Urgakina ve Sümerlerde Hukuk

Ur-Ningirsu (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒄑𒍣𒁕,Nin-ḡiš-zi-da) ya da II. Ur-Ningirsu, yaklaşık olarak MÖ 2100 yılında Güney Mezopotamya'daki Lagaş'a hükmeden hükümdar (ensi). Önceki Lagaş hükümdarı Gudea'nın oğludur.

Urukagina MÖ 24. yüzyılda hüküm sürmüş Lagaş şehir devleti kralıdır. Başta asker olan Urukagina, tapınak yönetimindeki adaletsizliği fark edip, tarihin ilk devrimini yaparak tahta geçmiştir. Yaptığı reformlar, Sümerler'in ve dolayısıyla insanlık tarihinin ilk reform metinleri olarak değerlendirilir

Sümerler, Mezopotamya’da şehir devletlerinden oluşan bir devlet organizasyonu kurmuş; bu şehir devletlerinden Lagaş’ın kralı Urkagina, halkını korumak ve toplumsal düzeni sağlamak amacıyla tarihte bilinen ilk yazılı kanunları oluşturmuştur. Adaletname, talimatname gibi isimlerle de anılan bu kanunlar, Sümerlerden sonraki devletlere de ilham kaynağı olmuştur.

 [Urkagina Kanunlarına göre]

 “Enlil ‘in cenkcisi Ningirsu, Urukagina‘ya krallığı verdiği zaman, o eski adetleri yeniden tesis etti. Beyaz bir koyun, bir kuzu için alınan vergilere bakan müfettişi kaldırdı,

Rahiplerin saraydaki vergi memurlarını kaldırdı.

Artık Ningirsunun toprakları içinde hiç müfettiş yoktur. Mezara bir ölü konulursa, rahip görevlisi kendi içeceği olarak 3 testi (…) yiyeceği olarak 80 ekmek, bir yatak ve bir keçi yavrusu alacaktır. Hiç bir yerin rahibi, artık fakirin anasının bahçesine (zorla) giremez, eğer kıralın tebasının eşeği doğurursa, onun beyi ona ‘Bunu ben senden alacağım’ derse, eğer o onunla satışta anlaşırsa, ona ‘istediğim parayı bana ver!’ der. O (Urukagina) böyle düzenledi ve Lagaşlıları hırsızlık, katil ve kuraklıktan kurtardı, hürriyeti yerleştirdi. Bundan böyle kimse dul ve yetimlere haksızlık yapamaz, Urukagina, Ningirsu ile bu antlaşmayı akdetti.”

II. Ur-Ningirsu, yaklaşık olarak MÖ 2100 yılında Güney Mezopotamya'daki Lagaş'a hükmeden hükümdar.  Önceki Lagaş hükümdarı Gudea'nın oğludur. Ur-Ningirsu'nun bir heykeli, New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi ile Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir ve her iki müze, heykelin baş ve gövdesine ayrı ayrı sahiptir. Heykelin arka tarafında bir yazıt vardır.

Google+ WhatsApp