Mustafa Kemal’in Diğer Subaylardan ayran en önemli üç özellik -Akıl ve mantık doğrultusunda hareket ediyordu. -Yapacağı şeylerde planlamasını yapıyordu, istişare ederek karşısındakilere önem veriyordu.

Atatürk döneminde Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne girişi olayında teklif Batılı devletlerden gelmiştir, bu  durum Türkiye’nin gücünü gösterir. 
Atatürk’ten sonra İsmet İnönü ve sonrasında seçimle iktidara gelen AP (Adalet Parti) döneminde başbakan olan Adnan Menderes zamanında Birleşmiş Milletlere ve NATO’ya girme isteği Türkiye’nin başvurusu doğrultusunda olduğundan Emperyalist Batılı Devletler Türkiye’den birçok şartları yerine getirmesini istemişlerdir. Türkiye'nin Adnan Menderes döneminde Batılı Devletlerin isteklerini yerine getirmesi ekonomik ve siyasi yönden bağımsızlığını zedeleyecek türden şartlar içerir. Adnan Menderes Döneminde Türkiye’nin dışarıda izlediği yanlış politikanın gereğidir ki birçok anlaşmaya imza atmıştır. 70 ile 120 adet Jet uçağı ABD'nin istekleri doğrultusunda hurdaya çevrilmesi istenmiş. (Komutanlarımız bu isteklerini yerine getirmek için bu uçakları  yere gömmek zorunda kalmışlar.) Eğitim ve Teknolojide sınırlandırmalar getirilmiş. Ekonomide birçok yaptırımları kabul etmiş. Yüksek faizlerle dışarıdan borç para alınmış. 
NATO Kapsamında yabancı müdahalelere iç politikayı açık hale getirmiştir. 
"Osmanlılar mı daha güçlüydü yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti mi?" diye size bir soru sorulsa ne cevap verirsiniz?
Tabi ki birçoğunuz Osmanlı diyecek. Bu Kanuni'den önceydi. Oysa bu soruyu tarihe soracak olursak; Tarih Bize;  Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti’nden daha güçlü olduğunu deliliyle sunmaktan çekinmez.  Osmanlı Devleti 18. Yüzyılın son çeyreği itibarıyla varlığını Avrupa ve Rusya arasındaki denge stratejisi doğrultusunda ayakta tutmaya çalışmıştır. Bunun için yaptığı anlaşmalarda kendi aleyhine bir çok madde kabul etmiş ve Osmanlı toprakları 18. Ve 19 yüzyıllarında adete güçlü Batılı devletlerin kolonisi durumuna düşmüştür. Ama Türkiye Cumhuriyeti kendi gücüyle, kendi iç dinamiğiyle yapısını sağlamlaştırmaya çalışmıştır. 
 
I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı Kıyaslaması:

Birinci dünya savaşı başladığında Osmanlılar savaşa İngilizlerin yanında katılmak istiyorlar İngilizler Osmanlı tarafından gönderilen elçiyi ancak 2 ay sonra kabul ediyorlar. Düşünün durumun vahametine Osmanlı elçisi İngiltere’ye gidiyor. İngiltere’de kraliyet sarayının önünde aylarca yatıp kalkıyor. Elçimiz adam yerine bile konulmuyor. Ancak 2 ay sonra görüşme talebi kabul ediliyor. Düşünün iki ay boyunca yarın, öbür gün derken adamcağızı iki ay boyunca kıraliyet sarayının önünde randevu bekliyor.  İngiltere Kraliyet tarafından verilen cevapta ise “tarafsız kalınması”  yönünde oluyor. 
İngilizlerden ret cevabı gelince Osmanlılar bu defa Almanya’nın yanında savaşa katılmak istiyor. Almanlar öncesinde bunlar bize yük olur, ayağımıza dolaşır diye düşünmekteyken sonradan karar değiştirerek cephe sayısını artırarak İngilizleri zor durumda bırakmak ve ayrıca Osmanlının hilafet gücünden yararlanarak Arapları İngilizlere karşı ayaklandırmak için Osmanlı’nın yanlarında savaşa katılmasına izin veriyorlar. 
Şimdi gelelim II. Dünya Savaşı’na: 
İkinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı devleti yoktu yerinde Türkiye Cumhuriyet  Devleti vardı. Savaşa katılma talebi Batılı devletlerden geliyor. Batılı devletlerin Liderleri Türkiye’nin ayağına geliyorlar.  Kendi saflarında savaşa katılma isteklerini dile getiriyorlar. Ama İsmet İnönü kabul etmiyor bazı şartlar ve seçenekler ileri sürüyor.
Tarihin sayfaları bize diyor ki; güçlü olanlara anlaşma talebinde bulunulur. Şartları güçlü olan yazdırır, anlaşma talebinde bulunanlar ise şartları kabul etmekle yetinir.  
Şimdi siz karar verin Osmanlı Devleti mi Daha Güçlü, Yoksa Türkiye Cumhuriyeti mi?  Osmanlı Devleti Gücünü Denizlerde İnebahtı, Karada ise II. Viyana Savaşı ile sona ermiştir.    
1932 yılında Türkiye Milletler Cemiyeti’ne girdiğinde teklif Batılı Emperyalist devletlerden gelmiştir.

