlü askerî yapıya sahip olan Osmanlılar; Asya, Avrupa ve Orta Doğu’nun siyasetini belirlemede önemli güce sahibiydiler.
 Osmanlıların bu başarısında; askerî teşkilatlanma ve farklı muharip sınıfları en iyi şekilde kullanarak dönemin şartlarına uygun hâle getirmesi etkili olmuştur.
Anadolu’nun uç bölgelerinde toplanan Türkmenler doğuda Moğollara; batıda Bizanslılara karşı gaza hareketini yürütmüşlerdir.
Osman Gazi, Bizans’a karşı savaşan bir alp ve aynı zamanda bir boy beyiydi. 
Osmanlı Beyliği’nin ilk savaşçı sınıfını, 
-Osman Gazi’nin etrafında gaza ve ganimet amaçlı toplanan alplar ve gaziler oluşturmuştur.
 -Karamürsel Alp, Konur Alp, Gündüz Alp, Akçakoca, Samsa Çavuş gibi alpler kahramanlıklarıyla dillere destan yaratan cesur savaşçılardı. 

Osman Bey’in gazileri ile yaptığı başarılı askerî faaliyetler diğer aşiret Türkmenlerinin de onlara katılmalarını sağlamıştır.
 Osman Gazi, kendi safında savaşan Türkmen aşiretlerine ganimetlerden pay vermiş ve ele geçirilen topraklara yerleşme hakkı tanımıştır.
 Bu şekilde elde ettikleri topraklar karşılığında aşiretler, Osman Bey’e tabi olmuş ve savaş zamanlarında atlı askerler göndermiştir. 
Beylik Dönemi’nde;
 Ahiyân-ı Rûm (Ahiler), 
Bâcıyân-ı Rûm, 
Abdalân-ı Rûm, 
Gaziyân-ı Rûm
adlarıyla anılan örgütlenmiş gruplar Osman Gazi’yi desteklemişlerdir. 

Ahiler, toplumda anlayışlı ve uzlaştırıcı bir tutumla esnaf teşkilatının oluşturmuşlardır. Ahilik teşkilatının çatısı altına giren esnaf ve sanatkârlar; mesleki, dinî, ahlaki eğitimden farklı olarak askerî talim ve terbiye de görmüştür. 
Ahilik, Anadolu’da süratle yayılmış, köylerde ve uç bölgelerde büyük nüfuza sahip olmuştur. Osman Gazi, yoldaşları ve alpları da Ahi teşkilatına mensuptur.
İslamiyet Öncesi Dönem’de binicilik ve atıcılıkta usta olan Türk kadınları, savaşlara erkeklerle birlikte katılmıştır. İslamiyet’e geçişin ardından da bu gelenek sürdürülmüş ve Anadolu’da Bâcıyân-ı Rûm adıyla Ahiliğe denk bir kadınlar teşkilatı kurulmuştur.
Abdalân-ı Rûm, savaşçı dervişlerin oluşturduğu teşkilattır. 
Abdal kelimesi, o devirde derviş kelimesi ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. 
Gaziyân-ı Rûm ise, gözü yılmaz kahraman savaşçılara  “alp” denmiştir. etmiştir.
Osmanlı askerî teşkilatının temelini, Osman ve Orhan Bey’in sancağı altında toplanan Türkmen savaşçılar oluşturmuştur. Osmanlı Beyliği’nin başlangıçta düzenli askerî birlikleri yani beyliğe bağlı bir ordusu yoktur. Gerektiğinde, gazilerden oluşan ve tamamı atlı olan aşiret kuvvetlerinin bir yerde toplanması sağlanmış ve sefere çıkılmıştır.
Savaş bitince bu kuvvetler dağılmış ve herkes işinin başına dönmüştür. İşte ilk fetihleri yapanlar, bu uç Türkmen kuvvetleridir. 
Uç gazileri; geniş araziyi süratle fethetmiş, köylere hâkim olmuş ve kalelerin etrafına küçük kuleler inşa ederek uzun süren kuşatmalarla buraları teslim almıştır. Bursa, İznik ve İzmit bu şekilde alınmış ve sadece Bursa’nın fethi 10 yıl sürmüştür.
 Fetihlerde, 
-daimî ordunun eksikliği
-kuşatmaların uzun sürmesi
-geçici gönüllü kuvvetler vaktinde savaşa gelememeleri
 -düzensiz askerî zümreler, dağınık ve askerî disiplinden yoksundur.
-Fetihlerin daha sistemli bir şekilde sürdürülebilmesi
için düzenli askerî birliklere ihtiyaç duyulmuştur.
 
Gaza: İslam Dini’ni korumak ve yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı cihat amacıyla yapılan savaş.
Ganimet: Arapça bir kelimedir. Savaş’ta zorla düşmandan ele geçirilen mal.
Alp: Yiğit. Kahraman Savaşçı demektir.
Garipnameyi göre Alp’in  dokuz niteliğe sahip olmalıdır:
 Cesaret, kuvvet, gayret, at, zırh, yay, Kılıç, süngü, dost

Osman Gazi'nin başarılarının temel nedeni:
 -Ganimetleri paylaşması, 
-Ele geçirdiği topraklarda yerleşme hakkı tanınması nedeni ile Türk boyları Osman Gazi'nin etrafında toplanmıştır.

