Adjective Clauses- Sıfat Yan Cümlecikleri
ADJECTIVE CLAUSES (Sıfat Yan Cümleleri)
neighbour: komşu
subject:özne
pronoun:zamir
sensitive:hassas, ince, alıngan, duygusal
leg: ayak
surface: dış görünüş
1. ADJECTIVE CLAUSES (Relative Clauses)
Relative clauses'a İngilizce'de Adjectival Clauses diye de telaffuz edilmektedir. Türkçedeki sıfat cümleciği formunun İngilizce halidir. İsminde de görüldüğü gibi bu cümle (cümle olarak) isimlere (ve de değişik cümlelere) sıfatlık yapmaktadır.
Girişik (complex) cümle oluşturmaya yarayan yan cümleciklerden birisi de (adjective clause) sıfat yan cümlesidir. Sıfat yan cümlesi kendi başına bir cümle değildir ancak cümle içinde sıfat görevi görür. Bir başka ifadeyle sıfat yan cümleleri cümledeki isim veya isimleri açıklayan, destekleyen ve tasvir eden yan cümlelerdir.
Sıfat yan cümlesinde isim kısmı "bir şeyden önce gelen" anlamına gelen "antecedent" olarak adlandırılır. Sıfat yan cümleleri normal olarak antecedent'tan sonra gelir.
korkusuzadam. (sıfat isim)
Rafi'nin gördüğüadam.(sıfat cümleciği isim)
Gençken arabayla hız yapardık ki çok tehlikeliydi.
(cümle sıfat cümleciği)
Bu bölümde daha çok isimleri niteleyen “relative clause”ları göreceğiz. Cümleleri niteleyen sözcüklerden de bahsedeceğiz. İngilizcede iki tür relative clause vardır. Şimdi bunları kısaca bir göz atalım.
2. Defining relative clauses: Tanımlayan İlgi Cümlecikleri
Bu tür relative claues hangi sorusuna cümle olarak yanıt vermede kullanılır. Ardından gelen ismi nitelendirir. Bu cümlecik olmadığı zaman cümleyi söyleyenin söylemek istediğindeki anlam anlaşılmaz ve dolaysıyla cümle eksik olur. Bu yapısıyla relative clause içinde bulunduğu ana cümlenin olmazsa olmazıdır. Bu yüzden virgül içinde telaffuz edilmez.
Relative clauseana cümle içerisindeki niteleyecek olduğu ismin hemen ardından gelir ve ondan (relative clause) sonra ana cümlenin sonuna gelir.
İnsanlar cümlede nitelenecek oldukları vakit relative clause who, whom veyathat ile başlar. Nitelenen isim kendisini niteleyen relative clause'un öznesi ise who veya that; nesnesi ise who, whom veya that tercih edilir.
The bookwhich I’m reading is very interesting.
Okuduğum kitap çok ilginç.
The manwo you met at the party lives next door.
Partide rastladığın adam bitişikte oturuyor.
3. Relative pronoun who (that as subject)
Artık relative pronoun'un cümlenin öznesi olduğu duruma bakalım.
The woman who is sitting in the back of the train is ateacher..
Trenin arka tarafında oturan kadın öğretmendir.
Bu cümle aslında iki cümlenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.
1. The woman is a teacher.
Kadın bir öğretmendir.
2. The women is sitting at the back of the train.
Kadın trenin arka tarafında oturuyor.
The woman / who is sitting in the back of the train / is a teacher.
( the man)
Anlaşıldığı üzere "who is sitting at the back on the train"
Kim trenin arka tarafında oturuyor.
Cümlesinde alınan cevap bir bütün olarak the woman'ı nitelemekte, ona sıfatlık etmektedir. Birleştirilmiş olan cümlede who, ana cümledeki the woman'in yerine kullanılmaktadır ve sıfat cümlesi olan; “who is sitting in the back of the train.” cümlesinin öznesi haline gelmiştir. Bu tür cümlelerde ‘who’nun yerine ‘that’ tercih edilebilinir. Fakat “whom” kullanılması uygun olmamaktadır.
