ORTA ÇAĞ'DA SİYASİ YAPILARIN MADDİ KAYNAKLARI

SİYASİ YAPILARIN MADDİ KAYNAKLARI

      Coğrafi Yapı, Hayat ve Geçim Tarzı

     1)Her dönemde olduğu gibi Orta Çağ’da da nüfusun yeryüzüne dağılışı ve devletlerin gücü ile coğrafi özellikler arasında yakın bir ilişki vardır. Bu dönemde iklim, toprakların verimliliği, limanlara ve ticaret yolu güzergâhlarına yakınlık nüfusun dağılımını etkileyen faktörler olarak öne çıkmıştır. Orta Çağ’da dünya tarihine yön veren güçlü devletlerin tarım için uygun iklime sahip, engebesiz ve verimli bölgelerde kurul­muş olması da tesadüf değildir.

2)Tarımın, av hayvanlarının, jeopoli­tik konumun ve ulaşımın yanı sıra Orta Çağ’da coğrafi yapının devletlere sun­duğu bir diğer imkân ticaret alanında kendisini gösterdi. Dağlar ile deniz arasına sıkışmış olan Venedikliler ve Cenevizliler başka bir geçim imkânı olmadığından deniz ticaretine yöneldi ve böylece Akdeniz ticaretini ele geçirdiler.

3)Bizans İmparatorluğu’nda hayat ve geçim tarzı ticarete dayanmaktadır. Çin ve Hindistan’dan gelen ticari ürünlerin Avrupa’ya sevk edilmesi, Bizanslı tüccarlar sayesinde olmuştur. İpek ticareti Bizanslılar ile Sasanileri karşı karşıya getirmiş ve Bizans İmparatorluğu, Sasanilere karşı Türklerle ittifak kurmuştur.

4)Sasani Devleti’nde ise ekonomi, topraktan alınan vergilere dayanmaktadır. Bu vergiler ile genellikle liman, köprü ve konaklama yeri gibi ticarete hız kazandıracak eserler yapılmıştır. Ayrıca vergilerle ordunun ihtiyaçları ve savaş masrafları da karşılanmıştır.

Sasaniler Hint Okyanusu’nda, Orta Asya’da ve Güney Rusya’da uluslararası ticarete egemen olmuşlardır. Bu kadar geniş bir coğrafyada hâkimiyet kuran Sasani Devleti’nde, Perslerdeki satraplık sistemine benzer daha merkezî bir eyalet sistemi uygulanmıştır.

5) Moğol İmparatorluğu’nun merkezi konumundaki İç Asya’da iklim şartları tarım için elverişli değildi. Bu nedenle halkın ana geçim kaynağı hayvancılık olmuştur. Hayvanlar için otlak arayışları sonucunda Moğollar, konar-göçer bir yaşam tarzını benimsemiştir. Ekonomileri her ne kadar hayvancılığa dayansa da yerleşik topluluklar ile ticarete önem vermişler, özellikle de canlı hayvan ticareti yapmışlardır.

ASKERİ GÜÇ

1) Bizans ordusunun asıl gücünü, eyalet birlikleri(Yayalar ve süvariler) oluşturmuştur. XI. yüzyılın ikinci yarısında ise ücretli askerler ordunun aslî unsuru hâline gelmiştir. Bizans ordusunda; İngiliz, Frank, Norman, Bulgar, Gürcü, Peçenek, Kıpçak, Uz gibi farklı milletlerden ücretli askerler görev almıştır. Bizans’ın en etkili silahı suda bile yanabilen Rum ateşi(Gejuva) idi.

Bizans donanması VIII. yüzyılın ortalarına kadar Akdeniz’in en büyük deniz gücü iken sonraki dönemde bu unvanını İslam donanmasına bıraktı.

2) Moğol ordusu gönüllü birliklerden oluşmaktadır. Moğol ordusu, Mao-dun (Mete Han)’un geliştirdiği onlu teşkilata uygun olarak on, yüz, bin ve on bin şeklinde bölümlere ayrılmıştır. Moğol ordusu hafif süvari birliklerinden oluştuğu için hızlı hareket kabiliyetine sahip olup bölükler hâlinde harekete geçebilmektedir. Birliklerin bu şekilde olması ordunun sevk ve idaresinde büyük kolaylıklar sağlamıştır.

3)Sasanilerde Şehinşah denilen hükümdar, savaşa fiilen katılarak ülke içindeki meşruiyetini pekiştiriyordu. Süvariler ve piyadeler olarak iki ana gruptan oluşan Sasani ordusunda süvariler İran’ın soylu ailelerinden seçilirdi. Ordu birlikleri Türkler ve Moğollarda olduğu gibi onlu sisteme göre düzenlenmişti. Sasani ordusunun en etkili kısmını oluşturan savaş filleri kazanılan zaferlerde önemli rol oynardı.

4) Silahlı güçleriyle etrafa korku salan bir başka Orta Çağ topluluğu Vikingler idi. İskandinavya’da yaşayan Vikinglerin en güçlü silahı yüksek manevra yeteneğine sahip olan gemileriydi.

5)Orta Çağ’ın en dikkat çeken paralı asker gruplarından biri İsviçre piyadeleridir. 5.5 metrelik kargılarla ve hafif zırhla donanmış bu piyadeler falanks adı verilen kare biçimli savaş dizilimi ile süvarilere karşı etkili birlikler olmuşlardır. Savaştaki başarıları, İsviçre piyadelerini dönemin en çok aranan paralı askerleri hâline getirmiştir.

6) Batı Avrupa’da VIII. yüzyılda Franklar askerî bir düzen olan feodal sistemi geliştirmiştir. Buna göre kral; soylu şövalyelere at, zırh, mızrak, kılıç, kalkan gibi ihtiyaçlarını satın alabilmeleri ve askerî eğitimlerinde gerekli masrafları karşılayabilmeleri için kraliyet topraklarından belli ölçüde arazi bağışlamıştır. Şövalyeler de krala bağlılık yemini ederek kralın savaşçısı olmuştur.

7) XIV. yüzyıldan sonra ise İngiltere ve Fransa gibi krallıklar ordularında maaş karşılığı asker bulundurmaya başlamıştır. Böylece Avrupa’da askerlik mesleği ortaya çıkmıştır. XIV. yüzyıldan itibaren devletler sürekli piyade kıtaları bulundurmaya başlamıştır.

8) Avrupa ordularında piyadeleri en etkili kullanan devletler,İngiltere ve Osmanlı Devleti olmuştur. Savaş tarihini değiştirecek olan top tüfek gibi ateşli silahlar, 1331’den sonra kullanılmaya başlanmıştır. (İlk topu İngilizler Yüzyıl savaşlarında kullanmıştır)

Google+ WhatsApp