Fetihlerin yapılma amacı: Ganimet elde etmek, gaza yapmak için yapılmıştır. 

YAYA VE MÜSELLEMLER
Osmanlı Beyliği'nin ilk düzenli birliklerin yaya ve müsellemlerden oluşmuştur.  Fetihlerin devamı için gerekli olan ilk düzenli Birlikler Vezir Alaaddin Paşa ve Bursa kadısı Çandarlı Kara Halil teklifleri doğrusunda Bursa'nın fethinden sonra oluşturuldu.
 Türk gençlerinden meydana getirilen bu düzenli birliklerin atsız askerlerden oluşan bu birlikler her 10 kişiye bir onbaşı her yüz kişiden oluşan askerlere yüz başı komuta etmiştir. Müsellemler (atlı askerler)  ise her 30 kişiye “ocak” denmiştir. 
Kapıkulu ocaklarının gelişmesi ile yerlerini onlara bırakmış ve askeri hizmetlerde geri hizmete alınmışlar. Askeri amaçlı köprü, yol yapımı, kale tamiri, hendek kazımı gibi işlerde kullanılmışlar.  
Yaya ve müsellemler Orhan Bey zamanında Hassa ordusu sayılmıştır.

TIMAR SİSTEMİ
Tımar sistemi ile devlet bazı memurlarına ve askerlerine maaş vermez bunun yerine bazı toprakların gelirlerini hizmetlerine karşılık olarak bu görevlilere verirdi.
Tımar Sistemi, askeri bir sistem olmasının yanı sıra aynı zamanda idari bir sistemdir. Bu sistemde köylüler devlete vermeleri gereken vergiyi tımar sahibine verirlerdi. Tımar sahipleri de bu vergilerle arazinin vergi gelirine göre belirli sayıda atlı asker(cebelü) yetiştirirlerdi.
Tımarlı Sipahilerin Görevleri:
-Tımar sahipleri bulundukları bölgenin güvenliğinden sorumlu olmuşlar
-Devlet adına vergileri toplamışlar
-Devlet hazinesinden harcama yapılmadan asker ve memurlarının maaşlarını ödenmesini sağlamıştır
-Toprakların boş kalmasının önüne geçilmiştir.
Tımar sistemi gelirine göre üçe ayrılmıştır. Buna dirilik denir. 

DİRİLİK:
Yaptıkları hizmetler karşında devlet görevlilerine ve savaşlarda yararlılık gösteren askerlere verilen topraklara dirlik denmiştir.
Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla olan dirliklere has
Yıllık geliri; 20000 ile 100 000 akçe arasında olan dirilik topraklarına  zeamet 
Yıllık geliri 20000 akçeden daha az olan topraklara tımar denmiştir.

Tımarlı sipahi toprak üzerinde yaşayan reayadan devletin belirlediği vergi toplama yetkisine sahipti.
 Ancak toprağın mülkiyeti devlete aitti.

Tahrir Defteri:
Devletin tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerde kayıtlarının tutulduğu deftere tahrir adı verilmiştir.
Tahrir yapmanın amacı eyaletlerdeki nüfus ve gelir kaynaklarını tespit etme ve bunları devlet görevlilerini, şahıslara ve vakıflara hizmetleri karşılığında maaş, mülk ve gelir olarak dağıtmaktır.
Bir bölgenin Fethi yeni bir padişahın tahta geçmesi veya savaş afet gibi gelir toplama ve dağıtım da meydana gelen değişiklikler yeni bir tarihin yapılmasını gerektiren sebeplerdendir.

Osmanlı toplumu:
 -Askeriler (yönetenler) 
-Reaya (yönetilenler) olmak üzere ikiye ayrılırdı 
Askeri sınıf; Beylerbeyi, sancakbeyi, tımarlı, sipahi gibi kişiler vergi vermez yaptıkları askerlik hizmetleri karşılığı bir yerin veya köyün vergisinin toplama yetkisine sahip olurlardı.
Reaya ise vergi verme vermekle yükümlüydüler.
 