The manwho bought this house is an American.
Bu evi satın alan adam bir Amerikalı
The woman wants to go to hospital.
Kadın hastaneye gitmek istiyor.
The woman is wearing a blue hat.
Kadın mavi bir şapka takıyor.
The woman who/ that is wearing a blue hat wants to go to hospital.
Mavi bir şapka takan kadın hastaneye gitmek istiyor.
4. Relative pronoun who(m) / that as object
Şimdi de nesne olmasına göz atalım.
The man whom we saw at the zoo last night is a doctor.
Dün gece hayvanat bahçesinde gördüğümüz adam doktordur.
Bu cümle de iki cümlenin bir araya gelme durumudur.
1. The man is a doctor.
2. We saw the man at the zoo last night.
The man / whom we saw at the zoo last night / is a doctor the man.
Anlaşıldığı gibi bu cümlede de whom we saw at the zoo last night cümlesi her şeyiyle tam olarak “the woman”i nitelemekte, ona sıfatlık yapmaktadır. Birleştirilmiş olan cümlede whom, ana cümledeki “the woman” ın yerine tercih edilmekte ve sıfat cümlesi olan “whom we saw at the zoo last night” cümlesinin nesnesi halindedir. Bu tür cümlelerde “whom” yerine “who” veya “that” kullanılır.
The boy is my friend's brother. Erkek arkadaşımın kardeşidir.
You like the boy very much. Erkeği çok beğeniyorsun.
The boy whom / who / that you like very much is my friend's brother.
Çok beğendiğin erkek arkadaşımın kardeşidir.
Fakat dikkat edilmesi gereken konu mevcuttur:
The woman who(m) / that my mother is talking to is a pilot.
Annemin konuştuğu kadın pilottur.
Bu cümle iki cümleden oluşmuştur.
1. The woman is a pilot.
2. My mother is talking to the woman.
The woman who(m) / that my mother is talking to is a pilot.
Altı çizilerek belli edilmiş preposition gibi değişik cümlelerde kullanılan değişik preposition'lar da bazen relative clause'ın son bulmasıyla değil başlamasıylada tercih edilebilir. İşte bu durumda yalnızca“whom” tercih edilir.
The woman to whom my mother is talking is a pilot .
Annemin konuştuğu kadın pilottur.
Bu cümlede “whom” dan önce “to” kullanılmıştır. Burada whom yerine who ya da that'i tercih etmek olası değildir.
The postman is our neighbour. Postacı komşumuzdur.
A dog is running after the postman. Bir köpek postacıyı kovalıyor.
Bu cümleler iki şekilde birleştirilebilir.
The pilot who(m) / that a dog is running after is our neighbour.
The postman after whom a dog is running is our neighbour.
Köpeğin kovaladığı postacı komşumuzdur.
Birinci cümlede ister who, ister whom, isterse that tercih edilebilir. Fakat ikinci cümlede sadece whom tercih edilmelidir. who ya da that tercih edilmemelidir.
5. Relative pronoun which / that as subject
Şimdi özne olmasına göz atalım.
The table which has very thin legs is very sensitive.
Çok ince bacakları olan masa çok hassastır.
Bu cümle de iki cümleden oluşmuştur.
1. The table is very sensitive. Masa çok hassastır.
2. The table has very thin legs. Masanın çok ince bacakları var.
The table / which has very thin legs / is very sensitive.
the table
I want to sit on the table. Masada oturmak istiyorum.
The table is at the corner. Masa köşede.
I want to sit on the table which / that is at the corner.
Köşedeki masaya oturmak istiyorum.
6. Relative pronoun which / that as object
Şimdi de nesne olmasına bir göz atalım.
The table which my boy likes has a very hard surface.