PEKİ OSMANLI DEVLETİ'Nİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK MÜ YIKTI? YOKSA İNGİLİZLER Mİ VEYA KİM?

Deniyorki Mustafa Kemal'a yurdun kurtuluşu için gizli bir emirle Anadolu'ya gönderen Padişah Vahdet'indir.  Ama Mustafa Kemal gücü eline geçirdiğinde emre itaat etmedi.
O zaman size bir kaç sorum olacak:
Aynı yıl içinde üç padişah hanedanının ölümü ile VI. Mehmet Vahdedin'in önü mü açıldı, diye içimizde bir şüphe doğduğunda buna cevabınız ne olur.
Vahdet'in kendisini karalar ve denizlerin imparatoru olarak ilan ettiğinde, İngiliz insiyatifine güvenerek Osmanlı askerlerinin en yakın İtilaf kuvvetlerine teslim olma emrini kim verdi.
Osmanlı'nın İtilaf kuvvetlerine teslim olmuş ne kadar askeri vardı buna bileniniz var mı?
İngiliz ve Fransızları teslim olan Osmanlı esir askerlerinin  sayısı 130 bin -150 bin arasındadır. Ruslara ise 90 bin Osmanlı Askeri esir düşmüştür.

Osmanlı Devleti Sultan V. Mehmet Vahidettin (36. Padişah) Yanlış kararları yüzünden yıkıldı. Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasının kabulu Osmanlı Devleti'nin fiilen yıkılmasına neden olmuştur. Yani felç olmuş bir Osmanlı devleti de diyebiliriz. Padişah Vahdettin Mustafa Kemal ve birlikte hareket ettiği subayların, Kurtuluş Savaşı'nı başlatması ve bunu yaparken padişahtan bağımsız davranmaları nedeniyle Kâzım Karabekir hariç tüm kuvvet komutanlarına idam kararı çıkardı. Yunanlılar yenilgiye uğratılıp ülkeden kovulunca Padişah Vahidettin halk tarafından protesto edilerek büyük tepki göstermesi neticesinde korkarak İngilizlere sığınmıştı. Yani Osmanlı yönetiminin sonunu Vahdettin getirmiştir, Mustafa Kemal değil. 

MUSTAFA KEMAL NEDEN SEVİLDİ?
Mustafa Kemal’in sevilmesinin nedeni halka önem vermesi
 Halkın sorunları ile devlet olarak yakından ilgilenilecek adımlar atmıştır. 

Osmanlı Devlet ve yöneticileri ise halka önem vermemiş onların sorunları ile yeterli derecede ilgilenilmemiş bu da halkın nazarında Osmanlı devlet yöneticilerinin değer kaybetmesine neden olmuştur.

Atatürk; dini, dili, mezhebi, inancı, kültürü ne olursa olsun herkese eşit düzeyde kanunlar koymuştur. Ülke topraklarında yaşayan halkı vatandaş olarak önem vermiştir. Atatürk’ün bu anlayışı sadece Türkiye içinde değil dış Türkler tarafından da sevilmesine neden olmuştur. 

Kaynak: BCAL E-DERGİ LİSE'NİN SESİ 1 HAZİRAN 2020-Vedat AKBULAK