Cerablus Gerçeği
Cerablus gerçeği
Türkiye’nin parçalanma süreci ancak Suriye’den başlatılabilinirdi. Suriye devleti hazırda ayakta durduğu sürece Türkiye’ye Emperyalist güçler diş geçiremez.
Küresel Emperyalizm güçleri bunu çok iyi bildikleri için terör başı PKK lideri Apo’yu zamanında Suriye’ye yerleştirdiler.
Amaçları bu terör örgütünün eliyle her iki ülkeyi karşı karşıya getirmekti.
Başşer Essad Küresel Emperyalizmin bu oyununu bozarak terör başı Apo’yu ülkesinden çıkardı. Bu nedenle Türkiye ile her iki ülkeyi karşı karşıya getirmek başka bir faaliyetin temellerini attılar. 2000 yılında ektikleri tohum nihayetinde 2010 yılından sonra yeşerdi ve 2011 yılında acı meyvesini verdi. İŞİD, El Nusra, PYD, YPG ve Özgür Suriye Militanlarını ortaya çıkardılar.
Suriye’de emellerine ulaşamayan küresel güçler çılgına dönüyor. Çılgınlıkları nedeniyle terörün şiddetini artırıyorlar.
*Osmanlılar döneminde hem Anadolu’da hem Arap diyarlarında hem de Balkanlarda kalıcı olmak ve fethettikleri toprakları ellerinde tutmak için Türkmenler farklı uyruktan olan halkların arasına yerleştirilmiştir.
Mesele Irak’ta Musul ve Kerkük’e, Suriye’de Halep ve Cerablus’a yoğunluklu olarak Türkmenleri yerleştirilmişti. Bugün Halep ve Cerablus’ta 900 bin Türk nüfusu var. Kırsal bölgelerde ise 400 bin civarında Türkmen yaşamaktadır.
İŞİD Halep’e girmek istediğinde Türkmenler şiddetli şekilde İŞİD’e karşı direniş göstermiştir. Türklerin direnişi şiddetli olmuş ve çok sayıda şehit vermişlerdi. Aynı şekilde İŞİD tarafından da oldukça çok İŞİD’ militanları öldürülmüştür.
Ne yazık ki dünya ve Türkiye medyasından tek birisi Halep ve Cerablus’taki kahraman Türkmen direnişinden bahsetmediğini görmekteyiz.
İŞİD’in elinde çok güçlü silah vardı ama buna karşılık Türkmenlerin elindeki silahlar hem yetersiz hem de desteğe ihtiyacı vardı.
Küresel Emeryalistler İŞİD’i vuruyoruz diyerek boş dağları bombardıman yaparak dünya kamu oyunu yanıltırken aynı zaman Türklere hem Rusların hem de Küresel Emperyalistlerin saldırmıştır.
Tam da bu sırada dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu Suriye’deki Türklere biz sizi unutmayacağız der ve Türkmenlere silah yardımına kalkışır.
Ama Küresel Emperyalistlerin içimizdeki uzantıları alçaklar, Türkmenlere gönderilen Mit Tırlarını durdurur ve silah sevkiyatını engellemeye çalışırlar.
Bu hainler bununla da yetinmez. PKK’ın Türkiye içinde silahlanmasına göz yumar yanlış istihbarı bilgiler sunarlar. PKK açılım döneminde iyice silahlanır ve hendekler kazar, yolların bazı noktalarına kazı yaparak patlayıcılar yerleştirirler.
Küresle güçlerin iç uzantısı olan hainler bununla da yetinmezler, Rus uçağını düşürerek Türkiye ile Rusya’yı savaşa sokmaya çalışır.
Yine bu alçak hainler bölgedeki Türkmenleri basit silahlarla silahlandırıp Esad’a karşı savaştırmaya çalışır. Bu durum karşısında Ruslar da Türkmenlere saldırır ve yüzlerce hatta binlerce Türkmen köyleri bombalanır. Türkiye böylece iç nedenlerden dolayı Suriye’deki Türkmenlere gerekli yardımı gönderemez.
Bu arada İŞİD anlaşma yapmak bahanesiyle Türkmen komutanların karargahına bir elamanını gönderir. O anlaşmaya gönderdiği elaman bir intiharcıdır ve Türk Karargahında kendisini patlatır. Böylece Türkmenlerin önemli üst düzey komutanları şehit olur. Türkmenler daha fazla direnemez ve birçok önemli nokta Suriye'de İŞİD'in eline geçer.
İŞİD veya DEAŞ; ele geçirdikleri yerlerdeki Türk kızlarını esir alır 100 veya 200 dolardan satışa çıkarır. Yine İŞİD esir aldıkları Türkmenlerin kafası ile internette poz verirken ne dünya medyasından ne de Türk medyasından İŞİD’in bu yaptıklarından tek bir söz edilmez.
Ama Suriye’deki PYD, YPG gibi bazı satılmış terör örgütünü hem silahlandırır hem de bunların yaptıkları çatışma hareketlerini allandırıp pullandırarak kahramanlıklarını dünya medyasına taşırlar.
Bu nedenle Türkmenler Türk medyasına küser.
Sonuçta Türkiye 15 Temmuz Darbesinde bu hainleri temizledikten ve iç hesaplaşmadan sonra Suriye’deki Türkmenlere verdiği sözlerinde durur ve Cerablus’a girerek bölgedeki terör örgütlerine büyük bir darbe indirmeye çalışır.
Ama Türkiye burada bir hata yapar. O hatası da tek başına hareket etmesidir. Çünkü Suriye'de tüm dünya ülkeleri kozlarını paylaştığı bir arenadır. Ama bunu terör ögrgütleri üzerinden yapar. Rusya Suriye'ye destek verirken, İran Hizbullah eliyle ora girer. Nato, Avrupa ülkeleri, ABD gibi ülkeler ise kendi kurdukları terör örgütleri (İŞD, PYD, PKK) orada bulunur.
Acaba Türkiye burada bir grupla mı yoksa tek başına mı hareket edecek. Bunu da zaman gösterecektir.
Bence doğru olanı sınır güvenliğini sağlayıp, direk Suriye'nin kendisi ile birlikte harreket geçmesi olacaktı. Ama bunu yaparsa başarılı olur. Yoksa biraz zor.