Reaya; şehir kasaba ve köy ailesi ile konar-göçerlerden oluşmuştur. 
Tımarlı sipahilerin yetiştirdiği her atlı askere “cebelü” denmiştir. Zırhlı, tecizatlı askere moğolcada “cebelü” denmiştir.
Osmanlı Devleti’nin asıl savaş gücünü, eyalet askerleri yani “tımarlı Sipahiler”in de içinde olduğu askerî birlikler teşkil etmiştir. Böylece devlet tımar sistemi sayesinde her an savaşa hazır büyük bir askerî kuvvet bulundurmuştur. Osmanlı Devleti’nde Tımarlı Sipahilerden başka yine eyalet askeri statüsünde akıncılar, deliler, yörükler, beşliler, yayalar ve müsellemler gibi yardımcı kuvvetler kullanılmıştır. Bu kuvvetler daha çok öncü, geri hizmet ve kale kuvvetleri şeklinde görevlendirilmiştir.
Deliler; korkusuz, gözü pek, atılgan anlamında kullanılan deli kelimesi tarih terimi olarak delice cesaret ve atılganlıklarından dolayı bir askeri zümreyi ifade ederdi.
Deli zümresine mensup süvariler silah olarak eğri pala, mızrak ve eğelerine takılmış bozdoğanlar, kullanılırdı. Bir delinin ayırt edici özelliği sıra dışı ve süslü kıyafeti ile tanınmıştır. 
 Deliler benekli sırtlan samur, kaplan, leopar derisinden yapılmış üzerinde kartal kanatları ve tüyleri takılmış gösterişli bir başlık kullanırlardı. Üzerlerine ise sırtlarını kapatacak şekilde leopar, kaplan ve aslan postunu giyerek düşmana psikolojik bakımdan korku salmaya çalışmışlardır. 

Yeniçeri ve Devşirme Sistemi:
Yeniçeriler ve Devşirme sistemi Osmanlı ordusundaki yaya ve müsellemler ile birlikte devamlı silah altında bulundurulmadığından  fetihler için yetersiz kaldı. Edirne'nin fethinden sonra Rumeli'deki diğer fetihlerle savaş esirlerinin çokluğu nedeniyle  bu eserlerden yararlanmak için Kazasker Çandarlı Kara Halil Paşa’nın çalışmaları ile “pençik” sistemi uygulanmaya başlandı.

 Pencik sistemine göre savaş esirlerinin beşte biri asker olmak üzere devlet tarafından alınıp yetiştirilmiştir. Bu sistem daha önce Emeviler, Abbasiler ve Selçuklu gibi Devletler'de “Gulam” sistemi adıyla uygulanmıştır.

Gulam: Gazneliler, Abbasiler, Emeviler ve Selçuklular dönemide İdarede ve sarayda çalıştırılan köle ve esirlere “gulâm” adı verilmiştir. Savaşlarda ele geçirilen esirler veya satın alınan kölelerin saray, idari ve askeri görevlerde çalıştırılmışlardır. 

Kazasker Çandarlı Kara Halil, pençik sistemi ile toplanan askerden yeni bir askeri teşkilat kurma fikrini ortaya attı. Kurulan bu askeri teşkilatı 

Yeniçeri Ocağı adı verildi.  Yeniçeri Ocağı aynı zamanda Avrupa'da ilk daimi ordu olmuştur.

İlk Acemi Ocağı Böylece I. Murat zamanında Gelibolu'da kuruldu.

Acemiler eğitim ve hizmetlerini tamamladıktan sonra Yeniçeri olarak tanınır ve başlarına akbörek giydirilirdi. Ankara Savaşı'ndan sonra pencik sistemi uygulanamamıştır. Çünkü fetihler durduğundan esir sayısı azalmıştır.

DEVŞİRME SİSTEMİ
 Pencik sisteminin uygulanamaması nedeniyle Kapıkulu Ocaklarının asker ihtiyacı karşılanamadı. Bunun için Rumeli’deki Hristiyan halktan devşirme yöntemiyle belirli sayıda çocuğun alınmasına karar verildi. Daha önceki Türk İslam devletlerinde pek uygulanmayan bu sistem, Çelebi Mehmet zamanında uygulanmaya başladıysa da II. Murad zamanında kanun hâline getirilmişti. 
Devşirme Kanunu’na göre Osmanlı halkından, şartları elverişli Hristiyan çocuklar belli bir eğitimden geçirildikten sonra Kapıkulu askeri yapılmıştı. Devşirme sistemi, başlangıçta sadece Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki topraklarında uygulanmıştı.

Not: Osmanlılar Musavi toplumundan devşirme alınmamıştır. Bunun sebebi Yahudilerin şehirlerde oturması ve kültürlerinin oturmuş olmasındandı.

 KAPIKULU ORDUSU: Osmanlı Devleti'nin düzenli ve maaşlı ordusuydu. Merkez kuvvetleri bu ordudan oluşturmuştur. 

Yeniçeriler: Kapıkulu ordusunun piyadelerine yani yaya askeri ocağa “Yeniçeri” denmiştir.
 
Eyalet askerleri:
 tımarlı sipahiler,
 akıncılar, 
deliler, 
yörükler, 
beşliler, 
yayalar 
müsellemler ( Öncü ve geri hizmetteydiler) , 
Kale Kuvvetlerinden oluşmuştur

-Yabancıların gözünde Türkler:
-Komutanlarına itaat eder 
-ölmekten Korkmazlar 
-açlık ve susuzluğa dayanıklı idiler
 -eğlenceleri silah eğitimi ve avcılıktı.
 -askeri disiplin vardı.
-gereksiz yere konuşmazlardı.
 -düşmanla karşılaştıklarında ölmekten korkmazlardı.

İNDİR DERS NOTUNU YAZDIR CEVAPLA


 

Google+ WhatsApp