I. Dünya Savaşı'nda Esir Düşen Osmanlı Askerleri
İlber Oltaylı' Haber Türk'te Osmanlı Esirleri'ni gündeme taşıdı.
Osmanlı arşivlerindeki tarihi vesikalara göre 1914-1915 yılları arasında: I. Dünya savaşında 1 milyon 900 bin asker, silah altına alınmıştır.
Bu sayı savaş sürecince alınan yeni askerlerle birlikte 2 milyon 608.000 askere ulaşmıştır.
Silah altına alınan askerlerin 2 milyonu cephelerde düşman ile yüz yüze düşmanla sıcak temas yaşanmış ve düşmanla çeşitli cephelerde savaşmışlar.
Cephelerde savaşarak hayatını kaybedenlerin sayısı 250 000 civarındadır. Bu askerlerimiz savaşta düşmanla sıcak temas halinde olmuş yüz yüze çarpışarak düşman kurşunu ile şehit olanlardır.
Ayrıca savaşlarda yaralanıp da hastanelere kaldırılanlar veya hastaneden evlerine gönderilenlerin bu yaralanmalara bağlı olarak ölenlerin sayısı ise 450 000 civarındaki askerlerden oluşur.
250 000 bin askerimiz kayıp askerlerdir ne olduğunu bilemiyoruz. Muhtemelen esir düşmüşlerdir.
İngilizlere esir düşen askerlerimiz 200 000’dir.
Yapılan istatistiklere göre I. Dünya Savaşında toplam Osmanlı nüfusun %20' savaş nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bunların arasında sivil halk da dahildir. Osmanlı nüfusu savaş sonrası elden çıkan Arap topraklarını da hesaba katarsak nüfus 12 milyona inmiştir.
Bu bağlamda yüzüncü yılda Birinci Dünya Savaşını kutlama ve onun acı hatıraları dillendirilmeliydi. Oysa buna pek o kadar da önem verilmemiştir. Savaşın acıları halkımıza gerekli şekilde belgesellerle, konferanslarla, anlatılmalıydı.
I. Dünya savaşında yaş olarak 1265'den- 1315/1316'e kadarki doğumlu bireyler silah altına alınmıştır. Yani 15 yaş ile 45 yaş arasındaki erkekler savaşa alınmıştır. Bazı cephelerde baba ve oğul omuz omuza düşmanla savaşmıştır.
Tokat türküsü ağıt olarak yazılmış ama bugün ağıt Tokat’ta göbek atılarak türkü olarak söyleniyor. Bu şehit olanlara bir hakarettir.
Rusya’ya Esir Düşen Askerlerimiz:
İngilizlerden sonra en çok askerimiz Ruslara esir düştü 65 bin asker esir olduğu resmi kaynaklarda gösterilmiştir. Toplam 90 bine yakın Ruslara esir düşen askerlerimiz var. Bu esirlerimizin ancak 20 bini geri dönebilmiştir. Esirlerin 40 bini kamlardaki kötü şartlar nedeniyle hayatını kaybedildi. Esir kamplarında serbest kalan bir kısım askerler ise parasızlıktan geri dönememiş oralarda iş bularak çalışmışlardır.
Ruslar ellerindeki Türk esirlerini Baki’ye 45 km uzaklıktaki Nargin adasına götürdüler. Burasını bir istasyon olarak kullanmışlardır. Günde 40 askerin susuzluk neticesinde bu kampta öldüğü kaydedilmiştir. Azeri Türkleri bu adaya yılanlar adası veya cehennem adası adını vermişlerdir. Burada esir tutulan askerlerin kötü hayat şartları karşısında Azeri Türkleri rahatsız olmuş ve bunlara yardım etmek istemişlerdir. Rus makamlarına baş vurarak haftada bir gün esir kampından alarak evlerine götürmüş yedirmiş, içirmiş, banyo yaptırmışlardır. Ayrıca buradan kaçırma planları kurmuşlardır.
Nargin adasındaki esir kamptan bulunan bazı esir askerleri Azeri Türkelri tarafından kaçırılmışlardır. Buradaki kamplardan kurtarmak için Azeriler kayaklarla onları kurtarmış riskleri ortadan kaldırmak için kayakları batırmışlar bu kaçırılma olayına alabora olup battığı süsünü vermişlerdir. Böylece kaçırılabilen bir kısım esir askerler önce Bakü’deki evlerde saklanmış. Daha sonra gizlice Karabağ’a oradan İran’a ve İran’dan da Türkiye’ye geçişleri sağlanmıştır.
Diğer esir Osmanlı askerleri ise Sibirya’ya götürülmüşlerdir. Sibirya’da birçok kampa ayırarak orada çalıştırılmak istenmiştir.
Sarıkamış’ta 15 bin esir askerimiz var.
Ruslar Sarıkamış sonrası bölgeden sivil halktan çocuk ve yaşlıları da götürmüşlerdir.
Böylece bölgedeki Müslüman halkın nüfusunu azaltmayı planlamışlardır. Halktan esir olarak götürdüklerini ordunun geri hizmetinde çalıştırmışlardır.
