Pozitif Hukuk

Pozitif Hukuk

İnsan Haklarının Korunmasında Pozitif Hukukun Önemi:

 

İnsan Haklarının Korunmasında Pozitif Hukukun Önemi:

İnsan haklarının pozitif hukukun üstüne taşınması, ancak onun ulusal üstü hukukta tanımlanması ve tanınmasıyla mümkün olabiliri. Ulusal üstü koruma mekanizmaları, insan haklarını iç hukuklarda etkin hale getirerek hukuk sistemlerinin üzerinde, onlara yol gösteren ve gerektiğinde denetleyen bir rol üslenir.

1. Bir hukuk devletinde; yasama, yürütme ve yargı güçleri birbirinden bağımsız olarak faaliyet göstermektedir. Bu güçlerden herhangi birisi herhangi bir hak ihlali söz konusu olduğunda diğer gücün buna engel olması için bu güçler bir birinden ayrı tutulmuştur

- Uygulamalarında daima insanların hak ve özgürlüklerini göz önünde bulunduran ve saygı gösteren devlet, insan haklarına saygılı devlettir.

İnsan Haklarına Saygılı Bir Devletin Genel Yapısı:

İnsan haklarına saygılı ve insan haklarına dayalı bir devlet her zaman insan haklarını koruyacağı ve gözeteceğinden söz edilebilir mi? Bu özelliklere sahip bir devlet, sizce hangi özelliklere sahip olmalıdır?

İnsan onurunun korunması, insan haklarına duyulan saygı ile mümkündür. İnsan haklarına saygının olmadığı bir yerde, ne hukuk devletinden ne de demokrasiden söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu kavramlardan biri olmadan diğerinin de yaşamayacağı birçok Birleşmiş Milletler (BM) genelgesinde açıkça dile getirilmiştir. Aslında hukuk, insan haklarının korunmasında bir araç rolünü üstlenecek ve bu bağlamda insan hakları, gerçekleştirilmesi gerekken bir amaç olacaktır.

Anayasa’mızda da açıkça ifade edildiği gibi demokratik hukuk devleti kavramı ancak “insan haklarına saygılı devlet” kavramıyla tamamlandığı zaman bir anlam ifade edecektir. Bunun doğal bir sonucu olarak insan hakları pozitif hukukun üstüne taşınması, ancak onun ulusal üstü hukukta tanımlanması ve tanınmasıyla mümkün olabilir. Ulusal üstü koruma mekanizmaları, insan haklarını iç hukuklarda etkin hale getirerek iç hukuk sistemlerinin üzerinde, onlara yol gösteren ve gerektiğinde denetleyen bir rol üstlenir.

Uygulamalarında daima insanların hak ve özgürlüklerinin göz önünde bulunduran ve saygı gösteren devlet, insan haklarına saygılı devlettir.

Ancak bunu anayasada belirttiği halde kişilerin haklarını kullanabilecekleri ortamı yaratmayan, devleti bireyin üstünde tutan, kendi çıkarların için hak ve özgürlükleri kısaltama yoluna giden devlet gerçek anlamda insan haklarına saygılı devlet sayılmaz ve böyle bir durumda insan haklarının varlığı anlamını yitirir. Bu nedenle devletin sadece insan haklarına saygılı olması yetmediği gibi anayasasında bu hakları düzenleyerek güvence altına alması da yetmemektedir.

İnsan haklarının korunması için devletin hem insan haklara saygılı hem de bu hakları güvence altına alacak demokratik bir hukuk sistemine sahip olması gerekmektedir. Bu da “insan haklarına dayanan devlet” ile gerçekleşir.

*İnsan haklarını, anayasa ve yasalarıyla tanıyan ve koruyan hukuk devleti, “İnsan haklarına dayalı devlet’tir.

Hukuk devleti, anayasa temeli üzerine kurulmuştur. Yasalar, anayasaya uygun olarak yapılır. Anayasa, ; insan hak ve özgürlüklerini tanıyıp koruduğu için yasalar da buna uymak zorundadır.

Anayasa ve yasalar, devletle bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyici olduğu için devletin, insan haklarına aykırı bir tutum sergilemesi mümkün değildir.  

Google+ WhatsApp