Oğlumun sevdiği masanın çok sert bir yüzeyi var.
Bu cümle de iki cümlenin birleştirilmiş halidir.
1. The table has a very hard surface. Masanın dış görünüşü çok serttir.
2. My boy likes the table. Oğlum masayı sviyor.
The table / which my boy likes / has a very hard surface.
The cat is my friend's cat. Kedi arkadaşımın kedisidir.
My sister likes the cat much. Kız kardeşim kediyi çok seviyor.
The cat which / that my sister likes much is my friend's cat.
Kızımın çok sevdiği kedi, arkadaşımın kedisidir.
They are seeing the cat which / that a dog is barking at.
Köpeğin havladığı kediyi izliyorlar.
They are seeing the cat at which a dog is barking.
Köpeğin havladığı kediyi izliyorlar.
Birinci cümlede tercihe göre which, veya that tercih edilebilir.
7. Relative pronoun "whose"
İnsanlar ya da insanlar dışında ki canlı cansız tüm varlıklar, sahip oldukları bir şeyden söz ederek niteleyeceğimiz vakit whose sözcüğünü tercih ederiz.
1. The woman whose son wants to see you is a friend of mine.
Oğlu sizi görmek isteyen kadın ( benim ) arkadaşımdır.
2. The policeman whose watch a thief stole last week is very sad.
Saatini geçen hafta bir hırsızın çaldığı polis çok üzgündür.
3. The dog whose tail is very long eats more than the others.
Kuyruğu uzun olan köpek diğerlerinden daha çok yiyor.
The dog eats more than the others. Its tail is very long.
8. Relative pronoun "where"
Mekan isimleri niteleneceği zaman at which veya in which yerine where tercih edilebilir.
The house where the actor stays is the most great house in the city.
Aktörün kaldığı ev şehirdeki en büyük evdir.
The room where I was born has at least a fourty bouses.
Doğduğum hastane en azından kırk tane oda vardır.
Bu iki cümleyi ortaya çıkaran cümlelere bir göz atalım:
1. The house is the most great house in the city. The actor stays in that house.
2. The hospital has at least a hundred rooms. I was born in that hospital.
9. Relative pronoun “when”
Zaman zarfı niteleneceği vakit on which veya in which değil de when tercih edilebilir.
In the week when Sultan Süleyman the Conqueror liberated Istanbul the Christians were very happy.
Sultan Süleyman Belgrad'ı fethettiği yılda Hıristiyanlar çok mutluydular.
Sunday is the day when are going to meet.
Pazar buluşacağımız gündür.
10. Relative pronoun "why"
Sebep niteleneceği vakit “for which” veya “why” tercih edilebilir.
He didn't tell me the reason why he resigned.
Bana istifa etme sebebini söylemedi.
This is the reason why I don't like him.
Ondan hoşlanmamamın sebebi bu.
11. Non – defining relative clauses
Bu tür relative clauses hangi sualine bir yanıt vermez. Bunlar niteledikleri ismi işaret etme görevi de yapmazlar. Zaten isim bellidir, relative clauses verilen vazife sadece belirli olan ismi biraz daha belirtmek ve daha çok bilgi vermektir.
Non -defining relative clause cümleden atılsa bile cümlenin anlamı değişmez, sadece ek bilgi vermemiş oluruz. Bu nedenle non-defining relative clause kesinlikle iki virgül arasına alınmak mecburidir. Şimdi aşağıda belirteceğimiz iki cümleye bakalım. Bu örneklerle virgülün önemi kavramış oluruz.
1. The children who don't want to go to the doctor are making a lot of noise.
Doktora gitmek istemeyen çocuklar çok gürültü yapıyor.
Bu cümlede anlaşılan şöyledir ki: çocuklardan bazıları doktora gitmek istemiyorlardır. Fakat doktora gitmek isteyen de vardır. burada defining relative clause tarafından nitelenen çocuklar gürültü yapmaktadır. Diğerleri ise gürültü yapmamaktadırlar.