İngiliz ve Fransızlara Esir Düşen Askerlerimiz:
1919'dan 1921' arası ve 1927 de İngilizlerin getirdiği Türk esirleri var. İngilizler Kurtuluş savaşı sonuçlanıncaya kadar yani kesin sonuç alınıncaya kadar esirleri vermek istememiştir. Tekrar kendilerine karşı savaşması endişesiyle esirleri serbest bırakmak veya teslim etmek istememiştir.
Bu katman hasta gelenler var. İngilizler, Akdeniz ve İzmir’deki bazı limanlardan Türk esirleri teslim etmiştir. Bunun için bir komisyon kurulmuştur.
Esir askerleri sorgulamak için bir komisyon kurulmuştur. Esir askerlerin günlüklerinde ve anlattıkları hatıralarda;
EDİRNE MİLLETVEKİLİ ŞERİF BEYİN TBMM GÜNDEMİNE TAŞIDIKLARI:
Şefik, Faik Beyler ve Şemsi Beyler İngilizlerin esir kamlarındaki Türk askerlerine kötü muamelelerini gündeme taşımak istemiştir.
Krizol Banyosu Edirne Milletvekilleri Şerif Bey gündeme getirmiştir.
Mısır Kamplarında askerlerinin bir kısmı kör olmuştur. Bu askerlerimizin kasıtlı olarak kör edildiği gündeme taşınmıştır.
Günlükte bir asker: “Gözlerimizden doktora gittiğimizde nişan alan gözlerimizi çıkarırlardı.
İlaç banyosunda esirlerin büyük bir kısmı görme yeteneğini kaybolduğu söylenmiştir.
Sadece İngilizlerin teslim ettiği 4 numaralı esir kafilesinin içinde 303 kişinin kör olarak döndükleri rapor edilmiştir. Bu durum olayın vahametini gösterir.
Ayrıca esir kamplarındaki Ermeni doktorları esir düşen askerlerin gözlerini oyduğu anlatılmıştır.
Subaylardan birisinin günlüğünde: “Bir İngiliz General gelerek hala gören asker var mı diye sorarmış. Döndükten sonra bize karşı savaşacak asker var mı?” diyerek askerlerin gözünü bilinçli olarak oymuşlar.
Kanal hareketinde 4 bin esir var
Çanakkale’de İngilizler 8 bin Fransızlar ise 200 bin esir aldıkları askerlerin akibeti kesin belli değildir. Fransızlara düşen esirler havuzda banyo yapıp temizlenmelerini ve sonra serbest bırakılacaklarını söylemişlerdir. Esir askerler de bu sevinçle banyo yapar elbiselerini yıkayarak güneşte kurutmuşlar. Sonra memleketlerinin yolunu tutmuşlar. Bu askerlerin tamı 1 hafta içinde akciğer yetmezliğine dayalı olarak ölmüşlerdir.
Kanal hareketinde toplam 75 bin esir var. Esirler arasında ünlü Cemal Paşa da vardır. Cemal Paşa günlüğünde pek bu esaret hayatından bahsetmez. Bunu bir utanç meselesi olarak sayar. Çünkü 75 bin ordu onun başarısızlığı yüzünden İngiliz ve Fransızlara esir düşmüştür.
Esir askerlerimiz demir yoluyla Hindistan’a Kore’ye götürüldü.
Hindistan’daki Beleri kampında bir süre tutulmuşlardır.
Hindistan’daki esir kamplarında toplanan Osmanlı esirlerinin sayısı zamanla 138 bine ulaşmıştır.
İngilizlere esir düşen askerlerin çeşitli hastalıklara yakalandığı bilinmektedir. Bunlardan biri Palegra hastalığıdır. Palegra Hastalığı; yetersiz beslenmeye dayalı bir hastalıktır. Zamanla sinirler aracılığı ile tüm vücuda yayılır ve vücut halsiz hale gelir.
Yine esirler dikenlitel örgüsü arkasında zamanla ruhsal yönden bunalıma girmiş ve intihara teşebbüsler vardır. İngilizler esaret altındaki askerleri çalıştırmışlar çalışmayı red etenler alınlarından tek kurşunla infaz edilmişlerdir.
Türk esirleri unutuldu mu? Biraz öğle olmuştur. Çünkü Kurtuluş savaşı mücadelesi veriliyordu. Esaretten kurtulanlar esir askerler esaret hayatı yaşadıklarını anlatmaktan çekinmişlerdir. Çünkü Türkler esaretten pek hoşlanmaz ve bunu bir utanç olarak sayar. Cemal Paşa da esir düşen subaylardan biridir. Cemal Paşa esaret hayatından pek bahsetmez.
Esaret hayatından geri dönen yaklaşık 15 bin asker gözleri kör olarak dönmüştür. Fransızların esir kamlarındaki askerler ise gözleri oyulmuştur.
Bu kampta görev yapan Ermeni iki doktordan bahsedilir. Bu Ermeni doktorlar hangi gözünle nişan alıyordun diyerek sormuş sonra nişan aldıkları sağ gözlerini oyarak çıkarmışlar. Bu gözü oyulan bazı askerler zamanla iltihabı vaka sonucu ölmüştür.
Kaynak:
Ana Ben Ölmedim (Bir askerin mektupları),
Yazar: Cemalettin TAŞKIRAN
Sunucu: Murat BARDAKÇI
Konuk Yazar: Prf Cemalettin TAŞKIRAN (İzlemek için aşağıdaki videoyu tıklayın)