XIX. YÜZ YILDI OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL DURUMU
Bu yüzyılda Osmanlı Devleti çöküş, parçalanma ve yıkılış sürecini yaşamaktaydı. Bu yüzyılda Osmanlı Devleti kendisini yıkılıştan kurtarmak için denge politikasını sürdürmekteydi.
1826 yılında II. Mahmut döneminde Yeniçeri Ocağı kaldırılması Vakay-i Hayriye olarak adlandırıldı. Yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu kuruldu. Kurulan bu ordu oldukça tecrübesizdi. Bu fırsatı değerlendiren Ruslar önce Balkanlardaki bazı ulusları kışkırttı sonrada Osmanlı devleti ile savaşa girişti. Osmanlı donanmaları Nevarin’de Ruslar tarafından yakıldı.
Ruslarla Edirne antlaşması yapıldı ve Balkan devletlerine bazı ayrıcalıklar verildi. Yunanistan’ın Bağımsızlığı kabul edildi.
Mısır Valisi isyan etti. İsyanı bastıramayınca, önce Ruslardan sonra da Fransa ve İngilizlerden yardım istendi. Mısır Valisi ile Kütahya Antlaşması yapıldı (1833). Bu anlaşmayla Mısır Valisi’nin bazı istekleri kabul edildi.
Fransızlar Cezayir’i işgal etti (1830)
İngilizlerle Balta Limanı Ticaret Sözleşmesi (1838) yapıldı. Bu anlaşma ile Osmanlı adete İngiltere’nin yarı sömürgesi haline geldi.
1853-1856 yıllarında Ruslarla Kırım yüzünden savaş çıktı ve bu savaşta Osmanlılar Rus saldırıları karşısında Avrupa’dan yardım istendi. İngiltere, Fransa ve bazı diğer Avrupa devletlerinin yardımları ile Ruslar püskürtüldü ve Paris Antlaşması yapıldı. Bu antlaşma ile Osmanlılar Avrupa’nın koruyuculuğuna girdi ve ilk defa borç para aldı.
1875’de aldığı borçları ödeyemez hale geldi. Bu nedenle “Moratoryum” ilan ederek dış borçlarının ödemelerini durdurduğunu ilan etti.
1881’de “Muharrem Kararnamesi” adı verilen bir yönetmelikle, Osmanlı Devleti’nin borçlarını tahsili için “Duyun-u Umumiye İdaresi” kuruldu. Böylece Osmanlı Devleti’nin mali kaynaklarına yabancı devletler el koymaları nedeniyle Batılı devletlerin kolonisi durumuna geldi.
Fransızlar Tunus’u İşgal etti (1881).
İngilizler Mısır’ı işgal etti (1882).
Osmanlı Devleti yüzyılın başlarında; Rusya’ya karşı İngiltere ve Fransa ile birlikte hareket etmekteydi.
Yüz yılın sonlarında Almanya’nın güçlenerek İngiliz çıkarlarını tehlikeye sokunca İngiltere Almanya’ya karşı Rusya ile ittifak kurarak Rusları Balkanlarda ve Osmanlı toprakları üzerinde serbest bırakınca Osmanlılar da; Rusya, İngiltere ve Fransa’ya karşı Almanya ile birlikte hareket etti.
Yine Osmanlı devleti Fransız İhtilali’nden olumsuz etkilenmiş. Özellikte Balkan ulusları isyan ederek Osmanlıdan birer birer kopmaya başlamışlardı
Osmanlı Devleti bu durum karşısında; dış güçlerin içişlerine karışmasını önlemek ve toprak bütünlüğünü koruyarak parçalanmamak için; 1839’da Tanzimat Fermanı’nı, 1856’da ıslahat Fermanının, 1876’da Kanun-u Esasi’yi kabul ederek Meşruti yönetime geçmesine rağmen, yine de dağılmaktan kendisini kurtulamamıştı.
19. yüzyılda Osmanlı toplumunda eğitim ve öğretimden kaynaklanan bir kültür çatışması görülmekteydi. II. Mahmut eski eğitim tarzı olan medreselere dokunmamış; bununla birlikte Batı tarzında eğitim veren okullar açılmıştır. Bu da medreselerden mezun olanlar ile batı tarzında mezun olanlar arasında bir kültürel çatışma meydana getirmişti.
Osmanlı ekonomisi de kötü durumdaydı. Batı’da meydana gelen Sanayi inkılabını takip edememiş, kapitülasyonlar nedeniyle Osmanlı Devleti açık pazar haline gelmişti. Osmanlı Devleti 1854’de ilk defa dışarıdan borç para almak zorunda kalmıştır. Alınan borçlar geri ödeyemediğinden 1881’de Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar) idaresi konularak Osmanlı’nın gelir kaynaklarına el konulmuştur.
19. yüzyıldaki bu genel tablo Osmanlı devletinin hızla bir çöküş dönemine girdiğini gösterir. Bu durumu gören bir kısım aydınlar Osmanlı devletini çöküşten kurtarmak amacıyla bazı görüşler ortaya atmışlar.
Osmanlı Devleti’ni çöküşten kurtarmak amacıyla ortaya atılan başlıca fikir akımları;
-Batıcılık
-Osmanlıcılık
-İslâmcılık (Ümmetçilik-Panislamizm)
-Türkçülük (Turancılık-Pantürkizm)
-Adem-i Merkeziyetci (federalcilik) gibi fikir akımları ortaya atılmıştır