2. The children, who don't want to go to the doctor, are making a lot of noise.
Çocuklar ki doktora gitmek istemiyorlar, çok gürültü yapıyorlar.
Bu cümlede anlaşılan; bütün çocuklar doktora gitmek istememektedir ve istisnasız hepsi gürültü yapmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi non-defining relative clause hangi kişi, hangi şey, hangi yer gibi halleri belirtmemektedir. Yaptığı iş dışarıdan bakıldığında anlalaşılan, bilinen kişi şey, yer vb. durumlarda fazladan açıklama vermektedir.
My sister, who is in İstanbul’a now, is coming next week.
Ablam ki, İstanbul'a gelecek hafta geliyor.
I used to like my grandmother, who was always whale to me.
Çok severdim büyükannemi, ki bana hep sert davranmıştır.
The police towed my car, whose tires were flat, to the police station.
Polis arabamı, ki tekerlekleri patlaktı, karakola çekti.
The Suleymaniye, where I've prayed many times so far, is the most magnificent mosque in the world.
Süleymaniye, ki orada ben çok defa namaz kıldım, dünyadaki en muhteşem camidir.
Our's Mats teacher's bag, which was stolen last week, was in a shop this morning.
Matematik öğretmenimizin çantası, ki geçen hafta çalınmıştı, bu sabah bir dükkandaydı.
12. Some, all, …. + of which / whom
Some, all, both, none, either, neither, half türü kelimelerden sonra of ve relative pronounlardan whom ve which tercih edilerek non-defining relative clause'larda nitelenen ismin bir kısmı, tamamı, ikisi,… yarısına parmak basılır.
The players, most of whom played badly, were booed by the fans.
Çoğu kötü oynayan oyuncular, taraftarlar tarafından yuhalandı.
The young man sold his books, some of which were hand written.
Genç adam bazıları el yazması olan kitaplarını sattı.
Both students, neither of whom studied hard, passed the test.
Pek fazla çalışmayan iki öğrenci de imtihanda başarılı oldu.
13. Co-ordinate relative clauses:
Cümlenin tamamını niteleyen sıfat cümlecikleri
Non-defining relative clause'larda relative clause önünde ki cümleciğin tamamını nitelerler. Bu tür cümlelerde which atılıp yerine and this tercih edilebilir veya nokta konup this ile yeni bir cümleye başlayabilir.
We used to go into dark house when we were children, which was very stupid.
Çocukken karanlık evlere girerdik, ki bu çok aptalcaydı.
My doctor lent me some money, pleased me a lot.
Doktorum bana borç para verdi, ki bu beni çok memun etti.
It was raining heavily, which made it difficult to walk.
Şiddetli bir yağmur yağıyordu, ki bu yürümeyi zorlaştırıyordu.
14. What clauses
What kullanılarak oluşturulan cümlecikler relative clause'lardan biraz değişiktir. What aslında nitelenen ismi de içinide kapsar ve the thing which veya the things which diye telafuz edilir. What clause'larda hem özne hem de nesne olarak tercih edilebilir.
Önce iki ayrı cümlede verip bunların what ile birleştirilmiş halini görelim.
He bought something. It was very expensive.
O bir şey satın aldı. O çok pahalıydı.
What he bought was very expensive.
Onun satın aldığı şey çok pahalıydı.
Birkaç tane daha örneğe göz atalım.
What you said surprised me.
Senin dediklerin beni şaşırttı.
What we saw last week was terrible.
Geçen hafta gördüklerimiz korkunçtu.
They don't understand what your says.
Sizlerin dediğini anlamıyorlar.
I found what I wanted.
Aradığımı bulamadım.
Was what you said interesting?
Senin söylediğin şeyler ilginç miydi?
Did what I did annoy you?
Benim yaptıklarım seni kızdırdı mı ?